Konu: Sümerler
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07.Ekim.2018   #2
DurumuÇevrimdışı
Baby
Baby - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Üye No: 6
Üyelik tarihi: 04.Ekim.2018
Şehir:
Mesaj Sayısı: 273
Konu Sayısı: 73
Beğendikleri: 47
Alınan Beğeni: 40
HF Ticaret Sayısı: (0)
HF Ticaret Yüzdesi: (%)
Ruh Hali
Kan Grubum:

Standart

Sümer Devletinin Kuruluşu

Beyaz Irk – Amerind melezi olan bu Asyalı kavim, burada Tarihin ilk medeniyetini ve ilk devletini inşa ettiler. Bu toplum devleti, sanıldığı gibi kendilerine Sümerler demiyorlardı. Onların kendilerine verdikleri unvan Kenger idi. Sümer ifadesi, Sümerliler olarak tanıdığımız Kengerlerin araştırılmaya başladığı ilk dönemlerde karşılarına çıkan ŞINAR ifadesinden gelmektedir. Bu toplum, Tevrat’da ŞINAR, Akadça’da ŞUMER, eski Mısır Yazıtlarında “SNGR”, Hititçe’de ŞANHAR olarak geçer. Bu farklı ifadelerden en itibar gören kaynak olan Akad yazıtlarındaki ŞUMER ifadesi tercih edilerek onlara S(Ş)ümerler denmiştir. Oysa bu toplum, kendi yazılı kaynaklarında kendilerini KENGER toplumu olarak ifade ediyorlardı. Dolayısıyla bizim onlara kendilerine verdikleri isim olan KENGERLER olarak hitap etmemiz en münasip olanıdır. Elbette Tarih araştırmalarında unvanları Sümerler olarak geçtiği için bu isimi kullanmak gibi bir mecburiyetimizde vardır.

Sümerlerin ataları olan, M.ö. 6.000’de Beyaz Irk ve Amerind’lerle kaynaşan ve bu bölgede müstakil bir etnik-kültürel yapı oluşturan toplumun M.ö. 5000’lerde Türkmenistan bölgesine göç etmesi, sonrasında ise M.ö. 4.000’li yıllarda Hazarın güneyinden Mezopotamya’ya inmesi Sümer Medeniyetinin temellerini atmış oldu. Resim çizmeyi, hissettiklerini ifade etmeyi seven ilk Sümerler, hissettiklerini şekillendirerek kil ve çamurdan heykeller yapmış, resimler çizmiş ve bu yeteneklerini geliştirerek yazıyı bulmuşlardır. Önceleri hissettiklerini resimlerle ifade eden bu toplum, zamanla bu resimleri hem kolay çizilebilir hem de küçük alanlara işlenebilir hale getirmek için simgelere dönüştürdüler. Bu simgeler, sıkça kullanılarak belli bir standarda erişmeye başlayınca ise herkes tarafından anlaşılır hale gelmiş ve belli standartları olan simgeler düşünceleri ifade eder hale gelmiştir. Tek başına belli bir düşünceyi ya da kişiyi ifade eden simgeler ise daha da pratik hale dönüşerek bir heceyi ve ses anonsunu ifade eder hale gelmiş, bu ses anonsları birleşince daha az simgesel şekil türüyle daha çok kelime ifade eden bir alfabeye dönüşmeye başlamıştır. Toplumsal tezahürlerle gelişen Resim-Simge-Alfabe serüveni, Sümerli Rahiplerin bu ifade tekniğini geliştirip toplumsal olayları kaydetmesiyle hem resmi bir hal almış hem de gelişim süreci fevkalade bir tezahürle hızlanmış oldu. Sümerli Rahiplerin simgesel anonslarla düşüncelerini ifade eden cümleleri yazıya dökmeleri M.ö. 3200’lü yıllarda gerçekleşti.

Sümerlerde Teşkilatlanma ve Devletleşme

Sümerlerin devlet teşkilatıyla kurulduğu belli bir yıl tespit etmemiz pek mümkün değil. Kadim Asya Kültüründe olduğu gibi Boy-Budun teşkilatlanmasına dayalı bir sosyal yaşantıları olan Sümerler, yaşadıkları her bölgede kendi içindeki teşkilat sistemi içerisine girmişlerdir. Sümer Devletinin teşkilatlanma şeklide bu minvalde vücut bulmuştur. Kendi Aşiretleri (Sülaleleri) içerisinde birlikte hareket eden Sümerli toplumlar, büyük kitleler haline geldiklerinde en güçlü Aşiretin etrafında toplanarak bulundukları fiziki bölgeyi birlikte muhafaza ederek özgürlüklerini temin etmekteydiler. Aral Gölü, Türkmenistan ve nihayetinde Mezopotamya’da da bu minvalde teşkilatlanan Sümerliler, zamanla teşkilatlanma yapılarını kurumsallaştırarak Bölgesel Site Devletleri ve Site Devletlerinin bir araya geldiği birleşmiş milletler türevi bir Federatif yapı içerisine büründüler. Zira Coğrafi ve lojistik bakımdan en tepedeki teşkilatlanmalar en fazla 24 saatte ulaşılabilen bir bölgeyi kapsayabilmekteydi. Bu gereklilik hasebiyle aynı kökenden gelmelerine rağmen takriben 300 Km çapındaki coğrafi ayrımlarla birbirinden ayrılan Site Devletleri meydana getirdiler. Bu Site Devletleri, yaklaşık 300 Km çapındaki bir bölgeyi yöneten bağımsız bir lider etrafında toplanarak müstakil olarak yönetiliyordu. Aynı kökenden geldikleri komşu ve akraba Sümerli Şehir Devletleri ile de birlikte hareket ederek olası tehditlere karşı ortak hareket ediyor, tehdidin ortadan kalkmasından sonra ise bağımsız varlıklarını devam ettiriyorlardı. Sümerler, bu teşkilatlanma yapısıyla irili ufaklı 35 Şehir Devleti kurmuşlardı.

Sümerlerin kurdukları Şehir Devletleri şunlardır ;

Tufan Öncesi Şehir Devletleri (Nuh Tufanı Öncesi)

Eridu (Ebu Şahreyn)
Bad Triba (El Medain)
Larsa (Es Senkereh)
Sippar (Ebu Habbah)
Şuruppak (Fara)

Tufan Sonrası (Nuh Tufanı Sonrası)
Kiş (Uheymir – İnharra)
Uruk (Warka)
Ur (Mukayyer)
Nippur (Afak)
Lagaş (EL Hiba)
Ngirsu (Tello)
Umma (Jokha)
Hamazi (Bilinmiyor)
Adab (Bismaya)
Mari (Hariri)
Akşak (Bilinmiyor)
Akkad (Bilinmiyor)
İsin (İşhan – El Bahriyat)
Kuara (El Lahm)
Zabala (Ibzeikh)
Kisurra (Ebu Hatab)
Marad (Wannat Es Sadum)
Dilbat (Ed Duleim)
Borsippa (Birs Nimrud)
Kutha (İbrahim)
Der (El Badra)
Eshnuna (Asmar)
Negar (Brak)



(* Parantez içerisindeki bilgi, söz konusu şehrin günümüzde nerde olduğu hakkında bilgi vermek içindir)

  Alıntı