Nestlé bilim insanları, çözünebilir kahve tüketiminin tip 2 diyabet ve kalp damar hastalıklarının ana sebebi olan hepatik insülin direncini azalttığını tespit etti.

Nestlé Araştırma Merkezi ve Nestlé Sağlık Bilimleri Enstitüsü’nün( Nestlé Health Sciences Institute) bilim insanları, Nestlé’nin beslenme, sağlık ve iyi yaşam taahhüdünün bir parçası olarak, kalp damar hastalıkları ve diyabet gibi bulaşıcı olmayan hastalıkların ilerleme riskini azaltan gıda bileşenleri, beslenme çözümleri ve programları üzerine çalışıyor.

Bu kapsamda Lozan Üniversitesi Hastanesi ve İsviçre Bern Üniversitesi’nin işbirliğiyle Amerikan Klinik Beslenme Dergisi’nde yayınlanan bir araştırma, ilk kez çözünebilir kahve tüketiminin tip 2 diyabet ve kalp damar hastalıklarının ana sebebi olan hepatik insülin direncini azalttığını gösterdi.

DİYABETE YARARLI ETKİSİ VAR

Bugüne kadar yapılan epidemiyolojik çalışmalar, kahve tüketimi ve tip 2 diyabet vakalarının azalması arasında tutarlı bir ilişki olduğunu ortaya koydu. 31 insan çalışmasının derlenmesi ile yeni yayınlanan bir meta analiz, aradaki ilişkinin istatistiksel önemini doğruluyor. Ayrıca kafeinsiz kahvenin diyabete yararlı bir etkisi olduğu ve kafein haricinde kahvedeki diğer bileşenlerin de koruyucu bir rol oynayabileceği gözlemlendi. Bir polifenol olan klorojenik asit bileşeni, kahvenin bazı metabolik etkilerinin nedeni olarak düşünülmüştü. Mevcut çalışma ise insülin direncinin gelişiminde kahvenin etkilerini açıklamaya yönelik bir mekanizma geliştirerek bu konudaki algıyı daha ileri bir seviyeye taşıdı.

KAHVE AÇLIK VE KAN ŞEKERİNİ DÜŞÜRÜYOR

Çözünebilir kahve açlık ve kan şekerini düşürüyor İnsülinin temel işlevi hücreye alınan glikoz miktarını düzenlemesidir. İnsülin direncinin yaşandığı durumlarda hücreler insüline uygun tepkiyi veremez ve hiperglisemi ortaya çıkar. Bu çalışmada kahve tüketiminin, glikozun vücutta dengelenmesinde kilit rol oynayan karaciğerin fonksiyonları üzerindeki etkileri incelendi. 13 sağlıklı erkek denek baz alınarak, özellikle (yüksek klorojenik asit içerikli kafeinli veya kafeinsiz olmak üzere iki ve bir normal klorojenik asit içeren kahve olmak üzere) üç farklı çözünebilir kahvenin insülin direncine etkileri üzerinde duruldu. Çözünebilir kahve tüketiminin karaciğer tarafından üretilen açlık kan şekerini önemli ölçüde azalttığı ilk kez ortaya çıktı. Bu etkinin kafein veya klorojenik asit içeriğine değil, kahvenin içindeki diğer biyoaktif içeriklere bağlı olması dikkat çekti. 3 kahvenin de intrahepatosellüler(karaciğer hücrelerinin içerisinde bulunan) lipidler üzerinde bir etkisi olmadı. Bu çalışma, kahvenin karaciğerdeki diyabet belirtilerine karşı etkisini gösteriyor. Bu fizyolojik etki sağlıklı gönüllü deneklerde kısa vadeli uyarılmış insülin direnci olarak gözlemlendi. Kronik insülin direnci sorunu yaşayan bireyler üzerinde ileride yapılacak olan çalışmaların patolojik koşullarda uzun vadeli yararlı etkilerinin onaylaması gerekiyor. Bununla birlikte başlangıç niteliğindeki bu çalışma kahve tüketimi ve tip 2 diyabet görülme sıklığının azalması arasındaki ilişkiyi açıklamamıza yardımcı olacak yeni bilgiler sunuyor.