|  21.Aralık.2018 | #1 | 
        | 
 
                        Banned   
                               
                                Üye No: 20
                                
                 Üyelik tarihi: 06.Aralık.2018 
                 Şehir: Avrupa
                 
           Beğendikleri: 540
 
           Alınan Beğeni: 282
 
HF Ticaret Sayısı: (0 )
HF  Ticaret Yüzdesi: ( %)
 
            Ruh Hali
 
          Kan Grubum: AB RH + 
 | 
                                 Sanatın psikolojisi 
 
 
 
Tragedyanın Doğuşu’nun yayımından on beş yıl sonra, “Ne kadar pişmanım diyordu, Kant ve Schopenhauer’in formüllerine dayanarak yeni ve bilinmedik değerlendirmelerle Kant’ın ve Schonpenhauer’in anlayışlarına ve beğenilerine uymayacak bir takım fikirler aramış olmaktan....” (Tragedyanın Doğuşu, 1886 yayımı önsözü)
 “Yeni ve bilinmedik değerlendirmeler”...demek hala onlarda bir takım değerler buluyordu. Gerçekten, Nietzsche’nin hiçbir zaman değiştirmediği bir sanat psikolojisi vardır. Bu, “sanatçı metafiziği”nde de vardır, sanatçının psikolojisi de bu yüzden, hatta diyalektik karmaşıklığına karşın, yeni bir ilgi alanı oluşturur.
 
 1- Her şeyden önce, Nietzsche’ye göre güzel ile hoş arasında hiçbir fark yoktur. Hoşluk, kurgudur. Estetikçi filozoflar arasında çok yaygın bir görüş vardır (kimse de bunu pek çürütmeye çalışmaz): güzel gerçekliğin bir basamak üstüdür, sanat taklit ettiği nesneleri ve insanları kendi yönlerinde kusursuzlaştırır, kişinin karışık çizgilerinden kendisine göre bir örnek çıkarır, ama kişiyi olanca arı varlığı ve bütünlüğü içinde değil. Bu görüş, Nietzsche’ye göre doğru bir estetik verinin yanlış bir felsefi yorumudur. Evet sanat yapıtının ereği kesin, kusursuz, eksiksiz biçimler, örnekler vermektir. Ama bu örnekler, bu biçimleri sanat gerçek olandan çıkarmaz, onları gerçekliğe bağlamaz; çünkü onlar bütünlükleriyle varsayılmazlar; sanat onları yoktan var eder.
 
 Alıntı.
 
 | 
        |  | Alıntı 
 |