Sümelerde Bilim
Sümerler, bilim ve teknik alanında bulundukları tarih evresinin oldukça ilerisindeydiler. Aynı tarihlerde diğer coğrafyalardaki toplumlar henüz barınaklar ve şehirlerde yaşamaya tam olarak başlayamamışlar, şehir hayatı ve yerleşik düzene geçen toplumlar ise nispeten daha ilkel koşullardaki yapılarda yaşamlarını idame ettirmekteydiler. Oysa Sümerler çanak, çömlek, kazan, ekmek pişirme tandırları ve muhtelif ev eşyalarını yapabilmekteydiler. Bunun yanında sert madenleri de işleyebilen Sümerler, gelişmiş bir yapı tekniği kullanarak taş, kerpiç ve tuğlalar kullanarak iki ve üç katlı evler inşa edebilmekteydiler. Sümerler, muazzam bir sulama sistemi kullanarak bataklıkları kurutup yaşam alanlarına kanallarla su taşıyabiliyor, bentler yaparak sel baskınlarının önüne geçebiliyor ve barajlar yaparak hayat kaynağı olan suyu muhafaza edebiliyorlardı. Düzenli sulama ile tarım arazilerinden fevkalade verim alıyor ve elde ettikleri mahsulleri depolayabiliyorlardı. Tekerleği de icat etmiş olan Sümerler, tarım alanlarını öküz ve sabanlarla işliyorlardı.
Toplumsal gelişmişliğin yanında Bilim ve Teknik alanında da diğer tüm toplumların önündeydiler. Matematik ve Geometri’nin temellerini atan Sümerler, matematiğin temeli olan dört işlemi bulmuşlardı ve dairenin alanını hesaplayabiliyorlardı. Tüm bunların yanında zaman hesaplamasında büyük bir başarı elde ederek gelişmiş bir takvim kullanmışlardı. Dünyanın Ay yılına dayalı ilk takvimi olan Sümer Takviminde yıl 360 gün, aylar 30’ar gün hesaplanıyordu. Ek olarak güneş saatini de bulan Sümerler, yalnızca günleri ve ayları değil güneşin hareketleri ile saatleri de hesaplayabiliyorlardı. Sümerlerin Bilim alanındaki faaliyetleri, günümüzdeki Matematik, Geometri ve Astronomi’nin temellerini oluşturmuştur.
Sümerlerde Toplumsal Yapı ve Kültür
Sümerler, yaşadıkları coğrafyaya Kenger (Kengir), konuştukları dile ise Emegir demekteydiler. Milli bir kimliğe sahip olan Sümerler, toplumsal unvan olarak ta kendilerine Saggiga demekteydiler. Sümerlerin Tufan öncesi (M.ö. 4000-3000) dönemde ailevi yapısı Anaerkil bir düzene sahipti. Anaerkil yapıda Kadınlar Erkeklerden daha çok saygı görür, ailevi ve toplumsal gelenekler Kadınların ekseninde gelişirdi. Tufan’dan sonra ortadan kalkan Anaerkil yapı, yerini Ataerkil yapıya bırakmış ve Erkek Hakim bir toplumsal yapıya geçmişlerdir.
Toplumsal olarak ta sınıflara bölünmüş olan Sümerlerde en yüksek sınıf Ruhban Sınıfı olan Din Adamları ve Askerler oluşturuyorlardı. İkinci sınıfı halk, yani Sümer toplumunun kendisi, üçüncü sınıfı ise Köleler, yani savaşlarda esir alınan ve hayatı bağışlanarak yaşaması karşılığında hizmet etmekle yükümlendirilen hizmetkârlar oluşturuyordu. Tufan sonrasında uzunca bir süre toplumsal sınıfın en tepesinde bulunan Din Adamları, Site Devletler şeklinde yönetilen Sümer şehirlerinin idaresini üstleniyor, en kıdemli Rahipler Kutsal Kral olarak devletin idaresine geçiyordu.
Sümerler ve Tufan
Sümer Tarihinin kilometre taşı Büyük Tufan olmuştur. Sümer Tarihinde karşımıza çıkan Tufan, kutsal kitaplarda belirtilen Nuh Tufanı ile aynıdır. Sümer kalıntılarından Tufan’ın gerçekleştiği tarih net olarak tespit edilemese de Kutsal Kitaplarda belirtilen bilgiler ve Mezopotamya’daki kalıntılar bize tufan hakkında bazı ipuçları vermektedir. Bu alanda yapılan araştırmalar ve bulgular ışığında, Sümerlerdeki Büyük Tufan’ın M.ö. 3000 yılları civarında gerçekleşmiş olması söz konusudur. Zira Sümerler döneminde bu tarihten öncesi ile sonrası arasında derin farklar vardır. Tufan öncesi dönemlerde Ruhban Sınıfı tarafından yönetilen Sümer Şehir Devletleri, Tufan sonrasında yerini Savaşçı ve istilacı İmparator Krallara bırakmıştır. Bunun yanında Mezopotamya’da bulunan sel baskını kalıntılarının biyolojik ve kimyasal yaş tespitleri yine bu tarihlere denk gelmektedir. Bu tarihe işaret eden bir diğer bulgu da Sümer döneminin en büyük Site Devletlerinin bu tarihten sonra kurulması ve kurulan bu devletlerin rahipleri tarafından yazılı hale getirilmiş olan kuruluş efsaneleridir.
Sümer Tarihinin en mühim dönüm noktası olan Nuh Tufanından sonra kurulan ilk Şehir Devletleri Kiş, Uruk ve Ur olmuştur. Tufan sonrası birbirlerine komşu olan site devletleri, Tufan öncesinde iyi ilişkiler kurmaktayken Tufan sonrasında mücadele içerisine girişmişlerdir. Birbirleri üzerinde hâkimiyet kurmak ve genişlemek isteyen Şehir Devletlerinin mücadeleleri yüzyıllarca sürmüştür.
|