Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07.Ekim.2018   #5
DurumuÇevrimdışı
Baby
Baby - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Üye No: 6
Üyelik tarihi: 04.Ekim.2018
Şehir:
Mesaj Sayısı: 273
Konu Sayısı: 73
Beğendikleri: 47
Alınan Beğeni: 40
HF Ticaret Sayısı: (0)
HF Ticaret Yüzdesi: (%)
Ruh Hali
Kan Grubum:

Standart

Aydın'ın Fethi
Aydınoğulları Beyi Cüneyd, daha evvel pek çok kez Osmanlı'ya biat edip ihanet etmiş, ancak bir şekilde kendini affettirmiş ve nihayetinde son ihaneti Düzmece Mustafa vakası ile 2. Murad tarafından eski beyliği kendisine geri verilmişti. Ancak Cüneyd Bey bununla yetinmedi. Hayli ilerlemiş yaşına rağmen Osmanlı'nın hakimiyetinde olan ve tımar olarak verilen bölgeleri de ele geçirmeye, hakimiyet alanını genişletmeye azmetmişti. Bu gaye ile İsfendiyar Bey ile ittifak etmiş olan Cüneyd, kendisini Anadolu'nun hükümdarı ilan ederken İsfendiyar Bey'de Bolu üzerine yürüyerek ikinci bir cephe oluşturmuştu.

Cüneyd'e ihaneti karşılığı vaad edilen İzmir'de vaktiyle Timur tarafından atanan bir hükümdarın torunu olan Mustafa hüküm sürüyordu. Cüneyd, yanında az sayıda bir kuvvetle Marmara Nehrini geçip İzmir'e ulaştığında İzmir ahalisi, eski hükümdarları Cüneyd'den teveccühlerini esirgemediler ve hürmetle karşıladılar. Cüneyd, gördüğü hürmet üzerine kendisine bir ordu teşekkül etmek üzere Urla ve Çeşme'ye geçti. Birkaç gün içerisinde 4 Bin kişilik bir askeri kuvvet toplamayı başardı. Mustafa, Cüneyd'in harekete geçtiği haberini alınca hazırda bulunan ordusu ile birlikte Mezolin yakınlarında konuşlandı. Muharebe etrafı orman ve bataklıkla çevrili bir ova üzerinde gerçekleşti. Esasında daha kuvvetli bir orduya sahip olan Mustafa Bey, muharebe esnasında yaralanıp ordusunu komuta edemez duruma gelince askerleri Cüneyd'e tabi oldular. Nihayetinde zor bir muharebeyi kazanan Cüneyd, İzmir'in hükümdarı olarak kaleye kabul edildi.

Cüneyd'in hakimiyeti uzun sürmedi. Zira 2. Murad, Cüneyd'e ihanetinin bedelini ödetmek ve İzmir'in fethini gerçekleştirmek amacıyla harekete geçti ve Timurtaş'ın oğlu Oruç Bey'i vazifelendirdi. Cüneyd, üzerine gelen kuvvetlerle mücadele etmek yerine İpsala kalesine sığındı. Oruç Bey ise kaleyi kuşatmak yerine elde ettiği mütevazi başarıyla yetinmeyi tercih etti. Ancak bu durum 2. Murad'ın hiddetlenmesine yol açtı. Cüneyd musibetinden tam anlamıyla kurtulamayan Murad, mahiyetine "Ya bu işi bitirin, ya ben sizin hesabınızı görürüm" diyince paşalar, Beylerbeyi Oruç Bey'in azledilip yerine Hamza Bey'in vazifelendirilmesini tavsiye ettiler. Bu tavsiye üzerine Hamza Bey, Beylerbeyi tayin edilip Halil Yahşı Bey ile birlikte harekete geçtiler.

Cüneyd'in gaddarca katlettiği Bayezid Paşa'nın kardeşi Hamza ve yine Bayezid Paşa'nın eniştesi olan Halil Yahşi Bey, 40 Bin kişilik kuvvetli bir ordu ile hem Cüneyd meselesinin halli hem de evvelden gelen intikamlarını almak gayesiyle süratle ilerlediler. Cüneyd, mahiyetindeki kuvvetlerle birlikte Akhisar yakınlarında bekliyordu. İki ordu karşı karşıya geldiğinde mücadele evvela meydan muharebesi şeklinde tezahür etti. Cüneyd, cüretkar bir hareketle bizzat ve doğrudan taarruza kalktı. Cüneyd'in oğlu Kurt, bu taarruzu desteklemek için Halil Yaşhi komutasındaki birliği arkadan kuşatmak için harekete geçse de Halil Yahşi Bey, durumu fark edip çekilmesine müsaade etti ve Kurt'un ele geçirmeyi düşündüğü tepeyi ondan önce tuttu. Kurt, gayesinde muvaffak olduğunu düşünürken doğrudan Halil Yaşhi Bey'in tuzağına düşmüş oldu. Halil Bey, Cüneyd'in oğlu Kurt ve kardeşi Hamza'yı sağ ele geçirerek Edirne'ye gönderdi. Buradan da hapsedilmek üzere Gelibolu'ya gönderildiler.

Cüneyd, bu gelişmeler üzerine İpsala'ya geri çekilmek zorunda kaldı. Hamza Bey, İpsala kalesini 50 Bin askerle muhasara altına almıştı ancak kalenin mukim surları geçit vermiyordu. Üstelik İpsala kalesi ancak karadan kuşatılmış, deniz tarafından ise açık durumdaydı. Hatta Cüneyd, muhasara altındayken kayıkla kaleden çıkmış, Karamanoğlu Bey'inden yardım istemiş, ancak bir miktar para ve az sayılacak kadar askeri destekten daha fazlasını alamamıştı. Bunun üzerine karadan muhasarayla sonuç alamayacağını gören Hamza Bey, denizden de kuşatılmadıkça İpsala'yı almanın mümkün olamayacağına karar vererek 2. Murad'a deniz kuvvetleriyle desteğe ihtiyacı olduğunu iletti. Nihayet Sultan Murad'ın Yeni Foça valisi Palavici'den temin ettirdiği üç silahlı kadırgayla İpsala tümüyle kuşatılmış oldu. Üstelik bu hamle üzerine Karamanoğlu'ndan destek için gelen kuvvetler de Osmanlı tarafına geçmişlerdi.

Cüneyd, Hamza'nın muhasarayı Halil Yahşi Bey'e devretmesini fırsat bilerek canının bağışlanması karşılığında kalenin anahtarını teslim etmeyi teklif etti. Zira Cüneyd, vaktiyle Hamza'nın ağabeyi Bayezid Paşa'yı gözlerinin önünde boynunu vurdurarak katletmişti ve bu sebeple onunla sulh etmesi mümkün değildi. Halil Yaşhi Bey, bu teklifi kabul edip kaleyi teslim alsa da de aynı gün Ayasluğ'dan dönen Hamza Bey, vazifelendirdiği dört cellat ile Cüneyd'i ve kardeşi Bayezid'i çadırında boğdurdu ve cansız bedenleri Edirne'ye gönderdi. Hamza Bey'in, verilen teminata rağmen Cüneyd'i öldürmesi bir süre sonra tartışma konusu olacak, bu vaka paşaların ihtilafına dahi yol açacaktır. Nihayetinde 2. Murad, Gelibolu'da hapsedilen diğer kardeşi Hamza ve oğlu Kurt'un da boynunu vurdurarak hem Cüneyd vakasını tümüyle bertaraf etti hem de Aydınoğulları'nın topraklarını tümüyle fethetmiş oldu (1426).

Fethin hemen sonrasında Aysuluğ'a geçen 2. Murad, burada batı sınırlarındaki sulhu tesis ve temin için vasal ve komşu hükümdarları davet etti. Bu davete icabet eden Eflak Voyvodası Dan ve Sırp Despotu Lazareviç'in sefirlerinin yanı sıra Bizans İmparatoru Yuannes'in başvekili Lukas Notaras da bulunuyordu. Ayrıca Cenova ve Venedik sefirleri de hazır bulunuyordu. 2. Murad, Venedik dışındaki tüm sefirlerle kendisinden önce aktedilen sulh antlaşmalarını yeniledi. Zira Venedik'in Selanik'i işgalini affetmemişti.






alone.. ☕
  Alıntı