Harzemşahlar Devletini yeniden ayağa kaldıran ve devlet teşkilatlanmasını tamamlayarak bağımsızlığını ilan eden Celaleddin Harzemşah, bölgedeki en önemli güç haline gelen Anadolu Selçuklu Devleti ile iyi ilişkiler içerisine girmeye, Anadolu Selçuklu Hükümdarı Alaeddin Keykubad’ın dostluğunu kazanmaya çalışıyordu. Bu doğrultuda Anadolu Selçuklu Devleti’nin doğu sınırının bir dostu olarak kendisinin güvencesinde olduğunu açıkça ifade eden Celaleddin Harzemşah, böylelikle Moğol Tehdidine karşı bir müttefik kazanmış ve batı hudutlarını güvence altına almış oldu. Ancak Uzluğşah döneminde ortaya çıkan anlaşmazlıklar sebebiyle Hilafet makamına sahip olan Abbasiler ile sorunlar devam ediyordu. Anadolu Selçuklu Devleti ile gelişen iyi ilişkiler ve Harzemşahların bağımsız bir devlet haline gelmesinden sonra Abbasiler ile tekrar ortaya çıkan sorunlar Ahlat Kalesi Meselesi ve Yassı Çemen Savaşı’nın zeminini hazırlamış, bu vakalar neticesinde Harzemşahlar Devletini yıkılmış ve tarih sahnesinden silinmiştir.
Yassı Çemen Savaşı
Moğollar hem kendisine karşı zafer kazanabilmiş ve Moğolların yenilmez olduğu düşüncesine gölge düşüren Celaleddin Harzemşah’a karşı temkinli yaklaşıyorlar hem de Türk Dünyasının en güçlü devleti haline gelen Anadolu Selçuklu Devletine en güçlü döneminde doğrudan taarruz etmekten çekiniyorlardı. Üstelik bu iki Türk Devleti iyi ilişkiler içerisine girmişlerdi ve olası bir Moğol Saldırısına karşı ittifak etmeleri kaçınılmazdı. Moğol Hükümdarı Cengiz Han, Anadolu Selçuklu Devleti ile Harzemşahlar arasındaki olası ittifaka karşı aralarında ihtilaf meydana getirmek amacıyla askerlerine Harezm askerlerinin kıyafetlerini giydirerek Selçuklu şehirlerini istila ve talan hareketlerine girişti.
Cengiz Han’ın bu hamlesi sonuç verdi ve Anadolu Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubat bu saldırıdan Celaleddin Harzemşah’ı sorumlu tuttu. Celalettin, Alaeddin Keykubad’a, bu saldırıların kendisi tarafından gerçekleştirilmediğini belirten mektuplar gönderse de Sultan Keykubad, kendisine itibar etmeyerek saldırıların sorumlusu olarak Harzemşahları sorumlu tutmaya devam etti. Moğolların giriştikleri bu hile işe yaramış, Anadolu Selçukluları ile Harzemşahların arasına husumet girmişti. Bu husumet, Ahlat kalesi meselesi ile daha da derinleşerek Yassı Çemen Savaşı’nın temel sebeplerini meydana getirmeye başladı (1227).
Anadolu Selçuklularının eski Ahlat Valisi Hacip Ali, Harzemşahların ele geçirdiği Ahlat Kalesi’ni geri almak için harekete geçip kaleyi tekrar geri aldı. Harzemşah hükümdarı Celalettin, bunun üzerine kaleyi geri almak için Ahlat Kalesini kuşatınca Selçuklu Hükümdarı Keykubad ile iyi ilişkiler kurmuş olan Hacip Ali, Harezm Hükümdarı Celalettin’in kuşatmayı kaldırmasını istemesini talep etti. Sultan Keykubad, Hacip Ali’nin talebi üzerine Harezm Hükümdarı Celalettin’e kuşatmayı kaldırmasını istedi. Harezm Hükümdarı Celalettin, kalenin zaten kendisinin olduğunu, Hacip Ali’nin kaleyi iade etmesi gerektiğini belirtse de Sultan Keykubad, Celalettin Harezm’in taleplerini umursamayıp Ahlat Kalesi Kuşatmasını kayıtsız şartsız kaldırmasını emreder bir üslupla talep edince Yassı Çemen Savaşı’na sebep olan husumet hat safhaya ulaştı. Alaettin Keykubad ile Harzemşah hükümdarı Celalettin arasında giderek artan husumet, Ahlat Kalesi meselesi ile tehdit içeren mektuplaşmalarla hat safhaya ulaşmıştı. Bunun üzerine Sultan Keykubat, ordusunun başına geçerek düşman haline gelen Harzemşah tehdidindi ortadan kaldırmak amacıyla Erzincan üzerine sefere çıktı. Selçuklu taarruzuna hazırlıklı olan Celalettin Harzemşah, Selçuklu Ordusunu Erzincan yakınlarındaki Yassı Çemen ovasında karşıladı. Harzemşahlar, her ne kadar güçlü bir devlet geçmişleri olsa da Moğol İstilalarıyla oldukça zayıflamışlardı. Üstelik Türk ve Müslüman olan Harzemşahlar Devletinin ordusu, kendileri gibi Türk ve Müslüman olan Anadolu Selçukluları ile savaşmaktan kaçınıyorlardı. Anadolu Selçuklu Devleti ise en parlak dönemini yaşıyordu ve Anadolu’nun büyük kısmına hâkim durumdaydı. 1230 yılında meydana gelen Yassı Çemen savaşı sonunda ağır bir yenilgiye uğrayan Harzemşah Hükümdarı Celalettin Harezm, savaşın sonundaki ağır mağlubiyetin üzerine hem düşmanlarından hem de kendi askerlerinden kaçmak zorunda kaldı. Beraberinde kendisine bağlı birkaç asker alabilen Celalettin Harzemşah, savaş meydanından kaçabilse de kaçış yolunda yolunu kesen atlı hırsızlar tarafından öldürüldü.
Yassı Çemen Savaşı neticesinde Harzemşahlar Devleti tamamen yıkılmış ve Anadolu Selçuklu Devleti sınırlarını Ahlat, Bitlis, Van, Malazgirt ve Tiflis’e kadar genişletmişti ancak Harzemşahlar İç Asya’dan koparıp Anadolu’ya sürükleyen Moğollar ile karşı karşıya gelmelerine sebep olmuştu. Nitekim Harzemşahların ortadan kalkmasıyla Yassı Çemen Savaşından 13 yıl sonra gerçekleşen Kösedağ Savaşı ile Moğollar Anadolu’ya girerek Anadolu Selçuklu Devletinin yıkılma sürecine girmesine sebep olmuştur. Selçuklu – Harzemşahlar münasebetlerinin beklide en dikkate değer tarafı Moğol hükümdarı Cengiz Han’ın beşinci kol faaliyetleriyle iki Türk ve Müslüman devlet arasına nifak sokmasıdır. Zira Moğol İstilalarıyla İç Asya’dan sürülen Harzemşahlar Devletinin devlet adamları ve soyluları, aslında Anadolu Selçuklu Devletinin himayesi altına girmek için Anadolu’ya hareket etmişlerdi. Anadolu Selçuklu Devleti ile Harzemşahlar Devletinin güç birliği yapması, belki de Moğol İstilalarının Anadolu’ya ilerlemesine engel olacak, Türk Tarihi ve Dünya Tarihinin bölgedeki tezahürüne önemli etkilerde bulunacaktı. Moğolların bu iki Türk Devleti arasına soktuğu düşmanlık, Moğol İstilalarının Anadolu’ya uzanmasını sağlayan önemli bir faktör olarak dikkat çekmektedir.

alone.. ☕
|