Üye No: 6
Üyelik tarihi: 04.Ekim.2018
Şehir:
Beğendikleri: 47
Alınan Beğeni: 40
HF Ticaret Sayısı: ( 0)
HF Ticaret Yüzdesi: ( %)
Ruh Hali
Kan Grubum:
|
Vinek Dönemi (756 – 761)
Babası gibi Slav asıllı olan Vinek, iç karışıklıkların baş gösterdiği bir dönemde yönetime geçti. Kormikoş döneminde Bizans ile başlayan çatışma hali Vinek döneminde daha da hızlandı. Sık aralıklarla ve uzun süren savaşlar tezahür etmeye başladı. Bu savaşların en önemlilerinden biri 759 yılında meydana gelen Belgrad savaşıydı. Bu savaşta Bizans, büyük bir orduyla Bulgarların üzerine yürüdü. Ancak Vinek’in kazandığı bu savaşta Bizans’ın neredeyse tüm üst düzey komutanlarını kaybetmesiyle sonuçlandı. Vinek, savaş sonrasında esir aldığım tüm Bizans askerlerini de öldürmüştür.
Asparuh döneminde teba olarak kabul edilerek sınır görevlerinde bulunan Slav’lar, Vinek döneminde de güçlendiler. Vinek dönemine kadar Politik çekişmelerin içinde bulunan Slavlar, kendiside Slav olan Vinek döneminde, devlet işlerinde doğrudan görev almaya başladılar. Bu durum, Bulgar boylarını oldukça rahatsız etti. Slav hakimiyetine karşı birlik olan Bulgar boyları, güçlerini birleştirerek Vinek’i öldürüp yönetimden indirdiler ve yerine Ugain boyundan gelen Teleç’i yönetime geçirdiler. Bunun yanında devlet teşkilatlanmasında doğrudan müdahil olan Slav’larda yönetimden uzaklaştırılarak yönetimin tekrar Türkleşmesini sağladılar.
Teleç Dönemi (761 – 764)
Bir tür Devrim ile yönetime geçen Teleç (Telets), Slav boylarının oluşturduğu politik karmaşayı sona erdirip devlet teşkilatlanmasındaki bozukluklara müdahale etti. Devlet yönetimi ve askeri teşkilatlandırmayı toparlayarak Bizans’ı baskı altında tutma politikalarına devam ettirdi. Teleç yönetimi döneminde Bizans tahtında Konstantin bulunuyordu. Bulgar akınlarına karşı zayıf kalan Bizans, Bulgar münasebetlerinin devlet içerisindeki olumsuz etkileri Konstantin’i tedirgin etmeye başladı. Bulgar akınlarına karşı zayıf tepkiler veren Konstantin, kesin başarı elde etmek için hazırlıklarını tamamlayarak Teleç’in akınlarını karşılamak için büyük bir ordu hazır etti. Bu sefer savunma değil saldırı ile karşı koymayı düşünerek Teleç’in üzerine yürüdü. Hem karadan, hem denizden kalabalık bir donanma ve ordu ile Anchialos’da Teleç’in ordusu ile karşı karşıya geldi. Teleç bu savaştan ağır bir yenilgi alarak geri döndü. Konstantin’de aldığı çok sayıda esiri Bizans’a götürüp vatandaşlarına öldürttü.
Teleç’in devrim ile başa geçmiş olması nedeniyle bu ağır yenilgi Slav boyları için önemli bir fırsat oldu. Bu kez Slav’lar yönetime müdahale ederek Teleç’i öldürdü ve yerine Kormikoş (Kormış)’un kayın biraderi olan Sabin ( Savin / Savinos ) yönetime geçirildi. Bu hamle ile Bulgarlardaki iç karışıklıklar tekrar baş gösterdi.
Sabin Dönemi (764 – 767)
Teleç yönetimindeki ağır yenilgiden sonra, iç karışıklıklarında etkisiyle oldukça zayıflayan Tuna Bulgarları, kısa bir dönem önce vergiye tabi kıldıkları Bizans’a karşı koymakta zorlanmaya başladı. Sabin, hem Slavların Bizans ile aralarının çok kötü olmaması, hem de devletin zayıflamış olması ve karşı koyamayacak olması nedeniyle barış teşebbüslerinde bulunmaya başladı. Ancak Bulgar beyleri, bu durumdan hiç hoşnut olmadı. Slavların yönetimde olmaları hasebiyle de tekrar yönetime müdahale ederek Sabin’in yerine Bulgar boylarının lideri konumunda olan Toktu’yu geçirdi. Bu müdahaleye karşı koyamayan Sabin, kaçarak Bizans’a sığındı.
Toktu Dönemi (767 – 772)
Slav hakimiyetine ve devletin iç karışıklıklarla boğuşmasına müdahale amacıyla yönetime geçirilen Toktu, Bizansa karşı koymaya çalışsa da başarılı olamayacağını fark eder ve barış anlaşması için girişimlerde bulunur. Bizans’ın Bulgarlar içerisindeki bazı kişilerle anlaşmazlıkları vardı. Bizans bu kişilerin teslim edilmesine karşılık barış anlaşması imzalamayı kabul ederek antlaşmayı imzaladı. Ancak barış süreci oldukça kısa sürdü. Konstantin, Bulgarlar’ın içinde bulunduğu iç çekişmeler ve zayıflığı kullanarak iç işlerine ve devlet yönetimine müdahale etmeye başladı. Toktu, tüm bu gelişmelere karşı koyamayacak kadar zayıf düşen devletini yönetemeyeceğini anlayarak kardeşi Pagan ile birlikte kaçmaya karar verdi. 772 yılında, kardeşi Pagan ile Tuna kıyısındaki ormanlık alanda saklanırlarken Bizans askerleri tarafından bulunarak öldürüldüler. Toktu’dan sonra yerine başka bir Bulgar beyi olan Telerig geçti.
Telerig Dönemi (772 – 777)
Telerig, Toktu ve kardeşi Pagan’ın öldürülmesinden sonra yönetime geçse de Tuna Bulgarları artık oldukça zayıf düşmüş, hakimiyeti altındaki toprakların yönetimini bile tam olarak sağlayamayarak iç çekişmelerle boğuşmakta olan bir devleti yönetiyordu. Telerig, Bizans’a karşı koyamayacağı için Bizans saldırmadığı sürece bir tepki vermeyerek iç karışıklıkları ve teşkilatlanma sorunlarını çözmeye çalışmaktaydı. Ancak 774 yılında Bizans, donanması ile denizden ve karadan Bulgarlar’ın üzerine yeni bir sefere çıkar. Telerig, barış istese de Bizans’ın amacı Bulgar tehlikesini ortadan kaldırmak olduğundan bu teklifi reddetti. Savaş henüz başlamamışken kopan yoğun bir fırtına, Bizans donanmasının ağır kayıplar vererek neredeyse yok olmasına sebep olur. Bu ağır kayıptan sonra Bizans geri dönmek zorunda kalır. Telerig, hem iç karışıklıklar hem de zayıflayan ordusuna rağmen, Bizans’ın Ülkesi üzerinde baskı kurmasını ve sınırlarını ilerletmesini engellemiştir.
Telerig, Bizans ile mücalede de zayıf kalmasının nedeni olarak iç karışıklıkları görüyordu. Önce ülkesine hakim olması ve iç karışıklıkları ortadan kaldırması gerektiğini biliyordu. Ancak ülkesinde çok sayıda Bizans çaşıtı olması bunu yapmasını zorlaştırıyordu. Akıllıca bir stratejiyle Bizans imparatoruna sığınmak istediğini, ülkesinde kimlere güvenebileceğini soran bir mektup iletti. Bizans İmparatoru yanıt olarak, kendi adamlarını Telerig’e bildirir. Telerig, bizzat Bizans İmparatorunun kendi çaşıtlarını bildirmesiyle harekete geçer ve bu çaşıtların tümünü öldürür. Bizans kaynakları, Konstantin’in yaptığı hatanın ruhsal çöküntüsüyle çok kısa bir süre içerisinde saçlarının tamamen ağardığını yazar. Konstantin, Telerig’in bu hamlesinden sonra süratle ordusunu hazırlayarak, kendiside ordunun başına geçip Telerig’in üzerine yürür ancak sefer sırasında ateşli bir hastalığa yakalanarak geri dönüş yolunda ölür.
Ülkedeki iç karışıklıklar önemli nispette düzeltilmiş, Bizans bir şekilde etkisizleşmiştir ancak kati bir zafer isteyen Bulgar beyleri Telerig’i devirmek için harekete geçer. Telerig, bunu haber alınca Bizans’a kaçar ve vaftiz olarak İmparator 4. Leon’un yeğeni ile evlenip Patrik yapılır.
Kardam Dönemi (777 – 803)
Telerig’in can korkusuyla kaçıp Bizans’a sığınması üzerine Bulgar beyleri, yönetime geçmek üzere Kardam’ı seçtiler.
Tuna Bulgarları, sahip oldukları geniş topraklara rağmen oldukça zayıf düşmüştü. İç karışıklıklar ve Bizans’la yapılan savaşlarda ağır mağlubiyetler almaları siyasi iradeyi ve öz güveni azaltmıştı. Zira Bizans’a göre de Bulgarlar artık önemsiz bir güçtü ve tedirgin olunması gereksizdi. Kardam’da uzun bir süre Bizans ile ilgili bir hamlede bulunmadı. Bu süre zarfında Bulgarlar, Kardam döneminde güçlerini toparlayarak eski güçlerine erişmek için çabaladılar.
Savaşsız geçen 13 yılda İç karışıklıkların önüne geçerek gücünü toparlayan Kardam, 791 yılında tekrar Bizans’ı baskı altına almak amacıyla Güney Makedonya’da bulunan Bizans heyetini, toprakların sahibi sıfatıyla yakalayarak öldürür. Bunun üzerine Bizans İmparatoru 6. Konstantin, beklemediği bu saldırıya karşı yanıt vermek için Kardam’ın üzerine yürüdü. Bugünkü Edirne’nin 20Km kuzeyinde (Sinanköy civarı) Kardam ile karşılaşsa da, ilk çatışmada kaybedeceğini anlayıp geri çekildi. Konstantin, Bu başarısız girişimden 1 yıl sonra 792’de bu kez Karadeniz sahilinden donanması ile saldırıya geçerek Burgaz’ın Kuzey Doğusundaki Karnobat yakınlarında bir kaleye konuşlandı. Kardam’da, ordusuyla kale önlerine gelir. Zaferin kendisinin olacağı kehanetiyle kazanacağından emin olan Konstantin, Kardam ve ordusuna düzensiz ve dağınık şekilde saldırır ve ağır bir yenilgi alır. Kardam, bu savaşta Bizans komutanlarının çoğunu kahin tepelerde öldürerek uzun bir süreden sonra tekrar Bizans’a karşı zafer kazanmış olur. Bu savaştan sonra Kardam ile Konstantin arasında barış imzalanır. Bu zafer ile Bizans tekrar baskı altına alınmış olur.
796 yılına gelindiğinde Kardam, barış anlaşması imzalamış olmasına rağmen Konstantin’den vergi ister. Kabul etmemesi durumunda üzerine sefer yürüteceği tehtidinde bulunur. Bunun üzerine Konstantin, “Sen Zahmet Etme, Ben Oraya Geleceğim” yanıtını gönderir ve anadoludaki birliklerini toplayarak teşekkül ettiği ordu ile Kardam’ın üzerine yürür. Kardam, beklemediği büyüklükteki Bizans ordusu ile karşılaşacağını fark edince savaşa girişmez ve geri çekilir.
Bizans bu savaştan sonra iç karışıklıklar ve çekişmeler dönemine girer. Bizans İmparatoru Konstantin’in, annesi İrene tarafından gözlerinin millenmesiyle Bizans’da önemli bir otorite boşluğu meydana gelir. Buna rağmen Kardam, Bizans ile ilgilenmeyip Avar devletinin yıkılmasıyla Ülkenin Batısındaki otorite boşluğundan istifade ederek topraklarını genişletme çabası içerisine girer. Ancak Avar’ların mirasından pay elde etmek için giriştiği teşebbüsler neticesinde Avar bünyesinde bulunan Bulgar topluluklarını da ülkesine tabi kılınca, tabi kıldığı Bulgar topluluklarının beyleri yönetime göz diker. Bu karmaşalara karşı yönetimini koruyamayan Kardam, Avar yönetimi altında yaşayan Erdel/Orta Tuna Bölgesinde yaşayan Bulgarların lideri Krum hanın yönetimi eline almasıyla kendi yönetimini kaybeder.

alone.. ☕
|