Uyumadım bütün gece, nöbetindeyim ayrılığın..
Gideli oldu kaç sene bilmem, bilmem kaç senedir uzağındayım.
Ezberimde adın var tekrar tekrar tekrarlarım..
Ne zaman bir mavi, bir yeşil düşünsem, ne zaman bir düşüme gökkuşağı iliştirsem,
Gözlerin takılır aklıma, yeri göğü kahveye boyarım..
Sen, yaşanmamış çocukluğum
Sen, deli kanım, gençlik çağım..
Sen, uçurum kenarlarında ip atlatan cesaretim, çılgınlığım, gözü karalığım, gözü karalım..
Başımın tacı varlığın,
Varlığın memletim, kimliğim, inancım..
Varlığın beni bu derde atanım, yüreğimi aşk ateşiyle diri diri yakanım.
Bir de yokluğun var elbet !
Bir de yok olasıca yokluğun, başımı taşlara vurduranım yokluğun..
Uykusuzluğum..
Üzerime müebbet yalnızlıklar yığan hakimim, savcım, avukatım.
Yokluğun, demir parmaklıklar ardında kaybedilen ömrüm,
Buluta, güneşe, denize tutkunken, tutsaklığım.
Havaya, suya tutanamayaşım, sarılımayaşım..
Özlerim de var,
Tenine, terine, kokuna..
Kirpiklerinin kıvrımına, ayağından tut saçına,
Sorma ne olur sorma, vazgeçemeyişlerimi,
Ne olur sorma, neden sevdanı yüreğimden kapı dışarı edemediğimi,
Sorma yalvarırım,
Gurursuzum, gurursuzunum..
Nursen Yıldırım
|