Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07.Ekim.2018   #1
DurumuÇevrimdışı
Baby
Baby - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Üye No: 6
Üyelik tarihi: 04.Ekim.2018
Şehir:
Mesaj Sayısı: 273
Konu Sayısı: 73
Beğendikleri: 47
Alınan Beğeni: 40
HF Ticaret Sayısı: (0)
HF Ticaret Yüzdesi: (%)
Ruh Hali
Kan Grubum:

Standart 1. Mehmed Dönemi (Mehmed Çelebi)

1. Mehmed Dönemiyle birlikte Fetret Devri sona ermiş, doğuda ve batıda ortaya ortaya çıkan isyanlar bastırılmış, devlet dirliği ve düzeni yeniden tahsis edilmiştir.

Mehmed Çelebi (1. Mehmed) acı ve kan dolu bir devri sona erdirmiş, Osmanlı Devleti nihayet tartışmasız bir hükümdar ile yönetilebilir hale gelmişti. Fetret Devri döneminde devletin iç ve dış idaresi zayıflamış, Balkanlarda ki zayıf despotluklar ve vasal olmadan, vergi vermeden bölgesel hakimiyetlerini güçlendirme hesapları yapan gayrimüslim derebeyleri küçük-büyük siyasi hesaplar yapmaya başlamışlardı.

Bizans önemli bir liman kenti olan ve Bayezid tarafından büyük sayılabilecek bir tersane inşa edilmiş olan Gelibolu'yu geri almaya, Venedik Musa Çelebi ile yaptığı anlaşmayı yenilemeye, Eflak Voyvodası ve Sırp Despotu tımar olarak verilen topraklarını geri kazanmaya, Sofya (Bulgaristan) ve Teselya (Yunanistan) Türk baskısından ebediyen kurtulmaya dair hesaplar yapıyor, diğer taraftan Anadolu'da ki Osmanlı toprakları Karamanoğulları, Germiyanoğulları ve Candaroğulları'nın iştahını kabartıyordu.

İlk davranan Karamanoğlu Mehmed Bey oldu. Mehmed Çelebi'nin Edirne'de olmasını bir fırsat olarak gördü ve Sivrihisar üzerinden ilerleyerek Bursa'yı kuşatma altına aldı. Vezir Hacı İvaz Paşa, az sayıda kuvveti olması hasebiyle "Ya hisarı savunun, ya da başınızın çaresine bakın" diyerek halkı savunmaya çağırdı. Şehri koruyan mukim surlar Karamanoğlu'na geçit vermedi. Ancak şehri besleyen Pınarbaşı gölü Bursa'nın can damarıydı. Karamanoğlu Mehmed, hisarın kapılarını açmak zorunda kalırlar ümidiyle göle lağım vurarak Bursa kapısı ile Zindan kapısı arasına açtığı kanal ile gölün suyunu boşaltmaya yeltendi. Ancak Musa Çelebi'nin naşı Edirne'den yola çıkmış, Bursa'ya doğru ilerlemekteydi. Bunu haber alan Karamanoğlu, kuşatmayı kaldırıp geri çekildi. Karamanoğlu'nun bu korkak teşebbüsüne kayıtsız kalamayan Harman Danası adlı subayı, "Ölüsünden korkup geri çekildin, ya dirisi gelseydi" diyince hırsını subayından çıkartıp astırmıştır.

Mehmed Çelebi, Karamanoğlunun gösterdiği cüretkarlığa kayıtsız kalmadı. Bursa'ya gelerek sefer hazırlıklarına koyuldu. Diğer komşuları olan Germiyanoğulları ve Candaroğulları, Karamanoğulları kadar cüretkar olmasalar da olası bir iç karışıklıkta Osmanlı topraklarını işgal edecek, vaktiyle kaybettikleri toparkların ilhakına yelteneceklerdi. Mehmed Çelebi, yaptığı hamle ile bu üç mihrakın emellerini dizginledi. Önce Candaroğulları beyi İsfendiyar'a "Ya sen gel, ya oğlanlarından birini gönder" dedi . Böylece Karaman seferinde İsfendiyar Bey'in olası bir tecavüzünü engellemiş oldu. Ardından Germiyanoğulları Beyi Yakub'dan da sefer için erzak tedarik etmesini talep etti. Mehmet Çelebi, taleplerinin yerine getirilmemesi durumunda onları da düşman addedeceğini ve ordusunun muhatabı olacağını açıkça ifade etmişti. İsfendiyar Bey, oğlu Kasım'ı emrine verdiği kuvvetlerle birlikte Bursa'ya gönderdi. Yakub Bey ise "Erzaksa bunu söylemeye gerek yok, ben hizmet etmek için candan ve gönülden geliyorum" diyerek belki de zaten zayıflamış olan beyliğinin zan altında kalmasının önüne geçmek adına bizzat sefere katıldı.

Mehmet Çelebi önce Akşehir'e ulaştı ve şehri mukavemet görmeden teslim aldı. Karamanoğlu Mehmet Bey, onu Konya Ovasında karşıladı. Burada yapılan muharebe oldukça hızlı gelişti ve Osmanlı'nın galibiyetiyle neticelendi. Karamanoğlu Mehmet Bey ve oğlu Mustafa sağ olarak ele geçirildiler. Mehmet Çelebi, aynı zamanda halasının oğlu olan Karamanoğlu Mehmet Bey'e merhamet etti ve onun ve oğlunun canını bağışladı. Akşehir, Seydişehir, Okluk, Kırşehir, Beyşehir, Sivrihisar, Cemaze Hisarı ve Niğde dolaylarını da topraklarına katarak başka bir sefer için İsfendiyar Bey'in hükmettiği Canik'e sefere çıktı (1414). Canik'in fethinden bir süre sonra Karamanoğlu Mehmed Bey, "Düşmanlığım kıyamete kadar sürecek" diyerek sözünde durmadı. Mehmet Çelebi, seferde olduğu için Veziri Bayezid, giriştiği muharebe sonucunda Mehmet Bey'in oğlu Mustafa'yı esir aldı ve Mehmet Çelebi'nin huzuruna gönderdi (1415). Karamanoğlu, oğlunun esir olmasına rağmen düşmanlık etmekten vazgeçmedi. Konya Ovasında ki savaşta canının bağışlanması karşılığında verdiği toprakları geri almaya yeltendi. Nihayetinde Mehmet Çelebi, yine bizzat Konya'ya doğru yürüdü. Mehmet Çelebi, uslanmayan ama akrabalık bağı olması hasebiyle merhamet ettiği Mehmet Bey'in canını tekrar bağışladı. Ancak bu kez onu tahttan indirip yerine oğlu Mustafa'yı koyarak Bursa'ya döndü (1416). Nihayetinde Mehmet Bey, tahtından olduğu gibi bir süre sonra Memlüklerin saldırısına uğrayıp öldürüldü (1418).

Anadolu'da bunlar olurken Balkanlar'da da sular ısınmaya başlamıştı. Her ne kadar Venedik Mehmed Çelebi ile bir antlaşma imzalamak ve doğu sınırlarını güvence altına almak istese, Cenovalılar ise Osmanlı ile geliştirdikleri iyi ilişkiler sayesinde Bizans ile yaptıkları ticaretin güvenliğini tehlikeye sokmak istemiyor olsalar da Osmanlı pek çok cenah tarafından her halükarda düşman olarak addediliyordu. Özellikle Bayezid döneminde başlayan denizcilik faaliyetleri ile Osmanlı'nın denizlerde de önemli bir kuvvet haline gelmesi bu Osmanlı korkusunu körüklüyordu. Bayezid döneminde Gelibolu'da kurulan tersane ürettiği kadırgalarla başlı başına bir deniz kuvveti meydana getirmişti. Bu kuvvetlerin başında da Çalı Bey vardı.

Osmanlı'nın İlk Deniz Savaşı (29 Mayıs 1416)
Venedik konseyi her ne kadar Türklerle bir antlaşma imzalamaya gayret ediyorsa da Venedik Amirali Pietro Loredano açık şeklide bir Türk düşmanıydı. Kendisi gibi bir deniz subayı olan kardeşi George, Venedik'in barışçıl tutumuna karşın iki Osmanlı kadırgasına saldırıp esir almıştı. Bunun üzerine Mehmed Çelebi, bu saldırıya misilleme emri verdi ve Osmanlı kadırgaları Andras, Paros ve Milos kıyılarına bir saldırı düzenleyip birkaç Venedik gemisini zapt ettiler. Loredano'nun sebep olduğu bu gerilimi dizginlemeye çalışan Venedik Konseyi, kendisine karşı saldırı olmaksızın bir taarruza girişmemesi emrini verse de otorite sorunlarının yaşandığı Venedik'te her emir tam anlamıyla yerine getirilmiyordu. Loredano, ertesi yıl büyük bir deniz kuvvetiyle Çanakkale boğazı önüne demirleyip zapt edilen gemilerinin iadesini istedi. Bu beklenmedik durum karşısında Osmanlı kadırgaları da savaş nizamı alarak olası bir çatışmaya hazır duruma geldi. Ancak savaşın başlamasına başlı başına bir yanlış anlaşılma yol açtı. İçerisinde Venedik elçilerinin bulunduğu bir kadırga, tırmanan gerginliği sona erdirmek için kıyı şeridine yaklaşmayı deneyince ok yağmuruna tutuldu. Loredano beklediği fırsatı yakalamıştı. Henüz yeni kurulmuş olan Osmanlı deniz kuvvetleri, tecrübeli bir amiral olan Loredano'ya karşı koyamadı. Çalı Bey bu muharebede şehit oldu, Loredano ise talep ettiğinden çok daha fazlasını elde etti. Batırdığı kadırgalar dışında 14 kadırgayı zapt ederek muzaffer bir komutan edasıyla Venedik'e döndü. Dönüşünde Venedik Konsey'ine sunduğu mektupta özetle "Osmanı'nın uzunca bir süre Ege'de donanma kuramayacağının garantisini veriyorum" demiştir. (29 Mayıs 1416)

Loredano, sonraki yıl tekrar Osmanlı karasularına girerek Lapseki'yi almaya yeltendiyse de karadaki hakimiyetini denizde kuramamış olan Osmanlı için barış zorunluydu. Bizans'ın araya girmesiyle barış sağlandı ve Venedik ile yapılan anlaşmayla Venedikli tüccarlar diğer tüccarlardan çok daha fazla imtiyaza sahip hale geldiler.






alone.. ☕
  Alıntı

Baby Üyenin Son 5 Konusu
Baslik Kategori Son Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj
Bayindirlik, ulaştirma, sağlik ve tip alanindaki... Cumhuriyet Tarihi Baby 0 656 13.Ekim.2018 14:55
Milli Dış Politikanın Dayandığı Temel İlkeler Cumhuriyet Tarihi Baby 0 512 13.Ekim.2018 14:53
1923-1930 Arası Dış Politika Cumhuriyet Tarihi Baby 0 507 13.Ekim.2018 14:47
Türkiye’nin Milletler Cemiyeti’ne Girişi Cumhuriyet Tarihi Baby 0 524 13.Ekim.2018 14:45
Balkan Antantı Cumhuriyet Tarihi Baby 0 509 13.Ekim.2018 14:43