Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07.Ekim.2018   #1
DurumuÇevrimdışı
Baby
Baby - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Üye No: 6
Üyelik tarihi: 04.Ekim.2018
Şehir:
Mesaj Sayısı: 273
Konu Sayısı: 73
Beğendikleri: 47
Alınan Beğeni: 40
HF Ticaret Sayısı: (0)
HF Ticaret Yüzdesi: (%)
Ruh Hali
Kan Grubum:

Standart Babür İmparatorluğu

Babür İmparatorluğu (Babürlüler) 1526 yılında Zahireddin Muhammed Babür tarafından Delhi’de kurulmuş, varlığını 1858 yılına kadar devam ettirerek İngiliz sömürgeciliği neticesinde yıkılarak bugünün Hindistan Devletinin alt yapısını teşkil etmiştir.

Babür İmparatorluğu 1526 yılında Zahireddin Muhammed Babür tarafından Delhi’de kurulmuş, varlığını 1858 yılına kadar devam ettirerek İngiliz sömürgeciliği neticesinde yıkılarak bugünün Hindistan Devletinin alt yapısını teşkil etmiştir.

Önce Gazne Devleti sonrasında ise Timur Devleti döneminde İç Asya’da giderek artan Türk nüfusu, Gazne ve Timur Devletlerinin yıkılmasından sonra henüz büyük bir devlet haline gelememişlerdi ve küçük beylikler ve devlet olamayan hükümdarlıklar halinde varlıklarını devam ettirmekteydiler. Bu yerel beyliklerden biri olan Fergana Hükümdarlığı da Timur’un torunlarından olan Şeyh Ömer Mirza idaresinde Fergana bölgesinde hüküm sürmekteydi.

Fergana Hükümdarlığının Hanı Şeyh Ömer Mirza, 1504 yılında vefat ettiğinde saltanat varisi olarak büyük oğlu Zahireddin Muhammed Babür saltanat makamına geçecekti. Ancak amcası saltanat üzerinde hak iddia ederek hükümdarlık mücadelesi içerisine girişince henüz 21 yaşında olan Zahireddin Muhammed, kendisine bağlı ordusu ile birlikte Kabil’e kaçmak zorunda kaldı. Burada güçlenerek kendisini Timur’un varisi ilan etti ve Babür İmparatorluğunun temellerini attı (1507).

Kabil’de itibar edilir bir güce eriştikten sonra 1519’da Sind ırmağı boylarına kadar ilerledi. Pencap bölgesini yerel hükümdarlıklardan alarak hakimiyet alanını genişletti ve 3 yıl sonra Sind ırmağını geçerek Belücistan bölgesini de topraklarına kattı. Belücistan bölgesine kadar yerel hükümdarlarla mücadele eden Zahireddin Muhammed Han, Delhi bölgesinde güçlü bir devlet kurmuş olan İbrahim Ludi ile karşılaştı. 100 Bin kişilik devasa ordusu ile yenilmez bir güç olarak Delhi’ye hükmeden İbrahim Ludi, binlerce savaş fili ve ağır piyadeler ile bölgesinde korku salan bir devlet konumunda idi. Zahireddin Muhammed Han’ın ise ancak 13 Bin atlı süvarisi bulunuyordu. İki yıllık hazırlık neticesinde ordusunu güçlendiren Zahireddin Muhammed Han, Osmanlı göçmeni Mustafa Rumi adlı bir komutan vasıtası ile küçük bir topçu birliğine sahip hale geldi. Bir kısım ateşli silahlarda temin ederek ordusunu güçlendirdi ve 1524’de Delhi üzerine yürüyüp İbrahim Ludi ile büyük bir mücadele içerisine girişti. Mustafa Rumi tarafından temin edilen topçu birlikleri ve ateşli silahlarla önemli bir avantaj elde ederek 13 Bin kişilik ordusu ile 100 Bin kişilik Ludi ordusunu mağlup edip 1000 adet savaş fili aldı ve ordusunu muazzam bir güce kavuşturdu.

Delhi, Sind ve Belücistan’ın hâkimi durumuna gelen Zahireddin Muhammed Han, hâkimiyetini devletleştirmek için çalışmalara başlayarak iki yıl içerisinde devlet teşkilatlanmasını ve ordusunu düzenledi ve 1526 yılında devlet haline gelerek Babür İmparatorluğunu tarih sahnesine çıkarttı.

Zahireddin Muhammed Han Dönemi (1526 – 1530)
Himalaya Dağlarının eteklerinde kurulan Babür İmparatorluğu ile Gazne Devleti döneminde Hint coğrafyasına giren ve putperest kavimlere İslamiyeti ulaştıran Gazneli Mahmut gibi Hint coğrafyasında ikinci kez bir Türk Devleti hüküm sürüyordu. Zahireddin Muhammed Han, babasından kalan saltanat makamına yerleşememiş, amcasına bırakmak zorunda kaldığı saltanat makamını terk ederek daha büyük, daha görkemli ve çok daha ihtişamlı bir devlet kurarak Babür İmparatorluğunu tarih sahnesine çıkartmıştı.

Zahireddin Muhammed Han, Delhi Hükümdarı İbrahim Ludi’yi çetin bir mücadelenin sonunda mağlup ederek savaş ganimetleriyle ordusunu güçlendirmiş, idari ve askeri düzenlemelerini tamamlayarak müstakil ve bağımsız bir devlet haline gelmişti. Hint coğrafyasının en önemli kentlerinden biri olan Delhi’de kurulan Babür İmparatorluğu’nun ilk düşmanları bölgedeki hâkimiyetlerine gölge düşen Hindu krallıkları oldu. Pustepers yerel Hint krallıkları, Gazne döneminde olduğu gibi İslamiyetin bölgede yayılmasını sağlayacak olan bu Müslüman Türk Devletine karşı ilk taarruzunu 1527’de gerçekleştirdiler. Zahireddin Muhammed Han, birleşerek üzerine taarruz eden yerel Hindu krallıklarını mağlup ederek karşı taarruz ile önce Agra kentini, bir yıl sonra ise Luknov ve Bengal kentlerini de hâkimiyeti altına aldı.

Aynı zamanda edebiyatçı ve şair olan Zahireddin Muhammed Han, edebi eserlere önem vermiş, hem kendi yazdığı hem de saray şairlerine yazdırdığı önemli eserlerle Türk Kültür Tarihinde fevkalade bir yer edinmiştir. Hem saray edebiyatında hem de devletin resmi yazışmalarını Arap alfabesi ve Çağatay Türkçesini kullanan Zahireddin Muhammed Han döneminde yazılmış olan edebi eserler, Dünya Çapındaki pek çok edebiyatçı tarafından birer şaheser olarak görülmüş, tüm zamanların en iyi Türkçe eserleri olarak kabul edilmiştir.

Zahireddin Muhammed Han, 1529 yılında ağır bir hastalığa yakalanarak konuşamaz duruma geldi. Henüz hayatta iken saltanatını büyük oğlu Hümayun’a devredeceğini ilan ederek 1530 yılında vefat etti.

Hümayun Han Dönemi (1530 – 1556)
Hümayun Han, babasının vefatı öncesinde hükümdar ilan edilmiş olmasına rağmen Zahireddin Muhammed Han’ın vefatı ile diğer kardeşler saltanat mücadelesi içerisine girmeye başladı ve Babür İmparatorluğu Fetret dönemine girdi. Zahireddin Muhammed Han döneminde kendilerine valilikler tahsis edilerek emirlerine verilen ordular ile müstakil birer güç haline gelen saltanat varisleri, ellerindeki güce güvenerek babalarının vasiyetine rağmen ağabeyleri Hümayun Han’ın saltanatını tanımadıklarını ilan ettiler. Birbirleri ile anlaşarak güçlerini birleştiren kardeşleri ile mücadele etmekte zorlanan Hümayun Han, kardeşlerine geniş araziler ve imtiyazlar vermek zorunda kaldı.

Yaşanan bu iç çekişme Babür İmparatorluğunun otoritesinin sarsılması anlamına geliyordu. Bu durumdan istifade etmek isteyen yerel Hint krallıkları ve raca adı verilen toprak sahibi prensler ittifak kurarak Babür İmparatorluğu üzerine taarruzlar düzenlemeye başladılar. Bu taarruzlara Afgan Emirlikleri ve Zahireddin Muhammed Han döneminde mağlup edilen Ludi hükümdarlığı da müdahil olunca Babür İmparatorluğu öç cepheden taarruz altında kaldı. Hümayun Han, içinde bulunduğu zor duruma rağmen isyan hareketlerini ve taarruzları bastırarak toprak kaybetmeksizin tüm dış tehditleri bertaraf etti. Ancak iç tehditler devam ediyordu. Saltanat mücadelesi içerisine giriştiği kardeşlerinden Gücerat valisi olan Askeri Han, daha çok imtiyaz koparmak ve hâkimiyet alanını genişletmek için Agra üzerine yürüdü. Bu taarruz ile mücadele etmekte zorlanan Hümayun Han, kardeşine Agra bölgesinden geniş araziler ve ek imtiyazlar vererek barışı yeniden sağladı ancak Askeri Han’ın bu hamlesi, imtiyaz ve arazi isteyen diğer kardeşlerin taarruzlarına zemin hazırladı ve Fetret vakalarının daha da artmasına yol açtı.

Ortaya çıkan iç ve dış tehditler bir şekilde bertaraf edilmişti ancak kesin sonuç alınamadığı için ardı kesilmiyordu. Mağlup edilen Ludi Krallığı zayıflamış, yerine kurulmak istenen Sur Devleti’nin devrik hükümdarı Şir Han İbrahim Ludi döneminde kaybedilen Agra topraklarını yeniden geri alabilmek için gece vakti bir baskınla Agra’ya taarruz etmişti. Hümayun Han, Şir Han’ın beklenmedik taarruzuna karşı saltanat varisi kardeşlerinden yardım istedi ancak kendisine destek vermemeleri nedeniyle Safevi hükümdarı Tahmasp’a sığınmak zorunda kaldı. Şir Han, Osmanlı Devleti ile anlaşıp Safevi Devletini yıkmak için işbirliği içerisine girmişti. Bu durumdan haberdar olan Tahmasp, Hümayun Han’a destek vererek orduları ile birlikte Şir Han üzerine taarruz etti ve Kabil, Kandahar, Bedahşan kentlerini kuşatmış olan Şir Han ordularını mağlup ederek bu kentleri geri aldı. Ancak Hümayun Han ile Tahmasp arasında gerçekleşen bu ittifak uzun sürmedi. Zira Safevi Devleti, Şii inanışına mensup olmaları nedeniyle İslam dünyası tarafından dışlanmaktaydı. İtikadi ihtilaf nedeniyle Safevi Devleti ile birlikte hareket etmek yerine Osmanlı Devleti ile işbirliği yapmak isteyen Hümayun Han, Safevi Devleti aleyhine ittifak kurmak amacıyla Kanuni Sultan Süleyman’a “Padişah Baba” diye hitap ederek bir mektup gönderdi. Ancak bu mektubuna cevap alamadı.

Hümayun Han, devam eden yıllarda saltanat makamını koruyarak kardeşleri ile siyasi olarak mücadele etmeye devam etti. Şir Han bertaraf edilmiş, Hint Krallıklar püskürtülmüş, Afgan taarruzları sonuçsuz bırakılmıştı. Vazifesini fazlasıyla yerine getiren Hümayun Han, kütüphanesindeki üst raflarda bulunan bir kitabı almak isterken düşüp yaralanarak şiddetli bir kaza geçirdi ve eski sağlığına kavuşamadı (1556). Aynı dönemde kendisini ziyarete gelen Osmanlı Kaptanı Deryası Seydi Ali Reis’in de tavsiyesi üzerine Bedahşah’da Afganlarla çarpışmakta olan oğlu Ekber’e mektup göndererek kendisini veliaht tayin etti. Hümayun Han vefat ettiğinde Ekber Şah halen savaşmaktaydı. Bedahşah mücadelesini kazanarak geri dönen Ekber Şah, babasının vefat ettiğini öğrenerek tahta geçti ve Babür İmparatorluğu’nun hükümdarı oldu.






alone.. ☕
  Alıntı

Baby Üyenin Son 5 Konusu
Baslik Kategori Son Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj
Bayindirlik, ulaştirma, sağlik ve tip alanindaki... Cumhuriyet Tarihi Baby 0 656 13.Ekim.2018 14:55
Milli Dış Politikanın Dayandığı Temel İlkeler Cumhuriyet Tarihi Baby 0 512 13.Ekim.2018 14:53
1923-1930 Arası Dış Politika Cumhuriyet Tarihi Baby 0 507 13.Ekim.2018 14:47
Türkiye’nin Milletler Cemiyeti’ne Girişi Cumhuriyet Tarihi Baby 0 524 13.Ekim.2018 14:45
Balkan Antantı Cumhuriyet Tarihi Baby 0 509 13.Ekim.2018 14:43