![]() |
İstemek yeter mi düşünürüm sonra
Ama bil, bu oyunda aklımın yarısı başkasında.. ... Kaybetme ihtimalim, kazanma arzumla yarışıyor kıyasıya. "Kalbim tecavüz etmekle, tecavüze uğramak istemek arasında kalmış bir sapık. Soyunuyor giyiniyor.. Soyunuyor çırılçıplak, Korkuyor, Giyiniyor kara çarşaf." Zihnimde seri katil olsa ya, Duyurmadan vursa ya, vurdum duymaz olsa ya biraz.. Yarım yamalak tanıyorum seni yarım yamalak da seviyorum.. Bir yarım çünkü; aşık öldüğüm adamların hakkı. Felçliğim onların oyun parkı.. Dur, söylediğimi iyi duy. İtiraf ediyorum inkar ettiğimizi, gurur duy.. Tanıdın mı beni ? Hadi tüm gerçekleri tokat gibi yüzüme vur.. Ve yalancının önde gideniysem, Arkamda dur. İstersen sırtımdan vur.. Nursen Yıldırım |
Kim sevdi ?
Sakallarının kokusunu.. Beklediler mi bin gece bir merhaba'nı.. Öptüler mi seni "evlat gibi" Kim ağladı ardından, ... Saniyelerle yarıştırırak gözyaşlarını. Kim yalvardı ? Kal ! Kimin amin'iydi adın ? Kim yanmak istedi cehennmelerde uğruna dokunuşlarının. Şimdi beni kim anladı ? Kim bildi kime yandığımı.. Körkütük sarhoşken ben aklımda kim vardı ? Kim sordu ağlarken dudaklarımdaki tadı ? Tam yüreğime isabet bombalı saldırının adı, şiir kaldı. Çok fiyakalı acı.. Kim anladı ki acıdığını. "Bak çocuk bu sana" Merhamet dileme benden yalvarırım sana. Ve sadakat. Ve tertemiz bir lugat.. Bak çocuk sakın bekleme benden pak bir yaprak. Gelecek deme, gideceğim günü ezberlemeden önce. Çünkü kimse merhem olmadı yaralarıma, Üstelik kanarken ulu orta.. Kimin umrundaydı aşkın adını ölüm koyduğumda. Ölüm koktuğumda.. Ölüm koktuğunda. Kimseydi. Kim kimse, Hiçkimse vardı başucumda. Nursen Yıldırım |
Alışmam gereken bir yok'luk var artık. Biraz sana benziyor, biraz hiçbirşeye..
Umut çok eski zamanlardan kalma batıl inanç, hormonları gelişmeyen bir adam artık sevilmek. Ve ben piyanonun basmayan tuşuyum.. Kedinin ağzında çırpınan fare belki.. Parmakları olmayan çocukların, çaldığı flüt olmak isterdim oysa. ... Ama kurduğum hayaller hep büyük geldi bu Dünya'ya.. Şimdi bağımlısı olduğum bir acıyı söküp atmalı içimden yüreğimle birlikte, Hep kan tutar beni, belki benim için artık kanı tutma vakti.. Zor biliyor musunuz; sevilenenin gitmesi ? Peki kolay mı, dün'ünü parçalara ayırıp tırnaklarından toprağa vermeye başlaması ? Ya geleceğimin ****** rahmine düşen bir ceninden ibaret olduğunu kabullendirmek kendime ? Mümkün mü dersiniz çarmıha gerilen gülücüklerim sağ sağlim yerleşmesi dudaklarıma tekrar ? Boşverin imkansıza çare arayan bir deliyimdir ben belki.. Yağmurları yutup ölebilirim ama yapmıyorum ! Bu çok afilli bir intihar olur çünkü, Daha mantıklı bir saçmalık isterseniz eğer; acı çekmeyi dinim ilan etmişde olabilirim.. Ölmek acıyı linç etmek demek.. İmansızlaşmaktan çok korkarım. Harflere işkenceye yapmaya gerek yoktu aslında, Biraz kusup gidecektim. Alkolik beyni işte sarmaya yer arıyor ****. Herneyse; Bak sevgilim.. Oh canıma değsin gibi bir tavır takınmaktan vazgeçtim. Biraz sen olmak istiyorum çünkü. Ve son cümlemi noktaladığımda şu yok'luk denilen şeyin bağımlısı olacağıma yemin ederim.. Dinle beni son kez.. Sen ve ben uçurum kenarında karşılaşan çocuklardık.. Birbirine tutunmaya çalışanlardan. Elimi bırakışın değil beni kızdıran, elini tutmuş olmam. Çünkü biz ikimiz REZİLİZ ! Çünkü iğrençleştirdi artık bizi adını aşk koyduğumuz sevişmelerin yankılanan sesleri. Çünkü senden sonra sigara kokusu sindi parmaklarıma, Senden sonra ağzım rakı koktu hep, Senden sonra başladım ben cinayet işlemeye o adamların yatak odalarında Ve senden sonra öfkelendim bukadar aynalara.. Çünkü sevgilim. Bizim peş para etmeyen yüreklerimiz var. Korkağız. ******liğiyle övünmesin bendenlerini satanlar, birbirimizi birbirimize satan ******larız biz. Biz ikimiz REZİLİZ.. Rezilliğimiz akıllarda iz.. Nursen Yıldırım |
Sen hayat akışıma yön verensin,
Çıldırmış okyanuslara benzeyen hayallerimin ortasından geçen durgun nehirsin.. İlk ölenimsin, Beni ilk gömensin, İlk yasımsın sen ve ilk ağıtsın dilimden yerlere düşüp parçalanan.. ... Düşündükçe delirmeyi, Delirdikçe sana gelmeyi düşündüren ! Soğuk kış gecelerinde, muhtaç olduğum sıcak bir nefessin.. Hiçbir kıyamet yerle bir edemez artık beni, gittiğinden beri, Hiçbir acı acıtmaz, Hiçbir şair ağlatmaz, Vaad edilen hiçbir Cennet vermez günahlarımız kadar cezbedemez, Ve hiçbir Cehennem diri diri yakmaz.. Artık terkedilişler dokunmaz. Gelenler, gönderilmeye meyilli bakışlarım eşliğinde uğurlanır yüreğimden... Sevdana tutulmuşum, Artık beni veremler, kanserler öldürmez.. Zehirlemez ot dumanı, Sek doldur kadeh-kadeh farketmez, Artık hiçbir mey yokluğun kadar başımı döndürüp, beni süründürmez.. Sen çırılçıplak aklımı, hayalinle seviştirdiğim gecelerin mum ışığısın Ruhumu avuçlarına bıraktığım, Korsan bedenlerden kaçıp sığınabileceğim tek limansın.. Gözlerinden düşmemek için, atladığım beton zemin ellerin.. Kaderimin pamuk şekeri dudaklarıma dua niyetine sürdüğüm adın.. Sen ! Benim ilk secdeye yatışım, son inancımsın.. Daha yazarım, Tükenmeyenimsin.. Tüketemediğim. İçeri buyur edemediğim, kapıda bekletemediğim.. Ateş olsan yansam, Su olsan boğulsam, Toprak olsan ölsem dediğim.. Nursen Yıldırım |
Aşkımı arındırdığım satırların
İmla hatalarına sıkışıyordum, gözlerinin rengini anlatma telaşıyla.. Tüm şehir bana bakıyordu sanki, adımlarımı sana yönelttikçe.. Kendimi senin ellerinden mülteci gibi hissetmek ... Ve yasaklanması adının kendimce, Ezan sesine hasret kalmaya benziyordu.. Üstelik "hadi beni anla" diye avaz avaz susarken ben Hiçbir zaman üstüne alınmadığın sessizliklerim vardı.. Ruhunu kendi bedenime giydirdiğim zamanlar da, Binbir soruya boğardım seni.. Neden sevilmezdim ben ? Yada sevmen için bir sebep var mıydı ? Sevilmek daha mı zordu sevmekten ? Beklesem döner miydin ? Gitsem özler miydin ? Çağırsam gelir miydin ? Konuşsam duyar mıydın ? Kurduğum labirentlerin içerinde kaybolmak, başkasının oyunun da yenilmekten daha fazla yıkıyordu beni.. Kendi silahımla vuruyordum kendimi.. Kilitlediğim kapıların anahtarlarını karıştırmak çok ***** hissettiriyordu.. Herşeye rağmen kalabilmek "gurursuzluk muydu" ? Peki gurur öldürür müydü aşkı ? Şimdi ben daha iradeli durabilsem mesela, Duruyormuş gibi yapsam Biter miydi ? "Sevmek" bu kadar basit miydi ? Ki ben secdeye yatırırdım şeytanları uğruna, Ki kopsa kıyamet sana ihanet edemezdi yüreğim.. Ki ateş olsan eritsen beni, çıkana kadar canım bırakmazdım ellerini !! Vazgeçmek daha gurursuzca olmazmıydı peki ? Gitmek senden, yada azad etmek bende ki seni, Korkaklık değil miydi ? Acizliğe meydan okumak varken seninle, Sensizliğe boyun eğmek, ayrılığın kölesi etmez miydi beni ? Ki ben ölüm olsan, bugün diktirirdim kefenimi, Hayat demişken sana Nefesimi tutmak Kahretmez miydi geçmişi ? Nursen Yıldırım |
"Kestiiiiik"
Mumları unut önce, Çümkü aşk dilenmeyecek kadar ucuzlar. Çünkü mumlar, hepimizi ateşe verecek kadar da ucuzlar, ... Basitler ve adi. Benim gibi ! Dinle şimdi. Bir daha asla sorma bana, Kimseye de söyleme "ne zaman geleceğini bilmiyorum" deme. Bekleme, bekletme. Ki gelirsem zamansız olur, Ki ben gelirsem birgün, sonre ne olur ? Ne mi olur sonra ? Cevapla, var mı sağ çıkabilen ? Kaç sevdadan ? Sus. Bir daha asla, O kalabalığın ortasında kızaran yüzümü ağzına alma. Ağzını bozma. Hatta ağzını topla. Bana emanet etme kendini. Bana güvenme. İnanma. Kadınım çünkü, Soymuşluğum var iblisi karşımda. Her kadın yalan söyler her kadının oje sürmesi gibi birşey bu unutma. Bence beni de hatırlama. "Montaj" Düşünüyorum evet, Benden çok seni, Senden çok herkesi. Önce teker tekerdik, Sonra hepberaber, Şimdi diyorsun ki sen gel olalım ikimiz tek, ama yine beraber. Bir daha düşünüyorum, Herkes ne der ? Güler. Düşünürken ürperiyorum. Bilmiyorum çünkü, şimdi ben hangi masada nesine oynuyorum. Kaybedersem, kim kazanacak bilmiyorum. Öğrenemedikçe uzaklaşıyorum olay yerinden. Ben biraz korkuyorum. Aşık olmayı bildiğimden midir bilinmez, Ben biraz da kaçıyorum. Sen susuyorsun ya orada ben hepsini duyuyorum burada. "Hadi diyorsun bazen bir cümle söyle boşluklarım dolsun." Hadi diyorsun anlat. "Kızıyorsun biraz, Öyleyse durma ağlat. Kuruyana kadar anlat." Ya da hemen şimdi bırak, Yüzümüzü kızartamasınlar diye, Ertele bana kendini. Ya da şimdi, "Oynatalım Allah'ım, bu aşk efsane olacak der gibi." Nursen Yıldırım |
İkinci el bir hayatım var ve ben kullanıldım birazdan daha biraz.
Kanıyorken kaderimin rahmi gebe kalamaz mutluluklara, yalan olur dersem gülerim kollarında. Ama kabul edersen eğer ağlarım omuzlarında ve yine kabul edersen sen küfür ederiz gelmiş geçiş kim varsa. Biraz kirlenmişliğime, biraz da birbirimize. En çok doğduğum güne.. Biraz ölmüş annene, biraz anneme ölsün diye. Olur ya hani beyazını ...karanlığıma layik görmezlerse. Ben amin derim hemen sonra, sen eyvallah. Allah kabul eder inşallah. Allah diyorum kirletirse benim gibi seni ya da aklanırsam seninle senin gibi, kabul eder inşallah benim adımın sonuna soyunun ismini. Düşlerimin ağırlığından kapanıyor gözlerim inan ki, inan ki bende uyuyamıyorum düşünürken düşündüklerini. Dur ! Bir daha inan, ki ben yalan söylerken. Güven.. Sen gülerken tüm bunlara rağmen, hala kirliysem ben ve hala yalancı. Alçak biraz ve kandırılmışlığım aklımdaysa hala birazdan daha biraz ve karanlığım halaysa, devamlılığı hepse aklımca ve korkuyorsam hala annenin red etmesinden. Hala küfür edelim diyorsam ağlıyorsam, hayatımın şah damarını gıdıklıyorsa kanaması kaderimin hissediyorsam. Hala umursuyorsam doğrulamayacak olanları. Doğuramayacaklarımı. Doğru olmayanları. Yani aynıysa senden sonra herşey hala. Hemde sen gülüyorken bana rağmen. Herşeye rağmen gülüyorken sen, Hala, hala diyebiliyorsam ben, Gücenirsin ! Buna da inan ki değil yalan, diyebilirsin "Gidebilirsin" Hemen sonra amin dersin, eyvallah derim. Allah'ım o zaman sende inan ki değil yalan unuturum tüm inşallahlarımı o an. Kabul etme olur ziyan. Nursen Yıldrım |
Yalvarırım geri dön..
Yada yok dönme.. Yada istersen dön.. Ama boşver, sen sana yakışanı yap. Gitmeler sana yakışır! Ayrılığın hakkını ver.. Anlamsız kıl tüm yaşanmışlığı !! Kalmayı BECEREMEDİN, Bari gitmesini öğren ! Ne bileyim vur sırtımdan mesela, adı AYRILIK olsun ! Gidişlerden gidiş beğen, yeter ki GİTMELER senin olsun.. Çok oluyorsun böyle gitmek mi olur !!! Her gidişinde kendini bende unutuyorsun.. Nursen Yıldırım |
Bir adamın yumruğu kadar sert olacak ayrılık dediğin.
Vurdum mu kırılacak cam çerçeve kadeh. Gittin mi bin parçaya ayrılacak yürek.. Ayrılık dediğin vicdansız olacak, Dilini lal, ... Gözlerini deniz, Ellerini kimsesiz bırakacak. Adı anılınca sızlamayan hücren kalmayacak bedeninde, İçin oyulacak.. Tırnaklarını çekiyorlarmış gibi diri diri, Eritilmiş naylon damlatıyorlarmış gibi etine, Kor ateşlerde yürütüyorlarmış gibi çıplak ayak... Şimdi ben, Sarhoş oluyorum, Ağlıyor, Şimdi ben, Ölüyorum senin için, Uğruna geberiyorum. Sen gidiyorsun, Sen durmadan terkediyorsun beni. Gitme demek istemediğimi anlatamıyorum. Ayrılık diyorum ! Ayrılıkları basitleştirme bir ***** sahnesiymiş gibi, Bir ******ymuş gibi savurma ayrılıkları. Ayrılıkları düşürme el diline öyle. Gidiyorsan diyorum; Yani illa eksiltecek, illa yarım bırakacaksan beni, Saçlarımdan bir tel çeker gibi değil Başımı gövdemden ayırır gibi git. Anneni öldürmüşüm gibi bak bana, Kan davası varmış gibi aramızda. Tüm ihtimallerimi yak. Beni bir yudum umuda muhtaç bırak. Şimdi gidiyorsan, Ayrılıyorsak, Beni cehenneme kadar bırak ve arkamdan el sallamak yerine, orta parmağını kaldırarak kahkaha at ! Nursen Yıldırım |
Çırılçıplak uzanmıştın yanıma,
İlk kez bu kadar sızlamıştı içim bir sevişmenin ortasında. İlk kez bu kadar çok ağlamıştım bir adamın koynunda. Doğmasın diye güneş, İlk kez bu kadar uzun yalvarmıştım Allah'a. ... Biliyormuş gibi, Sanki yıllar öncesinden fısıldanmış gibi kulağıma, Uyuyamamıştım o gece, Son kez sarıldığını hissetmiş gibi. Yutkunamadım izlerken kirpiklerinin güzelliğini. Ve sanki parmaklarıma sinsin diye kokusu ellerim saçlarına mühürlenmiş gibiydi. İçimde karanlık bir orman, İçimde kibrit sesleri... İçimde ürkek bir korku. İçimde içinde beni kaybetmişsin gibi bir kuşku, İçimde çaresizliğin ilk solosu. Ve sabah ! Ve ayrılığın uğultusu. Uzun bir yol, Karşılıklı susuşmalar.. Kaçırılan gözler. Ve beklenen telefon. Ve aramayan sevgili ! Öyleyse dinle. Binlerce kadının koynunda uyan sabahlara, Hepsini öp ! Yürü yürüdüğümüz yollarda el ele.. Ama ne olursun, Bakma hiç birinin gözlerine, Öyle derin bakma... Dönmesin dilin "seviyorum" demeye. Göğsündeyse başları, yüreğin çarpmasın öyle. Üşüyorlarsa, tenini tenime serdiğin gibi serme üzerlerine. Biliyorum, Faydası yok artık, döndürmez yolundan seni hiç bir "gitme" Ama ne olursun bir gece yarısı uyandır beni bu kabustan. "Döndüm" de "geldim" de.. Yine gidersin, Kapıları yüzüme çarparak gidersin, Dünyamı başıma yıkar gibi, İntikam alır gibi, Ana bacı söver gibi, Beni yerden yere vurur gibi, Bağıra çağıra.. Yine gidersin, Daha güzel gidersin bu defa. Nursen Yıldırım |
Doldur be usta,
Bu gece o kadehi sakın boş bırakma. vazgeçmek koymuşum aklıma ilk defa. Böyle basit değildir sevdalarım aslında, sevdim mi severim saç telinden ayağına, sevdim mi yürürüm onunla sona, sonsuza. ... O beni hiç sevmedi usta, Sen bilir misin sevilmemenin burukluğunu, İçin ezilir, Ellerin titrer. Bahaneler ararsın sevilmeyişine, Sonra umutlar eker, gözyaşlarınla sularsın özlemler büyütürsün içten içe, Ha geldi - ha gelecek. Büyür gözbebeklerin her telefon çalışında, Ha duydum sesini - ha duyacağım. Bir kez yıkılırsın her gün batımında.. Gece olunca, çökünce zifiri karanlık odana Yastıklar basarsın kafana, Hıçkırık seslerin yankılanır diye duvarlarda. Doldur usta, Bu gece o kadehi sakın boş bırakma.. Bir gün anlarsın, Hayaller boşuna, Umutlar, Dualar, Bu telaşlar, Yarınlar boşuna usta, Anlarsın bir gün dönmez sana bir daha. Vazgeçmek istersin sonra, "Doldur usta sek olsun bu defa" Delirmek istemek gibi bir şey bu. Unutmak istemek, Becerememek ! Usta bir gözleri vardı, Bak ölüm çıksın şu kapıdan, ölürdüm uğruna. Bir gülerdi, bayram gelirdi sanki bizim sokağa... Bir de gidişi vardı sorma ! Ben böyle yürüyüş görmedim usta, Ben hiç böyle güzel terkedilmedim.. Ben kimsenin ardı sıra böyle uzun bakmadım usta. Ve kimse öyle güzel "sevmiyorum" demedi bana. Bir gün anlarsın usta, düşerse yolu benim kıytırık sevdama. Tutar kolundan getiririm sana. Doldur usta, Vazgeçmeyi unuttum, Kokusu tüttü burnumda. Doldur bu gece o kadehi sakın boş bırakma. Nursen Yıldırım |
Çaresizliğimden bahsetmek isterim sana..
Töre gibidir. Kandır, Ölümdür, Mecburiettir buralarda, ... Davadır, Hukuktur, Haktır. Satılmış bir kız çocuğuna benzer biraz da, Korkaktır, Savunmasız, Gözleri kan revandır, Aklı intihar. Yüreği buruktur, Teni buz tutmuş sardunya.. Sarunyaları sever misin sen ? Ben sevmem. Ben ihanetleri de sevmem... Uyuyorken pencereden odama sızan gün ışığını, Misafirliğe gittiğimde banyodaki terliğin çoraplarımı ıslatışını, Ilık çayı, Korna sesini, Yalnızlığıda sevmem ben ve televizyonun üzerine serilen dantelleri.. Peynirsiz rakıyı, dibi görünmeyen denizi. Şu yok olasıca dünyayı ! Daha sevmediğim neler var bir bilsen. En çok çaresizliğimi sevmem, Boktan bir duaya benzer o, Aynı dizimin üzerine defalarca kez düşmeye benzer, Bağı çözülmüş ayakkabılar gibi, dolanır ayaklarıma. Fırtına koparır okyanusun ortasında acemi bir kaptanmışım gibi savurur beni sağdan sola. Sahi geceleri tanır mısın sen ? Siyahtır, Gizdir, Büyüdür, Çok iki yüzlüdür. Gözyaşlarını göremezler mesela, Haline acır gibi bakmaz kimse suratına. Tımarhaneden firar etmiş delidir geceler.. Yavaş yavaş dağıtır mahallenin delikanlılarını, Sessizliği bırakır pencerene, Sonrası biraz hüzün... Bir de aklındaki koynunda uyumuyorsa, Sonrası kurak toprağına bağ bahçe hayali. Yani ben geceleri de pek sevmem. "Öyle bakmasan, öyle gelmesen bana, öyle gülmesen, Öpmesen öyle, Öyle güzel kokmasan, Seni de sevmezdim ben." Şimdi bir kez daha düşün, Gideceksen, Beni sevmediğim onca şey arasında "gecelerce çaresizliğe" mahkum edeceksen, Bir kez daha düşün, Düşün ki; Allah ölmüş ! O kadar ortada kalırım, o kadar dağılır, o kadar korkarım ben. Nursen Yıldırım |
- "Yazdıklarını okudukça keşke 1 saat yanımda olabilsen" diyorum dedi biri,
+ "Yazarken keşke 1 saat yanımda olsa" diyorum diye yanıtladım. ... Sonra ağlamaya başladım. Soğuk bir bira vardı elimde, kafama diktiğim gibi kutusuna işkence yapmaya başladım. Bir sigara yaktım sonra, Sonra lanet olasıca telefona doğruldum, Tuşlara bastıkça içim oyuluyordu sanki, tuhaf bir telaş.. Soğuk bir "merhaba" Ben dedim, "ölüyorum ! sen yoksun ve ben ölüyorum." - Ağlama dedi kahkahayla, hem ben aşık değilim ki sana, sensin vurulan bana. Önce milyonlarca intihar biçimi geçti aklımdan, + Görüşürüz dedim. Yalvardım sonra, Allah'ım ne olur görüşelim. Yaklaşık yirmi dakikadır hareketsizim. Hani bağlayıp bir yere coplasalar tepki veremeycek haldeyim. Annem ölse şuracıkta, dönüp bakmayacağım. Mahalle ayaklansa camı açmaya mecalim yok. Vurulmuş gibiyim, kan kaybeder gibi, ama acımaz gibi de hiç bir yerim. Siz hiç aşık oldunuz mu ? Eğer olduysanız, şuan bir bebekten daha aciz oluşumu kınayamayacaksınız. Eğer olmadıysanız o küçümseyen gözlerinizin anasını sikeyim. Bakmayın lan öyle ! Uğruna bu dünyayı ateşe veririm. "Bu gece yıldızlar batıyor gözbebeklerime. İçim eziliyor, Bir adamın avuçlarında sol göğsüm, alabildiğine sıkıyor tırnakları işliyor derime. Kaçış yok. Bu gece gözyaşlarıyla seviştiğim bir adam itinayla ihanet ediyor bana, Üstelik ben ! Geberiyorum uğruna." Bir şiir yazmaya başlamıştım oysa, hatta sesini duyunca büyüyecek roman olacaktı aklımca.. Yarım kaldı, Bana benzedi biraz, Biraz sevdaya, Yarım kaldı korktum boğulur diye kağıtlar gözyaşlarımda. Yarım kaldı işte, hayaller gibi mesela. Sizin hiç babanız öldü mü ? Benim öldü ! Umrumda değil vallaha.. Eğer aşık olduysanız bilirsiniz memleket satılır uğruna. Ne Bağdat dokunur umrunuza ne ana. Nursen Yıldırım |
Sevmediğim onlarca insan var,
Severmiş gibi öptüklerim. Yara bandı niyetine kullandıklarım. Paylaşmadığım birşeyler var onlarla, sırf yarım kalsınlar diye. Parmaklarım kirlenir diye dokunmadım hiçbirinin gözyaşlarına ağladıklarında. ... Hep düştüm akıllarına gözlerini kapadıklarında, İnkar ettim adımı intihara teşebbüsten tutuklandıklarında. Kirli yalanlarımı damlattım beyazlarına... Cam çerçeve yıkıldı üzerlerine, kapıları çarptığımda, Bakmadım arkama. "Sonra biri geldi" İşte tam da o'ndan hemen sonra, merhaba dedi aynalar bana. Severmiş gibi seviştiğinde benimle, Yarasına merhem, Diline sakız, Ayağına kilim ettiğinde, Ağladığım gecelerde gözyaşlarıma dokunmamak için sırtını döndüğünde yüzüme. Eksilişime aldırmadan, o kapıyı vurduğunda, Kıyametler koptuğunda, Az sonra dünyam başıma yıkılacakmış gibi hissettiğimde dakikalarca, Bağırdığımda, Elleriyle kulaklarını tıkayarak uzaklaştığında.. Merhaba dedi aynalar bana. Usulca fısıldadım dün gece Allah'a, "Aldığım ah'lar olacaktı şurada ? Bunlar onlar galiba..." Nursen Yıldırım |
Bazen biri gelmiş gibi bakar bana, gözlerini severim, kirpiklerini, nefes alışını, gömleğini ilikleyişini.
Keşke "keşke" demeyi unuttursa derim, unuttursa bunca yıl ne yaşanmışsa.. Sığınacak limanım olsa bilsem ki korkutursa hayat o kollarını açmış bekliyor orada. Tüm ezberlerim bozulsa adıyla, adım değince dudaklarına sesi aklımı gasp etse milyon kez yankılansa. Gitmese... Canım daha çok acır sonra bir sigara daha armağan ederim karalığa, gözlerime haram ilan ederim uykuları, dilim zaten lal. Kalırım öyle oracıkta yutkunsam cinayet, yutkunmasam intihar. Nursen Yıldırım |
İçiyorum, çok içiyorum...
Çözüm değil bu. Kaçış sadece, milyonlarca cevapsız sorudan kaçış, Yüreğimdekinin aklıma gelişlerinden kaçış. Bu yalanlardan, ... Bu kimsesizlikten, Bu saçma sapan ayrılıktan kaçış. İhanetlerden, El dilinden, hatalarımdan.. Beni sevemeyişinden, En çokta ellerinin o'nun ellerinde olduğunu bilmekten kaçış. Herkes çünkü seni hatırlatıyor, seni anlatıyor bana. Bak diyorlar kahkalarla seni işaret ederek. Bunlar o'nun yalanları, bu ihanetler o'nun, bu yüreğimi parçalara ayıran cümleler. Hepsi o'nun. Susun lan diyemiyorsun. Size ne diyemiyorsun, Sen bilmezsin tabi, adın anılınca yutkunamıyor, konuşamıyorsun.. İyi değilim bu aralar. Sahiden iyi değilim... Sahoşluğuma sığınıyorum, Çok ağlıyorum.. Gözleri var ya, çok güzeldi lan ! Vallahi öyle bakış görmedim ben. Şimdi ben, beni asla sevmeyeceğini biliyorum. Bir daha asla "benimsin" diye sahiplenemeyeceğimi, Aşk diye seslenemeyeceğimi.... Abi bir sarılırdı sormayın, öyle sıkı.. Şimdi ben biliyorum, Çok iyi biliyorum bir daha elimi ayağıma dolaştıran sesini duyamayacağımı, Korkuyorum ! İçiyorum sonra, yine içiyorum.. Çok içiyorum. Bildiklerimden kaçmak için, Unutmak için değil asla ! Ertelemek için yokluğuna alışmayı. İnsanlar beni siktir etsin istiyorum, Beni sormasın, konuşmasınlar, kimse çalmasın kapımı, kimse aramasın.. Hadi diyorum durmadan "yaşasakta bitse ***** koyim !" Bu düzensizlikten, Böyle paramparçayken hala dimdik durma zorunluluğundan, İçim cayır cayır yanarken insanların yüzüne gülme mecburiyetinden çok yoruldum. Yeter abi, gelmesin artık şu hayat üzerime yürümesin yeter ! Çaresizim işte ! Gururumu serdim yere, Yeter.. Aşk din gibi, Vatan gibi, Su gibi. Şimdi kimse anlamıyor ya o giderken ne hissettiğimi, Yeter ! Ben şimdi ne yapacağımı bilmiyorum, Ne diyeceğimi, Yanındayken bile özlerken seni, nasıl dayanacağımı bilinmezliğine. Bilmiyorum. Şimdi yokluğunda nasıl başa çıkacağımı, Daha kaç şişe içebileceğimi, Ne kadar erteleyebileceğimi, ne kadar bekleyebileceğimi, Daha ne kadar yanacağımı bilmiyorum. Olsun diyorum sonra, sevemeyişini sev. Acısını sev, O seni nasıl yaktığını bilmeden savurduğu küfürlerdeki hiçliğini sev. O yok artık. Ama olsun. Olsun tabiii.. Olsun. Diyorum, yutkunamıyorum. Yutkunamıyorum. Kalbi ağrır mı lan insanın, ağrıyor. Kalbi acır mı, acıyor. İçinin kanadığını hisseder mi, hissediyor. Nursen Yıldırım |
Sana doğru devriliyorum gece çökünce bu şehre.
Ellerini özlüyorum, Kokunu.. Biran kapasam gözlerimi, gözlerin dikiliyor önüme. Keşke diyorum hiç yalan söylememiş olsaydık. ... Keşke kirletmeseydik aramızdaki her neyse, Keşke yormasaydık birbirimizi böyle.. Bir ihaneti çıkarıp, diğerini giydirmeseydik üzerimize. Yarışırmış gibi, Savaşırmış gibi, Tüketmeseydik aramızdaki her neyse... Bekliyorum, Bir ses bekliyorum, Bir cümle, Bekletmek adi bir işkence biçimi bence. Şimdi herşeye rağmen, Tüm kırılmışlığımıza rağmen, Tüm kızgınlığa, Gelsen.. İnancınla gelsen bu defa, Bu defa yalanlarını tutuşturup gelsen bana, Bu defa bir yemin gibi gelsen, Su gibi duru.. Kırmızı gibi kesin, keskin. Kırmızı gibi, kararlı dursan karşımda... Belki sarhoş oluruz ? Güleriz belki ? Belki ağlarız birlikte ? Belki güveniriz, gücenmişliğimizi anlatırız gecelerce.. Bekliyorum, Şu karanlık kadar koyu bir hüzünle, Ateşler içinde.. Korkarak biraz, ellerini sahiplenecekler diye, Biraz telaşlı her telefon sesinde. Bekletmek çok adi bir işkence biçimi bence. Çünkü Allah'a inanmak gibi birşeye benziyorsun sen gün geçtikçe. Nursen Yıldırım |
Bir adamın yumruğu kadar sert olacak ayrılık dediğin.
Vurdum mu kırılacak cam çerçeve kadeh. Gittin mi bin parçaya ayrılacak yürek.. Ayrılık dediğin vicdansız olacak, Dilini lal, ... Gözlerini deniz, Ellerini kimsesiz bırakacak. Adı anılınca sızlamayan hücren kalmayacak bedeninde, İçin oyulacak.. Tırnaklarını çekiyorlarmış gibi diri diri, Eritilmiş naylon damlatıyorlarmış gibi etine, Kor ateşlerde yürütüyorlarmış gibi çıplak ayak... Şimdi ben, Sarhoş oluyorum, Ağlıyor, Şimdi ben, Ölüyorum senin için, Uğruna geberiyorum. Sen gidiyorsun, Sen durmadan terkediyorsun beni. Gitme demek istemediğimi anlatamıyorum. Ayrılık diyorum ! Ayrılıkları basitleştirme bir ***** sahnesiymiş gibi, Bir ******ymuş gibi savurma ayrılıkları. Ayrılıkları düşürme el diline öyle. Gidiyorsan diyorum; Yani illa eksiltecek, illa yarım bırakacaksan beni, Saçlarımdan bir tel çeker gibi değil Başımı gövdemden ayırır gibi git. Anneni öldürmüşüm gibi bak bana, Kan davası varmış gibi aramızda. Tüm ihtimallerimi yak. Beni bir yudum umuda muhtaç bırak. Şimdi gidiyorsan, Ayrılıyorsak, Beni cehenneme kadar bırak ve arkamdan el sallamak yerine, orta parmağını kaldırarak kahkaha at ! Nursen Yıldırım |
İstanbul'un en uyuşmuş semtinde,
Seni düşünüyorum. Senin gözlerini.. Köşe başında küfür ederken birbirine iki delikanlı, biri yumruğunu oturtuyor diğerinin çenesine. Ah görsen, öyle kan revam içim işte. Bir çingene çocuğu yalın ayak gülümserken yüzüme, geriliyor mimiklerim iyice. Çatırdıyor organlarım, esrar dumanı yerleştikçe beynime. -Ben esrar içtim sensizliğin bilmem kaçıncı saatinin ilk dakikalarında.- Evimin kapısını zorlayan adamlardan, korkmuyorum ! Silah seslerine aşina kulaklarım yerimden doğrulmaya tenezzül bile etmiyorum. Arada bombalar yağdırıyorlar bir kaç mahalle öteme, Yerle bir olmuş binaların tozlarını yutuyor, ceset kokusu aldığım havaya karışıyor, soluyorum. Çırılçıplakmış gibi utanıyorum bazen. Bazen gökyüzü kadar cesurca seriliyorum şu pisliğin üzerine. Tam doğrayacakken içimde iyilikten yana ne varsa, tam koşacakken en umutsuzluğa, Cigara sırası bana dönüyor bir kez daha ! Seni düşünüyorum, incecik sarılmış sigarayı uzatırken parmaklarım dudaklarıma. Gelmeyeceğini düşünüyorum. Kan kokusundan, silahlarlan, kavgalardan, bombalardan, cesetlerden sıyrılıyorum. Sesini taklit ediyorum içimden.. -Annem babamı terk ettiğinde hiç ağlamadım ben. Babam beni terk ettiğinde de öyle. Ve babamı öldürürken hunharca, düşlerimde, hiç ağlamadım. Öyle güçlüyüm ki; canavarların varlığına inandığım zamanlarda bile gecelerce yalnız bırakıldım. Güçlüler ağlamazdı. Hiç ağlamadım.- Korkunç halisünasyonlara dalıyorum, Bedenlerini yarıp içlerine giriyor ve üzerime dikiyorum onları. Cin yok, peri yok, yıldızlrda koşmak ve ölmek hiçbiri yok. Gözlerin var, Gözlerine bakamamak var, Bir daha görememek var o gözleri. Bir de gözlerin olmak var ilerleyen saattlerde, Gözlerin gibi hissetmek kendimi. Hem öyle güzel hem öyle günahkar.. Gözlerin olmak, tam da başka bir kadını süzerken hemde. Anlıyorsun değil mi ? Gözlerin olmak var, sen bir kadının yüzündeki orgazm tebessümlerini izlerken hemde. Dön bak.. Dön bak, ağlıyorum. Dön bak ! Şu mahalle kadar uyuşuyor, şu mahalle kadar kirleniyorum. Dön ! Bak ben ilk kez yenilmiş hissediyorum. Nursen Yıldırım |
[Gidiyor musun sevgilim ? Dur demeyeceğim.. Sev öyle git. Bilmiyor musun sevmeyi sevgilim ? Öyleyse dinle beni son kez öyle git.]
Sus. Koy cebine beni terketmek için, onurun karşılığında satın aldığın yalanları. Sus artık kirli bakışlarını çek üzerimden. Cesetten korkan katiller gibi dokunma bana.. Gideceksen git. Beni bir hiçmişim gibi bırak. Piçmişim gibi sarıp sahiplenmene ihtiyacım yok. Git. Dönme birdaha. Defol git. Kahrol git. Geber git. S*kt*r git. Çöle dönmüş gözlerim. Bir damla, damlamaz uğruna. Yoruldum ben, Yıllardır yüreğime bir ******ymuş gibi aralıksız gelişlerinden, gidemeyişlerinden.. Git artık git. Sus git. Defol git. Kahret git. Geber git. S*kt*r git. Hoşça git. Hoş.. Hoşça kalmayı bile beceremedin ki.. Git günümden, gecemden, hayalimden git. Hadi yine git. Dönmemecesine git. Nursen Yıldırım |
Adını andığımda, titreyen bir yürekle kalakaldım çaresiliğin ortasında,
Sana ağladığım ilk gece, bir bir kayıyordu gökten umutlar.. Ağır yaralıydım, kanıyordu her yanım. Yine Sezen söylüyordu, babadan yadigar pilli radyoda.. "Nerde bende o yürek yardan cayacak" Derken canlanacak sanıyordum ucu yanık fotoğrafın, Bırak diyordum hayat, toplama beni. Canımdan cayan yardan, caymaya cesaret edemeyen yüreğim, varsın dursun bir ezan vakti.. Nursen Yıldırım |
Anne beni affet !
Bileklerimi kestim az önce, en sevdiğin halın lekenecek. Kızdım anne. Çok kırıldım kendime.. Yanlış yazılmış bir kaderin köleliğini yakıştıramadım üzerime. Kime sevdalanıp daldıysam gözlerine, longoza kapıldım. Kaç kere öldüm anne, anlatamadım kimseye soğukluğunu yalnızlığın. Baba beni affet. Reddettim seni az önce.. Soylu bir piçim artık. Gömün beni, kimsesizler mezarlığının kral dairesine ! Nursen Yıldırım |
Yani ben sebep ararsam yaşamak için,
Bulamam, İntihar ederim.. Tuhafım biraz, biraz sarhoş bu gece.. Bin yüzü var insanların, bana hep en çirkini denk geliyor. Ve içim hiç acımıyor, Bunun adına alışkanlık deniyor, Yani her yalan bana çarpmadan geçmiyor, Her ihanet bana sarılmadan uyuyamıyor. Tekrar kırılamayacak kadar paramparça olduğumdan, terkedilişler de beni pek bir seviyor... Umrumda değil Umursadıklarınız.. Bu gece cin olsanız, çarpılırsınız, Rakı olsanız, kusulur.. Bu gece üzerime yürüseniz, bataklığımdan sağ çıkamazsınız. Umrumda değil Mümkünse cehenneme canınız... Dinleyin ! Karanlığıma saygı duyuşuna davetlisiniz, Ve "kimi sevsem sensin" diyen şaire, İletiniz; Kimi sevsem tuza yaralarımı şikayet eden ispiyoncu.. Kimi sevsem bıçak gibi keskin bir ucu. Üstadım kimi sevsem ben, Yüreği olmuş ******. Nursen Yıldırım |
Hayatımın dönüm noktasıydın aslında,
Ezberlenen tek şarkıydın.. Alışılmış töre cinayetlerinin, intihar süsüydün.. Yüreğimin aşiret ağasıydı benliğin ! Gırtlağımı yakan sigara dumanı kadar mecburdum kokunu içime çekmeye. Cinnet anlarında, elimdeki bıçağı camdan fırlatma sebebim olarakta kayıtlara geçirebilirdi Tanrı seni.. Bana vaad edilen hiçbir Cennet, senin nefes alış sesinden daha kıymetli değildi.. Hiçbir yeşil, hiçbir mavi ve hiçbir beyaz teninin sarısından üstün gösterilemezdi.. Gittin! Ben şimdi, Terkedilen oluyorum, Ben şimdi unutulan.. Vazgeçilen.. Öldürülen oluyorum ben şimdi, Oysa ben senin başucu kitabının sayfalarına sıkıştır isterdim beni, Sırf ellerim saçlarımı biraz daha okşasın diye.. Gittin ! Nursen Yıldırım |
Tutkulu sevişmelerin çocukları değildik biz, sarhoşluk kazalarıydık.
Tanrı, daha oyunun başında mızıkçılık etmişti bize. Sarhoş doğmuştuk, günahkardık.. Salıncak sırası hiçbir zaman bize gelmedi buyüzden ve biz hep çizgiye bastık ****ek oynarken.. Yıldızlar kaybolurdu kaldırınca kafamızı gökyüzüne, içlerinden biri yanlışlıkla kayarda dileğimiz gerçek olur diye. Ve hep yere düşerdi elma şekerimiz.. Mutluluğa varmak için bindiğimiz gemileri buzdağları parçaladı. Gözyaşı tadı silinmiyordu, gülmek için yaratılan dudaklarımızdan.. Haylazdık. Kafa tutardık Dünya'ya küçücük yüreklerimizle, Sıkardık minik ellerimizi, yumruklarımız sertleştikçe sataşırdık şanslı piçlere. Erken başlamaşıktık sigara denen illete, Doğuştan dertliydik.. Hüzünlü şarkıları duyunca cız ederdi içimiz Ve bir şiir pekala hıçkırıklara boğabilirdi bizi. Ölmek pahalıydı, boştu ceplerimiz. Düşen uçaklara binmek için yetmezdi, diğerlerinden yuttuğumuz bilyelerimiz. Bayram sabahları şeker toplayıp satardık, yine de almazlardı bizi tren garlarına. Alsalar raylarda azraille dans ederdik.. Yarınları sevmezdik biz, her yarın nefes almaktı çünkü. Nefes almak daha çok öfkelenmek hayata.. Herkes kaçarken yağmurdan, biz oturur işlek caddelerin köşelerine yüzmeyi öğretirdik gözlerimize.. O'nun için huzura tek kişilik bilet kestiler sonra.. Unuttu beni. Giderken bakmadı bile arkasına, o fren sesi ve saçıma bulaşan birkaç damla kan ! Üzerine serilen gazetelerin kekeleyerek okudğum, magazin haberleri kaldı geriye.. Bir tımarhanenin morgunda o'nun elini tutuyorum şimdi.. Güvercin oluyorum bazen.. Bazen uçurum.. O fren sesi oluyorum sonra. İzin verseler ölüde olacağım, Varmak için kaderi kaderime yazılmış adama.. Nursen Yıldırım. |
Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 16:29. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.9
Copyright © 2025 vBulletin Solutions, Inc. All rights reserved.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.1
User Alert System provided by
Advanced User Tagging (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.Navbar with Avatar by Motorradforum