Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07.Ekim.2018   #1
DurumuÇevrimdışı
Baby
Baby - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Üye No: 6
Üyelik tarihi: 04.Ekim.2018
Şehir:
Mesaj Sayısı: 275
Konu Sayısı: 73
Beğendikleri: 53
Alınan Beğeni: 43
HF Ticaret Sayısı: (0)
HF Ticaret Yüzdesi: (%)
Ruh Hali
Kan Grubum:

Standart Tuna Bulgar Devleti

Tuna Bulgar Devleti, Büyük Bulgar Devletinin yıkılmasıyla Tuna boylarında kurulan Tuna Bulgar imparatorluğudur.
Tuna Bulgar Devleti, pek çok yönüyle tarihi bir vaka olma özelliği taşır. Bugünkü Bulgaristan’ın temelini oluşturan Tuna Bulgar Devleti, bir Türk Devleti olarak kurulmuş ancak bir Hristiyan/Slav devleti olarak yıkılmıştır. Bu açıdan Türk Tarihinde önemli bir yer alması gerekirken maalesef arka sayfalarda kalmış ve yeterli önem verilmemiştir.

Türklerin Kıpçaklar kolunun Bulgar boyundan olan Tuna Bulgarları, 35 yıl gibi çok kısa bir süre var olan ancak Balkanlardaki Türk Birliğini kurmakta öncü güç olan Büyük Bulgar Hanlığının yıkılmasıyla dağılan Bulgar topluluklarının başında bulunan Asparuh öncülüğünde 679 yılında kuruldu. 750Bin Km²’lik bir alanda (Yaklaşık olarak bugünkü Türkiye Coğrafyası) hüküm sürecek olan Tuna Bulgarları, zaman içerisinde Slav kavimlerin devlet yönetimi hakimiyetleri altına almasıyla asimile olarak tarih sahnesinden silindiler.

Büyük Bulgarya Hanlığının yıkılmasıyla Tuna bölgesine göç eden topluluklar ağırlıklı olarak Bulgar ve Slav kavimleri idi. Bu topluluklar içerisinde Slavlar’ın nüfusu hatırı sayılır derecede yoğundu ancak devlet teşkilatlanması, yönetim biçimi ve Dini/Kültürel değerleri Tuna Bulgarlarını bir Türk Devleti olarak kabul etmemizi gerektirir. Zira literatürde de Oğuz Türk’lerinin en uzun ömürlü siyasi teşekkülü olduğu kabul edilir.


Asparuh Dönemi (679 – 702)

Büyük Bulgarya Hanlığının kurucusu Kubrat’ın oğlu Asparuh, devleti yöneten kardeşi Batbayan’ın bölgede hakim güç olan Hazar’ların hakimiyetini kabul etmesiyle, Hazar’a bağlanmak istemeyen Bulgar’ların önderliğini yaparak, beraberinde Slav kavimlerle birlikte Bucak’a yani güneye doğru (Bizans Sınırlarına) ilerleyerek Tuna Bulgar Devletini kurdular. Asparuh, devletini dönemin önemli gücü Avarlar ve Bizans arasındaki bölgede kurdu. Tuna Bulgarlarının kurulduğu dönemde Bizans tahtında 4. Konstantinos bulunuyordu. Doğu Roma tarihinde Attila’dan miras kalan bir Türk korkusu bulunuyordu. Attila’nın torunlarının kurduğu ve yıkılan Bulgarya Hanlığının mirasçıları olan Tuna Bulgarları Konstantinos’u oldukça rahatsız etti. Öyle ki, henüz kurulmamış bir devletin üzerine muazzam bir ordu ile yürümeye karar verdi. Konstantinos’un ordusu hem karadan hem de denizden ilerleyerek Asparuh’un üzerine sefere çıktı. Asparuh, henüz kurulan devletinin ordusunun ve teşkilatlanmasının zayıf olması nedeniyle meydan muharebesinden çekinerek geri çekildi ve bataklık bir bölgede savunma pozisyonu aldı. Bizans ordusu açıkca üstünlüğünü sağlayacakken Konstantinos’un rahatsızlanması nedeniyle geri dönmek zorunda kaldı. Bu yarım kalan hareket Asparuh için bir zafer niteliği taşıyordu.

Tuna Bulgarları Bizans’a karşı zafer kazanmış bir devlet olarak güç kazanmaya başladı. Asparuh, Ordularıyla Tuna’yı geçerek Varna’ya doğru ilerleyerek hakimiyetini kesinleştirdi. Varna bölgesinde bulunan 7 Slav kabilesini de kendisine tabi kılarak 1 kabileyi Bizans, 6 Kabileye Avar hududunun güvenliği için sınırlara konuşlandırdı. Hızla büyüyen Tuna Bulgarları, yalnızca 2 sene içerisinde Bizans’a karşı üstünlük sağlayabilecek güce eriştiler. Asparuh, gücünüde kullanarak Bizans üzerindeki baskıları arttırarak Bizansı vergiye tabi hale getirdi. Aynı yıl güneye doğru ilerleyerek bugünkü Şummu şehri sınırlarındaki Pliska’yı başkent yaptı. Bu durum, batı kaynaklarında “Bizans Sınırlarında Bozkır Kültürüyle Yaşayan Bir Devlin Başkenti Kuruldu” şeklinde geçer.

687 yılına gelindiğinde, Konstantinos’un yerini oğlu Justinianos’a bırakması ve Justinianus’un babasının ödemeyi kabul ettiği vergiyi reddetmesiyle Asparuh ve Bizans arasında yeni bir çatışma meydana geldi. Asparuh’un Bozkır stratejisiyle giriştiği bu mücadelede Justinianos, Slavların koruduğu hatta kadar önemli bir direnişle karşılaşmadan ilerledi ancak geri dönüş yolunda Asparuh’un kuvvetleriyle karşılaştı. Bu stratejik hamleyle gafil avlanan Justinianos’un ordusu ağır bir yenilgi alarak tam anlamıyla yok oldu, kendiside yaralı olarak kaçarak ancak canını kurtarabildi.

Asparuh, bu mücadele ile Bizans üzerinde ciddi bir baskı kurdu. Ömrünü tamamlayacağı 702 yılına kadar Bizans’dan bir tehdit yada saldırı ile karşılaşmadı. Bu süre zarfındada devletin teşkilatlandırmasını geliştirerek diğer komşusu olan Avar’lar ile olan sınırlarını muhafaza etti. 702 yılında vefat ettiğinde Balkanlarda güçlü bir Türk Devleti bıraktı. Asparuh’un ölümü üzerine yerine oğlu Tervel yönetime geçti.


Tervel Dönemi (702 – 718)

Tervel, babasından sonra yönetime geçerek hem Avar bölgesinin güvenliğini hemde Bizans üzerindeki baskılarını devam ettirdi. Tervel’in yönetime geçtiği dönemde Bizans önemli iç karışıklıklar ve çalkantılarla boğuşuyordu. 687 yılında Asparuh ile giriştiği mücadeleden ağır kayıplar alan Justinianos tahttan indirilerek kırıma (Hazar Bölgesi) sürülmüştü. Yerine 2. Tiberios geçirildi. Justinianos sürgündeyken Hazar Kağanının kızıyla evlenmişti. Bizans İmparatoru Tiberios, Hazar kağanına hediyeler göndererek Justinianos’u öldürmesini istedi. Justinianos bunu öğrendiğinde bir yolunu bulup Kırımdan kaçarak Tervel’e sığındı. Tuna Bulgarlarının Bizans üzerindeki baskısı ve politik teğsiri aşikardı. Tervel, ordusunu toplayıp Justinianos ile birlikte Bizans’a girerek tekrar tahta geçmesini sağladı. Bu hamlelerinin karşılığında Zağra (Zagora) olarak telafuz edilen bölgeyi Tervel’e hediye etti.

Justinianos’un zalim bir İmparator olduğu tarih kayıtlarında sıkça geçmektedir. Tekrar yönetime geçtikten hemen sonra tüm muhaliflerini öldürtür. Her ne kadar tekrar tahta geçmesini Tervel sağladıysa da, tahttan inmesine sebep olanda babası Asparuh idi. 708 yılına gelindiğinde Justinianos, Hem geçmişten gelen intikam duyguları hem de karakteristik yapısı hasebiyle egemenliğini sağladıktan hemen sonra hediye ettiği toprakları geri isteyerek büyük bir orduyla hem karadan hem denizden Tervel’in üzerine yürdü ancak Anchialos kentinde sonuçlanan savaş neticesinde yenildi ve gemiyle kaçarak Bizans’a geri döndü. Bu zaferden sonra Pliska’da yapılan Tervel Anıtı halen ayakta durmaktadır.

Justinianos, bu yenilgiden sonra Tervel’in üzerine tekrar bir seferde bulunmadı. Kendi halkına yaptığı baskılarla bilinen Justinianos, aynı baskıları bölgesindeki Hazar halkına da uygulayınca Hazar Kağanı, sürgünde bulunan ermeni kökenli Philippikos’u Bizans’a göndererek imparator olmasını destekler. Bu hamle neticesinde Justinianos 711 yılında tahttan indirilir. Tervel, bu karmaşadan istifade etmek ve Bizans üzerindeki baskılarını arttırmak amacıyla saldırıya geçerek tehdit amacıyla kenti yağmalar. Bu büdahale Bizans’daki politik karmaşaları dahada arttırır ve Philippikos’un 713 yılında tahttan indirilmesine sebep olur. Yerine 3. Theodosius geçer.

Theodosius, Tervel’in Bizans üzerindeki baskılarına karşı koyamayacağı için 716 yılında barış antlaşması imzalamak zorunda kaldı. Bu antlaşma gereği Bizans sınırlarını Burgaz körfezine kadar çeker ve vergiler düzenli olarak ödenmeye başlar. Bunun yanında ticaret anlaşmaları da yapılarak iyi ilişkiler içerisine girilir. Bu barış döneminde Araplar İstanbul’u kuşatmak için Bizans üzerine saldırmışlardı. Bu kuşatmada, Theodosius ile iyi ilişkiler içerisinde bulunan Tervel, Araplara karşı Bizans’ın yanında yer alarak Bizans’a destek verir.

Kuşatmadan sonrada Bizans’daki iç karışıklıklar devam eder ve 717 yılında Theodosius tahttan indirilerek, ermeni asıllı olan 3. Leon tahta geçirilir. Tervel, Leon’a karşı 2. Anastasius’u destekler ancak Leon, muhalif çalışmaları engeller ve Anastasius’un tahta geçmesini önler. Tervel, bu girişimde Muaffak olamayarak geri döner ve 718 yılında vefat eder.


Trivem Dönemi (718 – 724) ve Sevar / Sever Dönemi (724 – 740)

Tervel’den sonraki Trivem ve Sevar dönemi önemli ölçüde barış içinde geçmiştir. Bu döneme ait tarih sayfalarında önemli bilgiler bulunmuyor. Bizans ile mücadele edilmediği, diğer sınır komşuları olan Avarlar’ında oldukça zayıflamış olmaları, 22 yıllık bir barış süreci olarak karşımıza çıkıyor. Ancak Asparuh ve Tervel dönemlerinde tabi kılınan Slav boyları, görevlendirildikleri sınır bölgelerinde güç kazanması ve nüfuz elde etmeleriyle devletin yönetiminde söz sahibi olmaya başlamışlardı. Bu durum, devletin yönetimini ellerinde bulunduran Dulo ailesi ile Slav knezleri ve komitopuloslarının bulunduğu zümre arasında politik hengameler ortaya çıkardı. İlerleyen zamanlarda Tuna Bulgarlar’ının Slavlaşmasıyla sonuçlanacak bu politik gelişme, Tervel’in vefatı ile kendini göstermeye başladı. Bu sürecin neticesinde Sevar’dan sonra yönetime Slav asıllı olan Kormikoş geçti.


Kormikoş / Kormış Dönemi (740 – 756)

Dulo ailesi ile nüfuzları artan Slav knezlerinin arasındaki siyasi çalkantılar, Slav’ların lehine gelişerek yönetime Kormikoş’un geçmesiyle sonuçlandı. Tuna Bulgarları, yönetim biçimi ve teşkilatlanma olarak Türk örflerine göre idare ediliyordu. Ancak Kormikoş, Bizansın yönetim biçimi ve teşkilatlanmasını beğeniyordu. Bu açıdan Bizans ile iyi ilişkiler içerisinde bulunmayı seçti. Ancak Bizans’ın sınırda kaleler inşa edip Suriyeli ermeni göçmenleri askeri sınıf olarak bu kalelere konuşlandırması Kormikoş’u rahatsız etti. Bizans’dan alınan vergiler Kormikoş döneminde sürekliliğini yitirmiş ve düzensizleşmişti. Kormikoş bu durumu bahane ederek ordusu ile Bizans’a yürüdü. Bizans surlarına kadar ilerleyen Kormikoş, muaffak olamayarak geri çekilse de Bizans’ın denizden ve karadan saldırmasıyla mağlup oldu. Bu yenilgiden sonra vefat ederek yerini oğlu Vinek aldı. Kormikoş ile Dulo ailesinin yönetim üzerindeki hakimiyeti son bulmuştu. Kormikoş’un ölümü üzerine de eski Bulgar sülalelerinden olan Voküller ve Ugayinler birbirleriyle üstünlük mücadelesine giriştiler.






alone.. ☕
  Alıntı

Baby Üyenin Son 5 Konusu
Baslik Kategori Son Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj
Bayindirlik, ulaştirma, sağlik ve tip alanindaki... Cumhuriyet Tarihi Baby 0 590 13.Ekim.2018 14:55
Milli Dış Politikanın Dayandığı Temel İlkeler Cumhuriyet Tarihi Baby 0 456 13.Ekim.2018 14:53
1923-1930 Arası Dış Politika Cumhuriyet Tarihi Baby 0 449 13.Ekim.2018 14:47
Türkiye’nin Milletler Cemiyeti’ne Girişi Cumhuriyet Tarihi Baby 0 466 13.Ekim.2018 14:45
Balkan Antantı Cumhuriyet Tarihi Baby 0 457 13.Ekim.2018 14:43