2. Murad'ın Tahttan Tekrar Feragati ve Üçüncü Defa Cülusu
2. Murad, Varna galibiyeti sonrasında Edirne'ye döndü. Saltanat mahiyeti onun tekrar tahta geçeceğini düşünürken, o oğlu Mehmed'i tahtta bırakıp Manisa'ya dönmeye karar verdi. Ancak Mehmed'i, çocuk yaşta olması hasebiyle hükümdarlık makamına yakıştıramayan Yeni Çeriler, alışkın oldukları gibi güçlü bir hükümdar istiyorlardı. Mehmed, Varna savaşı sonrasında geçen iki yıl boyunca makamını manen dolduramayınca Yeni Çeriler isyan hareketine giriştiler. Edirne Çarşısında bulunan pek çok evi yakıp ahaliyle zulmettiler. Ardından Mehmed'i tahttan çekilmeye mecbur etmek üzere Buçuk Tepe bölgesinde karargah kurdular.
Bu gelişmeler üzerine Sadrazam Halil Paşa, Saruca Paşa'yı Manisa'ya gönderip 2. Murad'ı tahta geçmesi için davet etmekle vazifelendirdi. Ancak Mehmed'e tahttan feragat etmesini teklif etmeye cesaret edemedi. Bunun yerine Mehmed'i birkaç gün sürecek bir av düzenleyerek makamından uzaklaştırdı. Mehmed, avdayken Edirne'ye ulaşan 2. Murad, halkın ve Yeni Çerilerin teveccühü ile tekrar tahta oturdu. Asiler, elbette cezasız bırakılmadı ve divanda haklarında müeyyide uygulandı. Yeni Çeriler de süratle isyanı kaldırıp vazifelerine geri döndüler.
Mehmed, av dönüşünde babasının yeniden tahta geçtiğini gördüğünde yapacak hiçbir şeyi kalmamıştı. 2. Murad, kendisine saltanat kudreti verecek senelerin geçmesini beklemek üzere Manisa'ya gitmesini emretti. Her daim Mehmed'in yanında olan Zağanos Paşa, vazifelerinden azledilerek alelade bir taba gibi Balıkesir'e gönderildi. Mehmed'in yanında yer alan diğer paşalar Şahabeddin ve Turahan ise Mehmed ile birlikte Manisa'ya gittiler (1446).
Mora Seferi
Balkan fetihleriyle Osmanlı'nın Avrupa içlerindeki ilerleyişleri Macaristan sınırlarına kadar ulaşmıştı. Sonrasında İzladi mağlubiyetiyle (1443) 2. Murad, fethettiği topraklardan geri çekilmek, hatta hattan feragat etmek zorunda kalmıştı. Nihayetinde 1444'de kazanılan Varna Savaşı ile Osmanlı'nın Avrupa hudutlarındaki ilerleyişi yeniden mümkün olabildi.
Osmanlı'nın vasalı durumunda olan Atina Dükası, Mora Despotu'nun kendi topraklarına tecavüz ettiği gerekçesiyle durumu Turahan vasıtasıyla 2. Murad'a şikayet etmişti. Turahan'ın da tavsiye ve telkini ile Mora üzerine sefer hazırlığına girişildi. Osmanlı ile Bizans arasında yapılan antlaşma gereği sulh temin edilmişti. Ancak evvelce Bizans'ın güney şehirlerinden biri olan Mora, artık Bizans ile sınırı olmayan uzak bir bölgeydi ve siyasi olarak müstakil bir statüye sahipti. Dolayısıyla Bizans ile yapılan muahede Mora'yı kapsamıyordu.
2. Murad, daha önce de bu bölgeye ulaşmış, Germe kalesini ele geçirmiş ancak despotu yerinde bırakıp vasalı yaparak geri dönmüştü. Aslında bu vakaya müteakip Mora'nın önemi anlaşılmış, olası saldırılara karşı kuvvetli istihkamlarla mukim savunma hatları inşa edilmiştir.
Mora, dört bir yanı denizle çevrilmiş, karadan olan tek bağlantısı ise Germe kalesi ile korunaklı mukim bir bölgeydi. Üstelik Germe kalesi dışında birkaç noktada daha savunma kaleleri bulunuyordu. Toplamda 5 kalenin muhasarası icap ediyordu. 2. Murad, ihtiyaç duyduğu muhasara gereçlerini her kaleyi iki kez kuşatacakmışçasına ihtimam ve ihtiyat ile tanzim ettirdi ve ordusu ile birlikte Siroz'dan yola çıktı. Mora'nın hükümdarlarından Konstantin, Osmanlı ordusunun kendisine yaklaştığını haber alınca tüm kuvvetlerini savunma seddinin arkasına konuşlandırdı. 2. Murad, önce sulh teklifi iletip teslim olmalarını tavsiye etti. Ancak Konstantin, gönderdiği elçiyle tecavüz ettiği toprakların kendisine bırakılmasını ve Osmanlı kuvvetlerinin geri çekilmesini istedi. Bu küstahça bir teklifti ve 2. Murad, küstahlığının bedelini elçisine ödeterek onu zaptedip döndüğünde Siroz'a hapsettirdi.
Osmanlı ordusu 60 Bin kişilik muazzam bir ordu ile Mora hududuna gelmişti. Oysa Konstantin'in ordusu sayıca çok daha zayıftı. Her ne kadar savunma avantajı var ise de Osmanlı ordusundaki top ve mancınıklara uzun süre dayanması muhtemel değildi. 2. Murad, Turahan'ın tavsiye ve telkinleri üzerine Konstantin'in teslim olmasını bekledi. Ancak Konstantin, ısrarla ve sabırla savunmada kalmış ve savaşmayı göze almıştı. Esasında Murad, bu seferi müteakip sene bahar aylarında yapmayı planlıyordu. Turahan'ın telkin ve tavsiyesi üzerine sonbahar olmasına rağmen kuşatma hazırlığı yapmıştı. Konstantin'in savunmada ısrar etmesi uzun sürebilecek bir muhasaraya yol açabilirdi ki, bu da askeri açıdan önemli bir stratejik hataydı. 2. Murad, Bu hatası ve ön görüsüzlüğü sebebiyle Turahan'ı azarlayıp geri çekilmekten imtina ederek kuşatma için daha müsait bir yer olan Aksamilon surlarının önüne yerleşti.
Osmanlı ordusunun konuşlanması tamamlandıktan sonra mancınık ve top atışları başladı. Ancak hisarda gedik açılamamış, Mora savunması ise yerinden kıpırdatılamamıştı. Muhasaranın yedinci gününde umumi taarruz emri verildi ve topyekun hücum başladı. Lağımlar kazılıp hisara merdivenler dayayarak hisarın ardına ulaşmaya çalışan gazilerden biri burçlardan birine çıkmayı başardı ve Osmanlı sancağını hisara dikmeye muvaffak oldu. Mova askerleri Osmanlı Bayrağını gördüklerinde savunmanın çöktüğünü, düşmanın hisardan içeri girdiğini düşünerek korkuya kapıldılar ve savunma hattının nizamını bozdular. Bunun üzerine hisar kolayca aşıldı, gaziler Germe kalesinin kapısından şehre girdiler. Devam eden birkaç gün boyunca Mora içerisindeki müstahkem mevkiler ve savunma amaçlı istihkamlar da aşılarak şehir tümüyle ele geçirildi. Nihayetinde despot itaat altına alınıp 6 Bin esir ile Edirne'ye geri dönüldü (Kasım 1446).

alone.. ☕
|