Konu: İskitler
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07.Ekim.2018   #3
DurumuÇevrimdışı
Baby
Baby - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Üye No: 6
Üyelik tarihi: 04.Ekim.2018
Şehir:
Mesaj Sayısı: 273
Konu Sayısı: 73
Beğendikleri: 47
Alınan Beğeni: 40
HF Ticaret Sayısı: (0)
HF Ticaret Yüzdesi: (%)
Ruh Hali
Kan Grubum:

Standart

İskitlerin Kuzey Karadeniz bozkırlarındaki demografik hareketleri bölgedeki kültürel akımı da önemli ölçüde etkiledi. Zira bu bölge, iki büyük savaşçı ulusun yüzyıllar sürecek mücadelesinin başlangıç noktası olmuştur. Kimmerlerin yüzlerce yıldır yaşadığı karma ekonomik sistem, İskitlerin bu bölgeye yerleşmesi ile giderek Hayvancılığın ön plana çıktığı bir sosyal hayata dönüşmeye başladı. İskit-Kimmer mücadelesi M.ö. 800’lü yıllara kadar bu coğrafyada devam etti. Nihayet Kimmerler İskitlerin baskılarına karşı koyamayarak Karadeniz’in doğusu üzerinden Kafkaslara ve Anadolu’ya göç etmek zorunda kaldılar. İskitler Kuzey Karadeniz hattında kurdukları hâkimiyet sahalarını Kimmerler’in göç yolları üzerinden devam ettirerek önce Kafkaslar, ardından Doğu-Kuzey Anadolu hattına kadar genişletmeye başladılar. Bu yayılım hareketi planlı ve tek bir koldan gerçekleşmedi. Ünlü yunan tarihçi Heredotos, Kimi İskit kitleleri Hazarın Kuzey’inden ve Doğusundan dolaştıklarını, kimi kitlelerin ise Transkafkasya dağlarından Anadolu hudutlarına ulaştığını belirtir.

M.ö 9. Yüzyılda başlayan İskit akınları, dağınık ve plansız olarak hareket ettiği tespit edilen İskit kitleleri tarafından M.ö. 8. Yüzyılda Anadolu’nun kuzey hattına ulaştı. İskitlerin Anadolu hudutları içerisinde tespit edilebilen ilk yerleşik yurtları bugünkü Trabzon’un Kilat (Yeşilbük) köyü olmuştur. Bu köy, İskit göçlerinden önce Kimmerler içerisinde yaşayan bazı Turanid Toplumlar ve Yunan kökenli Miletoslular tarafından idare edilmekteydi. İskitlerin bu bölgeye yerleşmeleri ile Miletoslular bölgeden uzaklaşmış, Kilat köyü İskitler’in ilk Anadolu durakları olmuştur.

İskitlerin Anadolu hattına girmelerinden sonraki göç yolları oldukça geniş ve düzensiz olmuştur. Belli bir yöne kalabalık kitleler halinde değil pek çok yöne kabileler halinde göç ettikleri görülür. Bu dağınık göç hareketleri İskitlerin bir kral ya da tek bir önder etrafında toplanmadıklarına işaret eder. Buna rağmen bölgede yaşayan toplumların içerisine karışmayarak müstakil kültürlerini muhafaza etmişlerdir. Bu durum, İskitlerin, tıpkı Bozkır Kültüründe olduğu gibi Boy-Budun teşkilatlanmasına sahip olduklarını düşündürür. Görünen odur ki; İskitler, birkaç yüz çadırdan oluşan aşiretler halinde küçük parçalara ayrılmış şekilde özerk olarak yönetiliyor, komşu kabile ve aşiretlerle birlikte hareket ediyor ancak topyekûn bir millet halinde göç hareketlerine girişmiyorlardı. İskitler, bu sosyo-politik davranışları hasebiyle Tanrı Dağlarından Tuna Boylarına, Doğu Anadolu’dan Fergana Vadisine geniş bir coğrafyada izlerini bırakmışlar ve çok geniş bir coğrafyada varlıklarını devam ettirmişlerdir.

İskitlerin Fergana ve Aral Gölü boylarındaki varlıklarını yalnızca arkalarında bıraktıkları kurganlardan takip edebilsek de Anadolu’daki serüvenleri hakkında detaylı bilgilere ulaşabiliyoruz. İskitlerin Anadolu’daki varlıklarını yoğun münasebet içerisinde bulundukları Asur kaynaklarında görebiliyoruz. İskit toplumunun Asurlular ile ilk münasebetlerini M.ö. 7. Yüzyılda gerçekleşmiştir. Asur kaynaklarından edindiğimiz bilgilere göre M.ö. 679 yılında, en azından Doğu Anadolu’da yaşayan İskitler bir liderin etrafında birleşmiş durumdaydılar. Asurlular İskit toplumuna İşkigulu, İskit kralına ise İşpakai demişlerdir.

Doğu Karadeniz hattından güneye doğru ilerleyen İskitler, Urartular ile Asurlular arasında politik bir öneme sahip olan Mannai bölgesini istila hareketlerine girişmişlerdi. Mannai bölgesi Asurlular içinde önem taşıyordu ve buraya hakim olmak isteyen Asurlular Urartular ile mücadele halindeydi. İskit akınlarına maruz kalan Urartu Kralı 2. Rusa, İskit Kralı İşkigulu ile anlaşma yaparak bu bölgede barınmalarına müsaade etmiş, böylelikle hem İskit taarruzlarından kurtulmuş hem de Asurluların Mannai bölgesindeki emellerine karşı İskitleri kalkan olarak kullanmıştır.

Mannai bölgesine yerleşen İskitler, Asurlulara karşı da istilacı bir tavır izlediler. Asur Kralı Asarhaddon’un hükmettiği Kuzey Batı İran’a girerek taarruzlara giriştiler ve bu taarruzların sonucunda büyük bir savaşa girişerek mağlup oldular. İskit Kralı İşpakai bu savaşta öldü ve yerine oğlu Bartatua geçti (M.ö. 674). Bu savaşa dair izler, yakın zaman önce gerçekleştirilen Arkeolojik çalışmalarla gün yüzüne çıkartılmıştır. Bastam/Rusa, Uru ve Tur adlı yerleşim bölgelerinde Asurluların İskit taarruzlarına karşı inşa ettiği kaleler ve savunma hatları bulunmuştur. Bunun yanında Siyah Kale, Kız Kalesi, Danalu, Kaleoğlu ve Sangar olarak isimlendirilen tarihi eserler de bu dönemden kalma önemli bulgulardır. Ayrıca Urmiya gölünün 50 Km. doğusunda yer alan Ziwiye’de bulunan arkeolojik kalıntılar da İskit kralının bu bölgeyi hükümdarlık makamı olarak kullandığını göstermektedir.

İskitlerin yenilmeleri üzerine Mannai bölgesi yeniden Asurluların hakimiyeti altına girdi. Bu bölgede yerleşik hale gelen İskitler ise Asurlulara karşı galip gelemeyince iyi ilişkiler içerisine girmek zorunda kaldılar. İskit Kralı Bartatua, Asarhaddon ile yakınlık kurabilmek için kızı Serna ile evlenmek istedi. Asarhaddon önceleri istemese de tanrıları Samas’a fal açtırıp sorarak onayladı. Bu kan bağı ile Asurlular ile İskitler arasında ittifak dönemi başlamış oldu (M.ö. 674).
Asur Kralı Asarhaddon vefat edince yerine oğlu Asurbanipal geçti. M.ö. 654’de de Bartatua öldü ve yerine oğlu Madyes geçti. İskit-Asur barışı bu döneminde de devam etti. Asurlular, M.ö. 653 de yeni bir tehditle yüz yüze geldiler. Giderek güçlenen ve hâkimiyet alanını genişleten Medler, Asur Krallığını tehdit eder duruma gelmişti. İskitler, Asurluların Medlerle olan mücadelelerine destek verdiler (M.ö. 654-652). İskitlerin Asurlularla geliştirdiği iyi ilişkiler zamanla ittifak halini alınca İskitlerin bölgedeki nüfuzları da artmaya başladı ve zamanla daha da güçlendiler.

Asurbanipal vefat edince Asurluların büyük hükümdarlığına gölge düştü (M.ö. 627). Giderek güçlenen Medler, Asurbanipal’in ölümü üzerine Asur toprakları üzerinde taarruzlara giriştiler. Asurbanipal’in yerine vekâleten geçen oğlu Asuretil, Medler üzerinde baskı kuramayınca Medler daha da güçlendiler. İskitlerin desteğine rağmen durdurulamayan Med akınları Asur İmparatorluğunun sonunu hazırladı. Medler, önce Babillilerle sonra ise İskitlerle ittifak kurarak Asurlular üzerine büyük bir taarruza giriştiler ve Asur Krallığını yıkarak toprakları üzerinde kendi imparatorluklarını kurdular (M.ö. 612).

Asurluların yıkılması İskitler için yeni bir dönemin başlangıcı oldu. İskit Kralı Madyes, müttefiki olduğu Asurlulara desteğini çekerek Medlerle işbirliği yapmıştı. Ancak Asurluların yıkılmasından sonra bu kez Babillilerle işbirliği yaparak Medlere karşı mücadeleye giriştiler. Med Kralı Kyaxares, bu ittifak karşısında kazanamadı. Medleri mağlup eden İskitler, Kuzey İran ve Suriye hattında söz sahibi duruma geldiler. Bölgede değişen politik dengeler Urartuları da etkiledi. İskitler, Asurluların yıkılmasında olduğu kadar Urartuların yıkılmasında da pay sahibi oldular. İskit akınlarıyla zayıflayan Urartular, Med akınlarıyla yıkıldılar. Urartuların yıkılmasıyla bölgedeki siyasi dengeler tamamen değişti. Güney Doğu Anadolu bölgesinde yalnızca İskitler ve İskitlerin Mağlup ettiği Medler söz sahibi duruma gelmişlerdi (M.ö. 610).

İskitler, Güney Doğu Anadolu’da nüfuzlarını arttırmış ve güçlenmişlerdi. Üstelik Medlere karşı üstünlük sağlanmış ve bölgede başkaca önemli bir düşman da kalmamıştı. Bunun üzerine büyük bir sefere çıkan İskitler, Suriye’den Filistine kadar uzanan Akdeniz sahilleri boyunca yağma ve istila faaliyetlerine giriştiler. Filistin bölgesini hâkimiyeti altına almış olan Mısır Kralı Psemmetikos, İskit tehlikesinin yaklaştığını görerek İskit ordusunu Filistinde karşılayıp iltifatlar ederek hediyeler vermiş, kurulan iyi ilişkiler ile İskitlerin Mısır’a girmesine mani olmuştur. Daha fazla ilerlemeyen İskitler, dönüş yoluna düşerek geldikleri güzergâh boyunca geri döndüler. Med Kralı Kyaxares, İskit tehdidini ortadan kaldırmak için bir suikast planladı. Kyaxares, İskitlerin başarılı seferlerini kutlamak için Kral Madyes onuruna bir ziyafet düzenledi ve İskit Kralını, ordu komutanlarıyla birlikte ziyafete davet etti. Bu davete icabet eden Madyes, ziyafetin ilerleyen saatlerinde sarhoş edilerek öldürüldü. Madyes’in ölümü İskitlerin Anadolu tarihlerinde dönüm noktası oldu. İskitler için ilerleme dönemi sona erdi ve önce gerileme sonra ise yıkılma devirleri vuku buldu.






alone.. ☕
  Alıntı