Her kadın eşinin, ya da sevgilisinin kendisine bağlanması için zaman zaman gizli güçlerden dahi yardım alabiliyor. Kimi kadınların, kendilerine olan güvenleri çok yüksek, ve bu nedenle eş; ya da sevgilinin kendilerine bağlanması adına bir çaba sarf etmiyor. Oysa ki yapılan araştırmalar, erkeklerin, fizyolojik yapıları dolayısı ile, bir kadın gördüklerinde, testosteron seviyelerinin yükseldiğini gösteriyor. Peki o halde, eşinizi; ya da sevgilinizi kendinize bağlamak için çaba harcamanız gerekmiyor mu? Bunun için aslında gizli güçlere de ihtiyacınız yok… Yazımız içerisinde size, eşimin bana bağlanması için ne yapmalıyım, sevgilimin bana bağlanması için ne yapmalıyım, sevgilimin bana bağlanmasını nasıl sağlarım… gibi soruların yanıtlarından söz edeceğiz. Hadi kızlar, sıvayın kolları; ve söz konusu fizyoloji ile nasıl başa çıkabileceğinizi gözden geçirmeye başlayın…

Sevgilimin Bana Bağlanması İçin Ne Yapmalıyım?
Sevgilimin Bana Bağlanmasını Nasıl Sağlarım?
Eşimin Bana Bağlanması İçin Ne Yapmalıyım?

• Yapılan araştırmaların sonuçları ortada, bir erkek, istem dışı şekilde, bir kadın gördüğünde yükselen testosteron hormonlarına engel olamıyor, ve bu durum, o kadını istemesine de neden olabiliyor. E kadın da biraz bu tür durumlara meyilli ise aldatmalar kaçınılmaz oluyor… Bir insanı fizyolojik yapısı dolayısı ile suçlayabilir misiniz? Ama onun testosteron seviyesini siz daha üst seviyelere rahatlıkla çıkartabilirsiniz. Çünkü o, sürekli olarak, herkesten çok sizinle; ve her anını sizinle paylaşıyor… Testosteron hormonu seviyesi ise, sabaha karşı 05:00 – 06:00 saatleri arasında en üst seviyede bulunuyor… Güne biraz erken başlasanız ne olur? Uyandırın onu, sevdiği şeyleri yapın… Zaten yüksek olan testosteron hormonlarını bir de siz yükseltirseniz, bu durumdan sadece o değil, siz de çok mutlu olursunuz… Hormonal bakımdan onu en üst seviyeye taşıyacak olan da siz olduğunuza göre, sizden başkasını istemesi için bir nedeni kalmayacaktır…

• Testosteron hormonunu arttırabileceğiniz bir diğer hareket ise, şımaracağını düşünmeden, onu olabildiğince övmek… Bu durum onun egosunu tatmin edecek, ve bu ego sonrasında testosteron hormonunda artış söz konusu olacaktır. Giysilerinin çok yakıştığını söylemek, yakışıklı olduğu itirafında bulunmak, güzel koktuğundan bahsetmek, yaptığı yemeklerin çok lezzetli olduğunu belirtmek, işindeki başarısının takdire değer olduğunu söylemek… Belki onu biraz şımartır; ama o şımarık adam sonuç itibari ile sadece sizindir, sizin kalacaktır. Değmez mi?

• Yapılan araştırmalara göre, başka bir erkekle kısa süre flört edip, sonrasında sevgili; ya da eşin yanına dönmenin, ve bunu onun da görmesini sağlamanın da size olan bağlılığını arttıracağı belirtiliyor… Dünya genelinde bu araştırmalar kabul görebilir; ama bizim ülkemizde, erkeklerin kıskandıkları zaman gözlerinin bir şey görmediğini de hatırlatmadan geçmemek gerekiyor… Tabi sizin için bir erkekle kavga ederse bu durum pek hoşunuza gitmez; hatta rezil olduğunuzu düşünebilirsiniz, size daha sıkı sarılmasını sağlayan bu durum her ne kadar devam etse de, size de kızabilir; ve hakaret dolu sözleri istemeden de söyleyebilir… Sonuç itibari ile seven insan kıskanır… Ama olaya bir de şu açıdan bakmak gerek ki aslında her Türk erkeği de aynı değil… Belki sizler de duymuşsunuzdur: Eşine mini etek, ya da dekolte giydirip, onunla birlikte parka, ya da AVM’lere giden, sonrasında, yanındaki güzelin sadece kendisine ait olduğunu hissetmeye çalışan erkekler de yok değildir. Kısacası, onun size bağlanması için, nabzına göre şerbet vermelisiniz.

• Bir erkeğin size bağlanması için yapmanız gereken sadece testosteron hormonunun seviyesini arttırmak da değil elbette. Dopamin hormonu da heyecanı arttırıyor, heyecan artınca aşk da aynı seviyede artıyor elbette… Peki ne yapabilirsiniz? Ona sizinle birlikteyken ne kadar iyi olduğunu söyleyebilir, hatta bunu ispatlayarak onu onöre edebileceğinizi anlatabilirsiniz. Peki bunu nasıl yaparsınız? Elbette birlikte olup, kendini size kaptırarak, belki de neler yaptığını dahi fark etmediği bir anda video çekip, sonrasında bunu ona izlettirerek… Ancak sürekli aynı şeyler değil, yaratıcılığınızı nasıl kullanacağınız tamamen sizin elinizde…