Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07.Ekim.2018   #10
DurumuÇevrimdışı
Baby
Baby - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Üye No: 6
Üyelik tarihi: 04.Ekim.2018
Şehir:
Mesaj Sayısı: 273
Konu Sayısı: 73
Beğendikleri: 47
Alınan Beğeni: 40
HF Ticaret Sayısı: (0)
HF Ticaret Yüzdesi: (%)
Ruh Hali
Kan Grubum:

Standart

İzladi Savaşı
Semendre halen Osmanlı'nın elindeydi ve şehre önemli ölçüde Müslüman Osmanlı tabası yerleşmişti. Macar Komutan Hunyad, Sırp Despotu Brankoviç'in müracaatı ile Türklerin Anadolu'ya çekilmeleri gayesiyle 40 Bin kişilik bir orduyla harekete geçti. 22 Temmuz 1443'de Ofen'den harekete geçip Semendre'yi Tuna üzerinden geçerek ilerlediler. 2. Murad, bizzat komuta ettiği kuvvetlerle savunmaya geçti. İlk çarpışma 3 Kasım'da Morava kıyılarında gerçekleşti. Sayıca üstün olan düşmana karşı koyamayan Osmanlı ordusu 2 Bin kayıp 4 Bin esir vererek geri çekilmeye başladı. Hunyad, düşmanını takip ederek önce Sofya'ya ardından Filibe'ye ulaştı. 2. Murad, düşmanın takibinden kurtulmak için çığ düşmesi tehlikesini göze alarak Suçi'de bulunan karlarla kaplı sarp bir geçitten çekilmeye devam etti. Hatta düşmanın azmini kırmak için geçitlerdeki karları eritip zaten sarp olan geçidi buzlarla daha da tehlikeli hale getirmişti. Ancak Hunyad, ordusunun büyük bir felakete uğraması pahasına takibi bırakmayarak ilerlemeye devam etti. 2. Murad, bunun üzerine geçidi kayalarla kapatmış, böylece Hunyad'ın takibini imkansız hale getirmişti. Ancak Hunyad, kayalarla kapanan geçide rağmen vazgeçmeyerek geri dönüp başka bir güzergah üzerinden takibe devam ettirdi. Takip Yalavaç kırlarına kadar devam etti. Burada yaşanan son çatışmada yine mukavemet gösteremeyen Osmanlı ordusu ancak hükümdarlarının canını kurtarmaya muvaffak olabildiler. Hunyad ise aldığı esirleri katledip 2. Murad'ın damadı Mahmud Çelebi ve Rumeli Beylerbeyi Kasım'ı zaferinin nişanı olarak Ofen'e götürdü (1443).

Edirne-Segedin Antlaşması ve Sultan Murad'ın Tahttan Çekilmesi
2. Murad, Anadolu'ya henüz gelmişti ki Karamanoğlu Beyi 2. Murad'ın içine düştüğü bu müşkül durumdan istifade etmek üzere tekrar başkaldırmış, Bolvadin'den Sivrihisar'a kadar olan mıntıkayı işgal ve talana yeltendiğini öğrenmişti. Derhal Anadolu'ya geçerek Konya'ya kadar ilerledi ve bu asi akrabasını dize getirerek canını bağışlamıştı. Nihayetinde Balkanlarda ki müşküllü durumu sona erdirmek ve sulhu temin etmek üzere Edirne'ye geçti ve imzaladığı antlaşma ile Vlad'a Eflak'ı, Brankoviç'e sulh teminatı olarak aldığı iki oğlunu, Şehriköy, Krosvaç ve Semendre'yi geri verdi. Macaristan ile sulh ise Hunyad ve Braknoviç'in ısrarları ile mümkün olabildi (12 Temmuz 1444).

Hudut nizamı sağlanmış, asi Karamanoğlu'na baş eğdirilmiş, nihayetinde devletin ve ahalinin emniyeti sağlanmıştı. Ancak 2. Murad, henüz 40 yaşında olmasına rağmen ruhen yorgun düşmüş, kendisinde devleti ayakta tutacak gücü bulamamıştı. Büyük oğlu Ahmed, genç yaşında vefat etmiş, yakın zamanda da diğer oğlu Alaeddin Ali hakk'ka yürümüştü. Devletin idaresi için tek halefi henüz 14 yaşında olan Mehmed (Muhammed) kalmıştı. Oğlu Mehmed'in henüz genç olması onu tedirgin ediyordu. Ancak kararını vermiş, tahtı kendi rızasıyla halefine bırakmaya azmetmişti. Nihayetinde Mehmed'in makamına oturtup kendisi Manisa'ya çekildi. Hükümdar artık Mehmed'di ancak bu durum devleti tehlikeli bir buhrana sürüklemişti. Mehmed, Çandarlı Halil Paşa'nın tecrübeleri ile devleti ayakta tutmaya gayret ediyordu. Çandarlı da bu buhranlı dönemde ılımlı bir politika güdüyor, ihtiyatlı hareket ediyordu. Çandarlı'nın bu hareketi Zağanos ve Turahanlı paşaların tepkisini çekiyor, bu çekişme devletin idare ve idamesini daha da güçleştiriyordu. Diğer taraftan Bizans'ta bulunan 1. Mehmed'in kardeşi Orhan Çelebi (2. Murad'ın Amcası) tahtta hak iddia ediyor, bu minvalde Bizans'ın da desteğini alıyordu. Nitekim aldığı destek ile harekete geçen Orhan Çelebi, Dobluca'ya kadar ilerleyerek isyan girişiminde bulundu. Nihayetinde Şahabettin Paşa'nın müdahalesi ile isyan bastırıldı, Orhan Çelebi Bizans'a kaçtı, ancak bu durum Mehmed'in otoritesi sarsmıştı. Aynı dönemde Edirne'de bir hurufilik akımı başlamıştı. Harflerin rakamlara dönüştürülerek Kur-an'ı kerim'de ki ayetlerin şifreli anlamlarını bulduğunu iddia eden bu akım Mehmed'in de ilgisini çekmişti. Hatta bu akıma destek verenleri himaye etmeye de teşebbüs etmişti. Ancak Sadrazam Halil Paşa bu akımı tehlikeli bularak mani olmuş, kendisini de bu tehlikeli olabilecek akımdan uzak durmasını telkin ve tavsiye etmiştir. Nihayetinde Halil Paşa'nın baskıları neticesinde hurufilerin himayesinden vazgeçmiştir. Daha sonrasında Şeyhülislam Fahreddin Acemi'nin verdiği fetva üzerine hurufiler yakılarak katledilmiştir.






alone.. ☕
  Alıntı