![]() |
![]() |
|
Aşk ve Sevgi Forumları Aşk ve sevgi ile konuları bu bölümde paylaşabilirsiniz. |
|
LinkBack | Seçenekler |
![]() |
#1 |
![]() |
Mavi düşünüp,siyah yaşıyoruz
![]() |
Alıntı
|
![]() |
|||||
Baslik | Kategori | Son Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj |
![]() |
Şairlerden Şiirler | Adenca | 0 | 787 | 11.Ocak.2019 17:45 |
![]() |
Şairlerden Şiirler | Adenca | 0 | 621 | 11.Ocak.2019 17:45 |
![]() |
Şairlerden Şiirler | Adenca | 0 | 660 | 11.Ocak.2019 17:45 |
![]() |
Şairlerden Şiirler | Adenca | 0 | 595 | 11.Ocak.2019 17:45 |
![]() |
Şairlerden Şiirler | Adenca | 0 | 641 | 11.Ocak.2019 17:45 |
![]() |
#2 |
![]() |
![]()
Nereye baksam "gel beni bul" diye haykırıyor aşk.
Takılıp gidiyorum ardından aşkın sesinin. Ulaşmaya çalışırken o sese, yakalamaya çalışırken; tökezliyorum her defasında ona giden yolda Düşüyorum... Her düşüşten sonra, yamalı bir sevda daha bırakıyorum ardımda. Ve anlıyorum her defasında neden hep kaçtığımı sevdalarımı yaşamaktan... Ve anlıyorum her defasında neden hep yarım bıraktığımı aşklarımı.. Ve anlıyorum her defasında, kendime yasakladığım sevdalarım ve sevdayı yaşamamışlıklarım, bitişleri görme cesareti yoksunluğundan başka birşey değil... "Sonsuz ve ölümsüz aşk yoktur" Ama o ses... Ahh o aşkın beni çağıran sesi yok mu? Tıkayamıyorum kulaklarımı artık. "Bulduğumda yaşayacağım bu sefer" kararlılığı ile koşuyorum hep. Düşüyorum.... En ufak bir sendelemede hemen yeni bir arayışa itiliyor yüreğim, sonra bir yeni arayışa daha, sonra bir yenisine daha..... Bu öyle bir kısırdöngü ki, aynı anda çoğul sevdalar esiyor yüreğime; eşzamanlı aşklar yaşıyorum.. Fırtınayı bekleyen ben, yetinmeye çalışıyorum rüzgârlarla.. Üselik çoğu rüzgâr bile değil ve aslında ben çoğunu en baştan anlıyorum, kendimi kandırıyorum.. Ama gene de atıyorum aşkın ılık esen rüzgârlarına kendimi. Sonu başından belli yarım yamalak sevdalar yaşıyorum. Her yamalı aşktan sonra daha fazla artıyor açlığım, daha fazla artıyor kana kana içme ihtiyacım.. Her biri için "acaba bu kez doğru kişi mi" diyerek eş zamanlı aşklar yaşıyorum. Ve ben, her defasında; daha da üşüyen bir yürekle başbaşa kalıyorum, daha da yalnız bir yürekle.. Ahh! Ama suç bende, salaklık bende.. Çok şey istiyorum ben!!!! İnsan olmalı ruh ikizim olmalı, kadın olmadan önce... Ruhumu soyabilmeli giysilerimden önce.. Zihinsel uyum "olmazsa olmaz" larımın başında geliyor.. Elleri bedenimden önce saçlarımda gezinebilmeli... Ruhum ile sevişebilecek bir yüreğe sahip beden olmalı yatağımdaki.. Ve eğer mümkün ise.. Lütfen.. Birlikte uyuyup birlikte uyanabileceğim biri olsun bu sefer... Görüyorsunuz ya; ne çok şey istiyorum. Üstelik bu kadar da değil, liste daha uzuyor... Tekrar aşkı yaşamayı yasaklasam kendime, eskisi gibi yarım bırakıp gitmeye karar versem???... mi acaba? Ama hayır, ben artık gerekirse boğulmak istiyorum sevda denizinde. Sonları da yaşamak istiyorum artık.. Şimdilerdekilerde değil ama, öncekiler, önceki sevdalarımda hep ışıl ışıl gözler vardı... sürekli düşünüldüğüm ve düşündüğüm, arandığım ve aradığım, çılgınca özlediğim ve özlendiğim, bulutların üzerinde yaşıyormuşcasına yaşanan sevdalardı benimkiler. Hep öyle kalsınlar istediğim için yarım bırakıldılar zaten. İstemedim o ışıl ışıl gözlerin donuklaşmasını.. İstemedim telefonumun nadiren çalmasını.. İstemedim paranoyalarımla başbaşa kalmayı.. Korktum hep bitişlerin acımasızlığından.. Sanırım aşk benden intikam alıyor. Dolu dolu, dopdolu aşkları yaşamadım, yarım bıraktım. "Madem öyle gel böye" diyor şimdi bana... "Gel beni bul" diye haykırırken bir yandan, diğer yandan da "ohh canıma değsin, sana sunduğum fırsatları geri teptin vaktinde, kendi düşen ağlamaz" diyor sanki.. Ey Aşk ! Af diliyorum senden işte... Çıksana artık karşıma, savursana beni fırtınalarınla.... |
Alıntı
|
![]() |
#3 |
![]() |
![]()
Seni seviyordum ve senin haberin yoktu.
Saçlarını izliyordum uzaktan, kulağının arkasına düşüşü ve burnun herkesten başkaydı işte. Güldüğün zaman yukarıya bakardın. Yukarı kalkan başın ve gülen gözlerin vardı, ne güzeldiler... Sen bilmiyordun, ben seni seviyordum. Kalbime sığmıyordu aklımdan geçenler. Duvarlara, vitrin camlarına kaldırımlara çarpıyordu. Geri dönüyordu çoğalarak. Senin sesini duyduğum masalarda erteliyordum herşeyi, her şeyi erteleyişim oluyordun. Kalp ağrısı oluyordun, birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun. Mevsimler değişiyor ve büyüyorduk. Dönemeçler geçiyor, köprüler göze alıyor ve bazen tekin olmayan suların üzerinden atlıyorduk. Cesurduk... Ufuk çizgisi maviydi, gün batımı hep turuncu ve kırmızıydı bütün karanfiller. Ben seni seviyordum, bilmiyordun. Sevinçlerim oluyordun arasıra, sen hiç bilmiyordun. Sonra herhangi biri oldun. Bütün sevinçlerim bittikten sonra yağmurlar yağdı serin haziran akşamları... Sonra bir gün uzaktan gördüm seni. Saçların bana inat, başın her şeye meydan okuyarak. İşte yine aynı... Kalbimi acıttın. Her zamanki gibi. Değiştik sanıyordum. Ve sen yine bilmiyordun. İCLAL AYDIN |
Alıntı
|
![]() |
#4 |
![]() |
![]()
Bitti…
Bu son cıglık, benden yana… Son haykırıs… Kapatıyorum sayfamı… Seni yazmak geceler boyu, sana bile fazla.. Tasıyamazsın cümleleri.. Bu son… Vazgecmek, kendime verdigim en kolay ceza…! Tükenişimi izlemeni istemiyorum… Bu sefer ben terk ediyorum seni… ‘’Seviyorum’’ ve ‘’Gidiyorum’’… Sevmek ve gitmek… Sana yakısır bir sevgi bu… Al, sana yakısanı ve cek git sevmelerimden…! Sen beni degil, ben seni gönderiyorum bilinmezliklere… Sana dair ne bir yazı ne bir gözyaşı… Sen diye birsey yok ki umutlarımda… Sen bugüne özel bir dünya.. Ben o dünyanın icinde, sana yabancı bir sehir.. Sehrimin ısıklarını sönduruyorum, sana ragmen… Seni ögütüyorum kalbimde, keskelere yer vermeden…! Sana ölüyorum, yeniden dogmak adına! Bir kez daha olmayacak! Alıstır benden gelen son cümlelere kendini… Ben diye birsey yok sende… Şimdi, seni bitiriyorum her nefeste… alıntı |
Alıntı
|
![]() |
#5 |
![]() |
![]()
Öyle bir yalnızlığın ortasındayım ki;
Neden herkes suskun Neden hiç kimse yok buralarda; Niye kaldım gene onunla; yalnızlıkla.. Herkes gitti bir ben kaldım buralarda Yeri göğü inleten bir çığlık atmak geliyor içimden Belki ışıklar yanar evlerde, Belki bozulur sessizlik, sesimle.. Gidiyorum, düşünüyorum, Sanki karanlık olan bu kenti İçinde hayalleriyle, ******leriyle Üzerimde taşıyorum.. Bu kentte mi paylaştım dostluğumu Bu kentte mi paylaştım aşkımı Bu kent mi aldı varımı, yoğumu Öyle bir yoğundu ki trafik Gidemiyorduk ileri, Herkes mutlutdu, her taraf ışıklara esir.. Belki de yolumu kaybettim, Bilmiyorum ben nerdeyim, İşte gene geldi aklıma gidişin Feryatlarda, çığlıklarda kalbim, Niye gitmiştin.. Ve sen öyle bir sevgiliydin ki sevgilim Giderken elveda bile demedin.. Sen sevdiğimdin benim.. Aklıma geldiğinde huzurla dolardı içim Gitmişsin... Niye gitmişsin.. Bu kent neler aldı benden, Ben ona seni verdim Sen sadece seni almadın giderken Şimdi içimdeki külleri yok etmeyeceğim, Yok etmeyeceğim ki; Bir gün alev aldığında Yangınım göklere vardığında; Seni de yaksın, tıpkı beni taktığın gibi.. Bir gün verecek mi bu kent bana seni Verse de ben alacak mıyım geri Gidişin bu kadar yıktı beni Niye gitmişsin? Niye.. Niye.. |
Alıntı
|
![]() |
#6 |
![]() |
![]()
Yeni bir tutkuyu kaldırmaz o
Yeni bir aşk öldürür ceylanı O sevdi mi çocuklar gibi sever Sen olsan ateşe verirsin tarlanı Çiçeklerini yerle bir edersin O bir duvar dibinde yatar sesizce Düş gibi görür inen akşamı Kelebekler yanaklarından öper O sevdi mi rüzgar gibi sever Sen olsan yere çalarsın şapkanı Yeni bir tutkuyu kaldıramaz o Yazık olur küçücük saçlarına Doyamadan gider derenin Işık beyazı çakıl taşlarına O sevdi mi yüreği bakakalır Sen olsan yeniler giyip gezersin Belki bir günde harcarsın paranı O yemeden içmeden kesilir Sevdiğini bir üzse bin üzülür Sen olsan üzersin sevdiğini O günde binkere ipe çekilir |
Alıntı
|
![]() |
#7 |
![]() |
![]()
Gelirsen piril piril bakislarinla gelmelisin ve mutlulugu asmalisin sol omzuna. Bakislarina kan dökmemelisin, kinden, nefretten, her tür tuzaktan arinarak çikmalisin yola. Hayati tasiyacak kadar yürekli olmali küçük parmaklarin, avuçlarinin içiyse her dem islak olmali.
Gelirsen gözlerini getirmelisin, içlerinde bakmaya doyamayacagim umut dolu gözbebeklerini de almalisin yanina. Bir ceylani bile kiskandiracak o nefis yürüyüsünle gelmelisin bana. Yürek titreten gülüslerini de almalisin yanina ve akmalisin yüregime daha ilk merhaba demek için hazirlik yaptigim anda. Ardinda biraktigin sözcüklerin tümünü silerek hafizandan, o öpmeye kiyamadigim dudaklarinla gelmelisin. Günesi getirmelisin gelirken, karanliklarin üzerine çullanmaliyiz seninle ve içimize gömmeliyiz karanligi. Hayatla basa çikabilecek kadar sert, en küçük kirilmada parçalanacak kadar yumusak bir yürekle gelmelisin bana gelirsen. Minicik öykülerinle gelmelisin, bir kedi kadar sessiz, bir kaplan kadar yirtici olmalisin yola çiktigin andan itibaren. Seni dinleme zevkini de getirmelisin bana, dudaklarindan dökülen her sözcügü içmeliyim kana kana. Feslegen kokulu saçlarinla gel gelirsen ve içinden topladigin çiçeklerini ver bana. Yüreginden sessizce süzülen nehirlerini getir bana, utangaçliklarini, sokulganliklarini, çilginliklarini da yanina yoldas yaparak. Ama neyse sen bana aldirma. Unut yukarida istediklerimin tümünü. "Gelirsen Sadece Kendini Getir Bana ." |
Alıntı
|
![]() |
#8 |
![]() |
![]()
Zaman yaşlanır, umutları eskitir,
Yine umutlanırım... Sevdalar geçer yıkılır, yenilir, Yine ayaklanırım... Çığlıklara hapsettiğim şarkılarım var benim.. Sessizliğin içinde ağır aksak yürüdüğüm yollarım var. Bir yerlerde takılıp düşsem de, tekrar kalkabiliyorum ayağa.. Ama dizlerimde yaraların izleri kalıyor, silinmiyorlar. Yarım kalmış hikayelerin tamamlanmamış cümlelerinde buluyorum kendimi.. Ne tamamlayabiliyorum, ne tamamlanabiliyorum.. Bir yanım hep eksik, hep kırık.. Dünyam bir bir yitirdi renklerini.. Ne deniz mavi eskisi gibi, ne de gökyüzü.. Korkularım bırakmıyor peşimi.. Adımlarıma yapışmışçasına nereye gitsem benimle geliyorlar adeta. Sesleri duymaktan yoksun kulaklarım, sözcükleri söylemekten korkan dudaklarım var. Zaman hiç bir şeye aldırmadan devam ediyor yoluna.. Ya ben gecikiyorum zamana, ya da geç kaldıklarım erken çıkıyor karşıma... Alıştım sanırken acılara.. An olur bazen tutamam kendimi, Delirir isyanım... Bu sensizliğim mi, yoksa yalnızlığım mı bilmiyorum.. Bir bilsen.. Seni her özlediğimde bir nokta bıraktım duvarlarıma.. Eğer bir gün gerçekten tutarsam ellerini, bakıp ta görürsem gözlerindeki o sevdalı hali, o noktaları birleştirip sevdanın kalemiyle, mutluluğun resmini çizeceğim dünyaya.. İşte o gün yine masmavi, berrak bir güne uyanacak deniz.. Bulanıklığını benden uzağa atacak.. Bütün gecelerim sabaha varacak.. Ve bir daha hiç gece olmayacak... Sensiz geçen günlerimin hesabını yarınlardan soracağım.. Sevinçlere boğulacak içimdeki çocuk.. Yeniden seveceğim yağmurları.. Hiç söylenmemiş, hiç dillenmemiş kelimeler fısıldayacak rüzgar. Hiç kimseler bilmeyecek, duymayacak, anlamayacak.. Bunlar olacak değil mi? Bu garip fani beden, Bu deli ruh benim.. Atamam, satamam, Dert benim, dertler benim... Bu acı kızgın hüzün, Kırık düşler benim.. Susamam, susturamam, Söz benim, sözler benim... Korkuyorum işte.. Korkularımı büyütüyor zaman gitgide.. Ne olur izin verme korkmama, kendimden kaçmama.. Geç kalmama izin verme kendime, geç kaldıklarımınsa önünde bırakma.. |
Alıntı
|
![]() |
#9 |
![]() |
![]()
Ve bulut kapattı gözkapağını.
Boğazımdaki düğüm çözüldü. Yanağımdan o yağmur damlası süzüldü. Sen "yağmur"umdun sakladığım, Gözlerimden döküldün ağladığımda. Çoğaldıkça yakan bir sevdaydın. "Su" sandığım an ateş oldun. Bermuda’nın sırrı sende gizliydi. Geldim... gidemedim. Çok sevdim. Belki de Kaf Dağı’nın ardındaki Simurg sendin. Dokunsam bitecek gibiydin. Ulaşsam, "olmayacaktın" sanki. Yokluğun varlığını şakağından vuracaktı. Gelmedim, hep var olasın diye. Gelmedim, hiç bitmeyesin diye. İçimde sana dair ne çok şey... Şimdi düşünüyorum da Meğer ne büyükmüşsün. Bir kalbi içine alacak kadar. Ve aslında sen ne küçükmüşsün. Bir kalbin içine sığacak kadar. Sen "ben" olmuştun. Ben senle dopdoluydum. Kapını çalsam, "Kim o?" dediğinde; "Senim" diyebilirdim. Ah "ben", senim. Ben senim... "La" notasını duymak için dinledim şarkıyı. Başlığını koyup bitirecektim şiiri. Kitaın kapağına bakmak yetecekti. Yetmedi. Şelalenin dönüşü olmayan noktasındayım şimdi. Bir dala tutunacak olsam, Dal sensin. Düşsem suyun derinliğine, Derinliktesin. Mecnun Leylaya şiir yazmış mıydı acaba? Yoksa yanına "kalem" yerine "kalbini" mi almıştı? Sadece inlemiş miydi gecelerde? Sen de beni gerçekten sevdiğinde, Kelimelerini uçurumdan atar mısın? "Söz" yerine "öz"ünü bana sunar mısın? Yusuf iradesini buldu. Züleyha aciz oldu. Ben seni sevdim. Fildişi kulelerde aşk katına indim. Şimdi vakit şarkıların sesini kısma, Susma, Unutma zamanı. Yaşanmamışçasına hafızaya ket vurma zamanı. Ne varsa sana dair yüreğimde. Sırra kadem basmalı artık.Vakit geldi. Bak işte , Sırattan geçiyor sevgimiz. Sus ve yürü. Bu senfoniye kulak ver. Değil mi ki, bu gitmek bir dönmeye gebe; Ve bu dönmek, hiç bitmemeye... Sen şimdi kapat gözlerini. Müziği dinle, aç sesini. Unut beni... |
Alıntı
|
![]() |
#10 |
![]() |
![]()
Senin sevginin verdiği sıcaklıkla ısıtıyorum yüreğimi ve her gece yatağıma uzandığımda sesinle süslüyorum hayallerimi. Gecenin karanlığına inat gözlerinin pırıltısıyla aydınlatıyorum kalbimi. Ve her gözlerimi kapatışımda görüyorum hayalini. Sen benim yüreğimsin yar...
Hayatı seninle yaşamak daha güzel şimdilerde. Aldığım her nefes daha kıymetli bugünlerde. Kuş cıvıltıları bir başka geliyor kulağıma. Hayalinin resmini çizdim odamın duvarlarına sensizliği yaşamamak için. Her şarkıda seni buluyorum; çünki hayatımın her parçasında sen varsın. Öyle sevdim ki seni, öyle yüreğimden, öyle kalbimin ta derininden, kalbimin en üst köşesine oturttum seni. Baştacımsın benim için. Sen benim yüreğimsin yar... Kalbimin kıyılarında senin sevdan var. Demir atmış yüreğime .Herhalde dünyadaki en şanslı kişi benim; çünki senin sevgine barınaklık yapıyorum. Uçurumun kenarındaki karanfilin yanlızlığıdır sen yokken yanlızlığım. Bulutların, ağlarcasına yağdığı yağmurun arkasından çıkan güneşin oluşturduğu gökkuşağının hayranlığıdır benim için varlığın. Öyle sususuzum ki sevgine, öyle yanlızım ki sen yokken yanımda, öyle hayranım ki sana dünyadaki tüm sözcükleri bir araya getirsen anlatamaz seni bana. Sen benim yüreğimsin yar... Bilinmezlerin içindeki tek bildiğimsin. Seninle süslüyorum yarınlara dair kurduğum düşleri. Ve hiçbir zaman korkmuyorum bu aşk denizinde yüzmekten. Varlığın bile bir başka atmasının sağlıyor kalbimin, yokuluğun ise yakıp kavuruyor yüreğimi. Bilemediğim, karanlık yarınlarımdaki tek günseşimsin. Sen benim kalbimsin yar... Dünyada söylenebilecek en güzel iki kelimenin anlamını çözüyorum sende. İyi ki varsın, iyi ki yanımdasın. Seni son nefesime kadar dünyaya anlatacak kadar değil, öldüğümde bile meleklere anlatacak kadar seviyorum! |
Alıntı
|
Bookmarks |
Etiketler |
düşünüp , mavi , siyah , yaşıyoruz |
|
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Neden yaşıyoruz ? | Futbolcu | Serbet Kürsü | 0 | 05.Ocak.2019 09:40 |
Mavi’yi Kim Kurdu ? | Ersin | Bunları Biliyor musunuz? | 0 | 22.Aralık.2018 22:51 |
2019 Erkek Siyah Beyaz Avatarlar - Erkek Siyah Beyaz Avatarları | Rwa | Fotoğraf Arşivi Forumları | 2 | 15.Aralık.2018 21:58 |
2019 Bayan Siyah Beyaz Avatarlar - Bayan Siyah Beyaz Avatarları | Rwa | Fotoğraf Arşivi Forumları | 2 | 15.Aralık.2018 21:54 |
Mavi Halkalı Ahtapot (Hapalochlaena lunulata) | Ersin | Serbet Kürsü | 0 | 14.Aralık.2018 17:27 |