İlek Dönemi (453-455)
Attilanın 3 oğlu bulunuyordu. İlek, Dengizik, İrnek. Attilanın ölümüyle yönetime, en büyük oğlu İlek geçti. Ancak diğer kardeşlerle arasında saltanat mücadelesi yaşandı. Bu mücadele Hunları iç karışıklıklara ve yönetimde zafiyetler yaşanmasına sebep oldu. Bu iç karışıklıklar nedeniyle, Hunlara bağlı olan kavimler Hun idaresinden ayrıldı. Bugünkü Avrupa ülkelerinin ataları olan bu kavimler, Hunlardan ayrıldıktan sonra bölgede kendi yönetimlerini oluşturup Avrupanın bugünkü demografik yapısının alt yapısını oluşturdular.
İlek döneminde, ilk ağır yenilgi alındı. Hunlar Nadao savaşında yenilgiye uğradılar. Bu yenilgiden sonra Hunlardaki iç karışıklıklar dahada arttı.
Bugünkü Almanların ataları olan Germenler, İlek dönemine kadar Hunlara bağlı bir kavim olarak yaşıyorlardı. İmparatorluk içerisinde sorunların yaşanmasıyla Germenlerde isyan ettiler. İlek, bu isyanı bastırmak için Germenlerle girdiği mücadelede öldü.
Dengizik Dönemi (455-469)
Yönetimi İlek’den devralan Dengizik, imparatorluğu 14 yıl yönetti. Ancak yönetimi başarılı olamadı. Hunlar zayıflamaya ve küçülmeye başladı. Hem Roma, hem Hunlardan ayrılan kavimler bölgede güçlenmeye ve söz sahibi olmaya başladılar. Dengizik’de, Doğu Roma ile girdiği savaşta öldü.
Tarih kaynaklarında Dengizik’in ölümü, Avrupa Hunlarının yıkılışı olarak kabul edilir.
Avrupa Hun İmparatorluğunun Dağılması
Dengizikten sonra Hun imparatorluğu yönetilemez duruma geldi. Hem İmparatorluk gücü çok zayıfladı, hemde daha önce Hunlara bağlı kavimler isyan ederek ayrı bir güç olarak Hunların düşmanı haline geldi. Bunun üzerine, Attilanın en küçük oğlu olan İrnek, Hun kabileleriyle birlikte bugünki Karadenizin kuzeyine doğru çekildi. İmparatorluk yıkılmıştı ancak bölgedeki Hun varlığı devam etti. İrnek’den sonra Hun kabileleri Tingiz, Belkermek, Çuraş, Tarya, Buyan ve Çelbir tarafından yönetildi.
Avrupa Hun İmparatorluğu yıkılmıştı ancak Hunlar yokolmadı. Karadenizin kuzeyinden yayılarak kabileler halinde varlığını devam ettirdi. Bugün dahi Avrupa’da, Kafkaslarda, Balkanlarda, Kırımda Türk izlerine rastlamaktayız.
İmparatorluğun yıkılmasıyla Bölgedeki Hunların bir kısmı Karadenizin kuzeyinde varlığını devam ettirdi. Bir kısmı Hazara dönmek için Kafkaslara doğru ilerledi, bir kısmı bölgede oluşmaya başlayan diğer bir güç olan Avarlara katıldı, bi kısmı ise güneye doğru inerek balkanlara yayıldı.
Balkanlara yayıyan Hunlar, bugünkü Bulgaristanın temelini oluşturmuşlardır. Bulgar sözcüğü Türkçe bir ifade olan Bulgamaktan (Dağılmak, yayılmak) gelmektedir.
Karadenizin Kuzey bölgesinde varlığını sürdüren Hunların bir kısmı Karpat dağları ve çevresine ilerleyerek bugünkü Macaristanın temelini oluşturdular. Zira Macaristanın ismi olan Hungary, Avrupa Hun İmparatorluğundan miras kalmıştır. Bugün Macaristanda halen Türk kültürünün izlerine rastlamak mümkündür. Özellikle Gagağuz (Gökoğuz) lar Türk olduklarının ve Attilanın torunları olduklarının farkındadırlar. Karadenizi terk etmeyen Hunlar ise bölgede kaldılar. Bu kabilelerde Kırım Türklerinin atalarıdırlar.
Bölgedeki Hunların önemli bir kısmı Hazara dönmek üzere Kafkaslara doğru çekildiler. Bu topluluk Kafkaslardaki diğer toplumlara karışarak asimile olsalarda bazı kabilelerin varlıklarını uzun süre korudukları tarih kaynaklarında geçmektedir.

alone.. ☕
|