Genel Forumlar Haylazforum.Net

Genel Forumlar Haylazforum.Net (https://haylazforum.net/)
-   Şairlerden Şiirler (https://haylazforum.net/179-sairlerden-siirler/)
-   -   Nursen YILDIRIM Şiirleri (https://haylazforum.net/sairlerden-siirler/4631-nursen-yildirim-siirleri.html)

Adenca 22.Aralık.2018 14:54

Nursen YILDIRIM Şiirleri
 
Bir kadın seni seviyorsa sana aittir.
Mutlaka bir fotoğrafın vardır bir yerinde odasının, onu kaldırtma.
Bir kadın seni seviyorsa uyumadan önce dua ediyordur, senin adınla başlayan dualar ve biten senin adınla onu susturma.
Bir kadın seni seviyorsa sana zarar veremez.
Yalnız genç adam, kadınlar vazgeçtikleri adamlara da acımayı beceremez, bu da kalsın aklında..
Bir kadın seni seviyorsa koklayarak öper seni,
Seni seven bir kadın, sevdiği kadar sarılabilirse kemiklerin kırılır.
Ve bir kadın seni seviyorsa sen ne kadar güçlüysen o kadar güçlü hisseder kendini, onu yanıltma.
İlk darbede yere çakılma oğlum,
İlk imtihanda sınıfta kalma!
Ve asla,
Ama asla!
Araya umutsuzluğu sokma.
Orasıdır kadının şah damarı, umudu.
Kesildiği an, vazgeçer kadın;
Sevmekten,
Beklemekten,
Özlemekten,
Hatta dua etmekten...
Can havliyle, kaçar.
Yakalayamazsın.
Artık o kadını üstüne alınamazsın.
Sahip çıkamadığın kadına hesap da soramazsın.
Kadınları bomba gibi düşün genç adam... yanlış kabloyu kesersen onunla birlikte sen de patlarsın.
Bak oğlum!
Bu hayatta her şeyi alırsın, yalnız seni seven kadının yoktur fiyatı.
Seni her şeye rağmen sevebilen kadını satın alamazsın,
Cüzdanın kilo kaybettikçe, sevgileri eksilen sevgililerin olur en fazla.
Falan filan sonra,
Bilirsin ya...
Sen sen ol, o kadını satma!
Bir kadın seni seviyorsa kavga eder.
Hem birazdan boğazına yapışacak sanırsın, hem görürsün gözlerindeki korkuyu.
Kadınlar susmaz genç adam, susmuş kadın gitmiş kadındır.
Susmuş bir kadın için bitmiş bir adamsındır.
Bu kadınların değişmez ve değiştirilmesi teklif bile edilemez olan maddelerinden biridir.
Kadın olmanın kuralıdır..
Bir şey daha var;
Kuştur kadın.
Ve bir gökyüzü vardır her kadının.
Öyle bir havan olmalı ki adamım,
Senden göçmediği için, onu dondurmamalısın.
Bunu, bir zamanlar seni gökyüzü ilan etmiş kadının, başka bir gökyüzünde kahkaha atışını duyunca anlarsın...




Nursen Yıldırım

Adenca 22.Aralık.2018 14:54

Küfürler biriktiriyorum lugatımda.
Gidişine lafım yok da, gelişine söyleyecek sözüm olmalı zulamda.


Nursen Yıldırım

Adenca 22.Aralık.2018 14:55

Rakı sofrasında susulmaz arkadaş,
Hıçkıra hıçkıra ağlayacaksın !
Arınacaksın gururundan, paşa gibi,
Şerefe ulan diyeceksin,
Şerefsiz Dünya'ya inat şerefimize,
Kırar gibi tokuşturup kadehleri,
Gırtlağınla seviştireceksin meyleri.
Gömeceksin kendini şişelerin dibine, ölür gibi içeceksin,
Öleceksin arkadaş.
Oturtacaksın karşına geçmişini,
Güle güle küfür edeceksin…
Unutacaksın,
Unutur gibi içeceksin.
İçiyorsan Rakıyı öve öve,
Söve söve kusacaksın ne varsa içinde.




Nursen Yıldırım / Küfrüm Aşar Edebimi kitabından.

Adenca 22.Aralık.2018 14:55

Senin görmezden geldiğin şeyler için, ben ciğerlerimi çürüttüm sevgilim..


Nursen Yıldırım

Adenca 22.Aralık.2018 14:55

Kimseye acımayın. Eğer ellerinde kozunuz olsaydı onlar size acımazlardı.


Nursen Yıldırım

Adenca 22.Aralık.2018 14:55

Lütfen gelme.
Umutsuzluğa alışmış olmak, umutla beklenen bir telefondan daha az acıtıyor beni.
Ne olur gelme.


Nursen Yıldırım

Adenca 22.Aralık.2018 14:56

Yıllar sonra bile annenizin karşısına gururla çıkarabileceğiniz adamlara aşık olun, adı geçtiğinde sizi ne kadar üzdüğü belli olmasın diye gözlerinizi kaçırdığınız adamlara değil..


Nursen Yıldırım

Adenca 22.Aralık.2018 14:56

Umut; işkencenizin süresini uzatır. İlk darbede vazgeçmeliydik.
İlk hatasında yitirmeliydik, düzeleceğine olan inancımızı..


Nursen Yıldırım

Adenca 22.Aralık.2018 14:56

Biri ağlıyordu,
Biri haddinden fazla mutlu..
Birinin dilinde isyan,
Biri yarında pek umutlu..
Baba olmuştu diğeri, hayata hoş gelmişti biri..
...Kimi hastane odasında can çekişiyordu,
Kimi kızına ilik, kimi annesine kan arıyordu..
Azrail'le tanışmıştı az önce kimi,
Açlardı,
Toklardı,
Sarhoşlardı,
Dindarlardı..

BEN SENİ ÖZLÜYORDUM.

Biri sevişiyordu muhakkak, yalnız diğeri..
Ve kavgalar,
Ve barışmalar...

BEN SENİ ÖZLÜYORDUM.

Sonra sabah,
İşe gidiyordu kimi,
Kimi okula,
Kimi mezarlığa,
Kimi mezara...

BEN SENİ ÖZLÜYORDUM.

Sonra yine gece,
Sonra yine sabah,
Yine gece..

BEN SENİ ÖZLÜYORDUM.

Kimi gün sayıyordu askerde sevdiği diye,
Kiminin yoktu takvimlerden haberi, senelerdir belkide..

BEN SENİ ÖZLÜYORDUM.

Çocuklar büyüyordu,
Evler, arabalar, insanlar değişiyor,
Kuşlar göç ediyor,
Ağaçlar sararıyor, yeşeriyor, sararıyor,
Yağmur yağıyor,
Güneş doğuyor,
Yıldızlar kayıyor..

BEN SENİ ÖZLÜYORDUM.

Benzine zam geliyor,
Süte zam geliyor,
Maaş az geliyor,

Partiler düzenleniyor,
Yıllanmış şaraplar açılıyor,
Para çok geliyor..

Kiminin yarası kanıyor, kiminin annesi üflüyor,
Kimi öksüz...

Umursamıyordum...

Sen gelmiyordun,
BEN SENSİZ ÖLÜYORDUM.

Nursen YILDIRIM

Adenca 22.Aralık.2018 14:56

Ben bir şiir yazarım şimdi,
Adı özlem olur, ayrılık olur, kaybediş olur, yalnızlık olur, çaresizlik olur, sitem, öfke, acı, kan olur, ölüm olur..

Aşk olmaz ama..
Ama mutluluk olmaz, huzur olmaz, umut olmaz, iyimserlik olmaz, şükür olmaz, beyaz hiç olmaz.
...
Daha samimi olayım mı ?

Ben şimdi şiir falan yazamam .**...
Hıçkırabilirim,
Dişlerimi sıkabilirim..
Şu rakı bardağını kavrayıp sıkıca avuçlarımı paramparça edebilirim,
Sigaramın biri sönmeden diğerini tutuşturabilirim,

Kaderimin hayatımın kıçında gözü varken ancak bu kadarını yapabilirim,
Köşe bucak kaçabilirim..
İnsanlardan en çok,
Tuhaf bakışlarından, gereksiz sorularından tüm "nasılsınlardan" mesela,
Bana kötü olduğumu hatırlatan ne varsa hepsinden kaçmaya çalışırım..

Ölmeye çalışmak olur bu biraz.. Annemi sevmiyor olsam bin kere denerim.

İnsanın kendini çözememesi kadar kötü birşey yok bence.
Ne istiyorum ?
Kiminle, nerede olmak istiyorum ?
Kimi hatırlayamamak ?
Kimden kurtulmak ?
Bilmiyorum..

İçim ama tuhaf..
Hani gırtlağı kaşınır ya insanın öksürüğe boğulur öyle..
Acelem varmış gibi hep,
Garip bir telaşla yaşıyorum uzun zamandır,
"Bitse de gitsek"
Ne bitecek ?
Bilmiyorum..

Sığmıyorum hiç bir yere,
Sığınmak da istemiyorum kimseye..

Durduk yere kirpiklerim sırılsıklam..
Hemen ardından dudaklarımda şapşal bir tebessüm.

Herşey şu cümlede saklı aslında;

"Sırtımı dönsem birine, özlüyorum..
Yüzümü dönsem nefes alamıyorum."

Ne bir adım geri ne bir adım ileri..
Ne gidecek yürek,
Ne kalacak cesaret.

Korkuyorum lan.. Vallahi çok korkuyorum aklım çünkü kayboluyor arada düşündüklerimin arasında.. Bir gün bulamamaktan korkuyorum..

Beni ben kadar iyi tanıyan insanlar bile garipsiyor artık,
Süresiz susuyorum çünkü bazen farketmeden,

Ki ben denizim,
Esse rüzgar dalganır, köpürür, çoşarım..

Fırtına kopuyor,
Dinginliğim çoğalıyor..

Ki ben Azrailim bu aralar kimse ölmüyor

nursen yıldırım

Adenca 22.Aralık.2018 14:57

Seni hatırladım gece yarısı,
Uyumak istedim uyuyamadım,
Yanımda yoktun başımı göğsüne dayayamadım,
Şu anda uyurken bütün İstanbul,
Seni çizdim sensiz boş duvarlara,
Bir kaderdiki rengi doğuştan kara,
Ne yapsam toz pembe boyayamadım,
Sensizlik içinde vuran her adım senindir,
Kapımda duracak sandım sevginle yaşadım,
Sevgimle yaşadım kalbine bir türlü ok koyamadım,
Hatıralar Bırakmıyor Peşimi,
Ellerin sildiği yaşımı,
Yastıklara gömdüm dertli başımı,
Ağladım ağladımda doyamadım,
Bölünüyorsa uykuların gece yarılarında,
Ve içinden bir sigara,bir sigara daha yakmak geliyorsa,
Bilki seni düşündüğümdendir. . .

Adenca 22.Aralık.2018 14:57

Uyumadım bütün gece, nöbetindeyim ayrılığın..
Gideli oldu kaç sene bilmem, bilmem kaç senedir uzağındayım.
Ezberimde adın var tekrar tekrar tekrarlarım..
Ne zaman bir mavi, bir yeşil düşünsem, ne zaman bir düşüme gökkuşağı iliştirsem,
Gözlerin takılır aklıma, yeri göğü kahveye boyarım..
Sen, yaşanmamış çocukluğum
Sen, deli kanım, gençlik çağım..
Sen, uçurum kenarlarında ip atlatan cesaretim, çılgınlığım, gözü karalığım, gözü karalım..
Başımın tacı varlığın,
Varlığın memletim, kimliğim, inancım..
Varlığın beni bu derde atanım, yüreğimi aşk ateşiyle diri diri yakanım.
Bir de yokluğun var elbet !
Bir de yok olasıca yokluğun, başımı taşlara vurduranım yokluğun..
Uykusuzluğum..
Üzerime müebbet yalnızlıklar yığan hakimim, savcım, avukatım.
Yokluğun, demir parmaklıklar ardında kaybedilen ömrüm,
Buluta, güneşe, denize tutkunken, tutsaklığım.
Havaya, suya tutanamayaşım, sarılımayaşım..
Özlerim de var,
Tenine, terine, kokuna..
Kirpiklerinin kıvrımına, ayağından tut saçına,
Sorma ne olur sorma, vazgeçemeyişlerimi,
Ne olur sorma, neden sevdanı yüreğimden kapı dışarı edemediğimi,
Sorma yalvarırım,
Gurursuzum, gurursuzunum..



Nursen Yıldırım

Adenca 22.Aralık.2018 14:57

Cevapsız SoruLar**
Uçaklar,
Vapurlar,
Arabalar,
Hayaller,
Rüyalar,
Ve dualar,
Ayinler,
Putlar,
Kuşlar,
Yıllar,yollar,dağlar,
Seni bana getirmeyen daha neler var?
Kağıtlar,kalemler,
Eski fotoğraflar,
O sokak, o film, o kadeh, o sigara,
O etek, o kavga,
Ayrılış o ayrılış !
Tadını damağımda bıraktığın daha kaç yaşanmışlık var?
Kokusu saçlarının,
Ellerinin nemi,
Ve kıvrımı kirpiklerinin...
Rengi pembeye çalan dudakların !
Ya tırnağındaki pürüzler,
Peki başımı göğsüne koyduğumda yüreğimi işgal eden huzur...
Senin bende unuttuğun,
Seni bana unutturmayan daha kaç parçan var?
Krımızı rujum,
Rugan ayakkabılar,
Dalgalanan saçlarım,derin dekolteli ekoseler,
Beyaz çarşaflar,
Ten,
Yer,
Kan-Ter..
Şehvete boyanmış geceler...
Erkekler...
Hayalimden seni silebilecek daha kaç kilitli kapı var?
Serseriler,
Karanlık delikanlılar,
Puştlar !
Aşıkolmam gereken daha kaç sünepe var?
Uykusuzluk,
Yalnızlık,
Korkaklık,
Hırçınlık,
Hırpalanmışlık,
Hüznü karanlığın,
Ve öfkesi ihanetin,
Ve kahkahaları aklımı yitirmişliğin,
Ve aşırı obsesifliğim, paranoya nöbetlerim,
Ağrılar,
Hıçkırıklar,
Bir geceye sığdırılacak daha kaç duygu, kaç his, kaç hastalık var?
Tanrım;
Söylesene dünyada başka yanacağım kaç cehennem var?
Ey Rab,
Ey Rahman,
Ey Rahim,
Ey Hak,
Ey Vekil,
Ey Ahir,
Ey Zahir,
Söyle beni buralardan kurtaracak daha kaç günah var..?!?!?!?
Nursen Yıldırım

Adenca 22.Aralık.2018 14:58

Küçükken evden kaçar dünyanın gizli odalarını arardım,
Kimsenin bilmediği ama benim varlığına tüm kalbimle inandığım uzaylıların, uçan dinozorların olduğu
Oyuncak bebeklerimin kocaman kelebeklerin sırtında uçtuğu o dev odaları..
Ağaçların gövdelerini oyardım evden gizlice çıkardığım el fenerini tutup beklerdim saattlerce sihirli kapılar açılacak diye.
Annemler uyuduğunda parmak uclarımda yürüyerek inerdim örümcek yuvası kömürlüğümüze..
Zincirleri pas tutmuş bisikletimi okşar ve o karanlık kömürlüğün gizemini çözmeye çalışırdım,
Tanrı oraya saklamış olabilirdi odaların girişlerini…

Birgün babam ortadan kayboldu sonra..
Annem birdaha gelmeyecek diyordu, gülümsüyordum hep.. Arkamı dönüp ağlıyor, gözyaşlarımı silip
tekrar anneme gülümsüyor ve sarılıyordum..
Vazgeçmiştim o odalardan.. Kelebeklerdende, dinozorları sevmiyordum artık.
Odamın kapısını kitliyor ve oturup duvar dibine güneşin doğmasını bekliyordum fırtınalı gecelerde..
Yağmur büyük elleriyle penceremi zorladıkça gölgem titriyordu.
Sabah oluyor annem masanın üzerine bir bardak süt bırakıp evden gidiyordu, heryerde arıyordum işaretlediği gazete ilanlarını..
Onlarıda alıyordu yanına ve ben anlam veremiyordum olanlara..
Sanırım alışmalıydım artık yalnızlığa, büyümüş müydüm ?
Sütü bahçedeki kedilerin üzerlerin döküp, çıkıyordum bende evden.
Ellerim cebimde geziniyordum, sevdiğim bir park vardı, kimsesiz..
Kendime benzetiyordum o parkın banklarını, yalnızlardı..

Bazen sol yanım çok ağrır, boğazım nefes alamayacak kadar daralır ve sanki dönme dolaptan inmiş gibi hissederdim kendimi..

Benim annem olduğunu sanan bir kadın yaşamaya başlamıştı bizimle. Artık o dolduruyordu sütümü,
Saçlarımı o tarıyordu, beni yıkamak istediğinde çok utanıp kaçıyordum yine evden..
Annem gelene kadarda dönmüyordum..
Mezarlığın ortasında derince kazılmış bir sığınak vardı oraya girip ağlıyordum çoğu zaman günlerce.
Babamıda çok özlüyordum..

Nezaman orada sabah etsem geceyi hastanede açardım gözlerimi..
Annem elimi tutuyor olurdu ve mezarlık bekçisi her defasında “birdaha orada kalma” diye tembihlerdi sıkı sıkı..
Kafamı çevirip duymamış gibi yapardım.

Bir sabah annem beni karşısına oturtup; “ciddi bir hastalığın var” dedi ve devam etti “bir süre evden çıkmamalısın lütfen”
Anlam verememiştim olanlara hem “ciddi” ne demekti ki ?

Sonra okula başladım artık sığınağıma gitmek için vaktim olmuyordu,
Hayali odalarımın varlığına inanmaktan vazgeçmiştim, aklıma bile gelmiyorlardı..
Arasıra “kimsesiz parka” gidiyordum okul çıkışı banklara uzaktan el sallayıp dönüyordum.
Ve babamı daha çok özlüyordum.
Zaman çabuk geçiyor, ellerim büyüyor, gözlerim büyüyor,
Elbiselerim küçülüyordu..

On yedi yaşındaydım, beni babam gibi sevmesinden deli gibi korktuğum “o adamla tanıştığımda”
Herşey umduğumdan çok daha güzeldi artık..
Kelebeklerden bile daha çok sevmiştim o’nu.
Mezarlıktaki sığınakla eş değerdi sarılışı.
Çok zamanlar kaldı benimle, o’ndan önceki on yedi yılın bıraktığı yaralarımı iyileştirip yenilerini sahiplendirecek kadar çok..

Sonra bir sabah kayboldu ortalıktan..
Babamınkini aratmayacak bir terkedilişti bu.

Kan kustuğum, milyonlarca ilaç yuttuğum, gözyaşlarımla bütün yastıkları yıkadığım,
Körkütük ve kimsesiz gecelerden birinde,
Sol yanım ağrımaya başlamıştı yine.
Annem sığınağım ilan ettiğim o mezarlık çukurunda uyuyordu, o’na gitmek istediğimde yığılıp kaldığım kaldırımların kokusunu unutmam hala..

Gözlerimi açtığımda,
“Çok ciddi bir hastalığınız var” diyordu doktor.

Devam etmesine izin vermeden, doğruldum hafifce,

Evet doktor dedim..

AYRILIK BENİM ÇOCUKLUK HASTALIĞIM !!

Nursen Yıldırım

Adenca 22.Aralık.2018 14:58

Ben iyi ki şiir yazmıyorum anne. Duydum geceler zindan olurmuş şairlere. Duydum anne uyuyamıyorlarmış, en çok onları vuruyormuş ayrılık felaketi, sel basan gece kondular gibi. Harfleri kıskanıyorlarmış yar’dan.. Ben iyi ki şiir yazmıyorum anne.. Duydum Güneş’ten bile doğuya sürüyorlarmış kendilerini şairler. Karanlıklarmış anne ne acı değil mi ? Zaman bıçak oluyormuş onların yaralarına ilaç yerine. Duydum anne, çoğaldıkça yazılan ayrılık şiirleri, eksiliyorlarmış sessizce.

Nursen YILDIRIM

Adenca 22.Aralık.2018 14:58

İsterdim ki, düşme gözlerimden..
Ve adını tükürtme dilimden.

Değerlim kal.
Seni gördüğüm dar sokaklarda, kafamı eğdirme önüme..
...Bir selama değsin geçmişimiz.
Hak etsin ufak bir tebessümü.

Dik dur isterdim karşımda, yaşanmışlığın hatrına.

Tutulduğumda yeni bir sevdaya,
Adamlığınla hatırlamak isterdim seni, silip atmak yerine benzersiz hiçliğini..

Farkın kalsın isterdim hafızamda.
Diğerlerine benzeme sen. Sevilmeyi hak eden olabil.
Ve iyi dileklerimle uğurlan yüreğimden..
Beddualarımla değil..

Deseydim ki ardından;
Mutlu olsun, mutlu ettiğince..
Ki biliyorsun derdimde, acıtmasaydın eğer içimi bu kadar..
Bu kadar bezdirmeseydin benden beni..
Böyle inançsız bir yara bırakmasaydın eğer..
Bu kadar parçalamasaydın hayatımı..
Yormasaydın gelmelerinin bencilliğiyle.

İyi mi oldu yani..
Ahlarım bırakmayacak yakanı şimdi..

Bilseydim
Tanıdıkça çirkinleşenlerden olduğunu..

İsterdim ki;
Adını bile duymasaydım hayatım boyunca sevgili !

Nursen Yıldırım

Adenca 22.Aralık.2018 14:58

Göğsümü zorluyor artık yüreğim. Gözlerim çok yorgun, çok kırmızı, çok ıslak. Ellerimi sormayın zaten Titanic’e değse batırır koca gemiyi. Öyle soğuk, öyle buz kesmişki. Diz kapaklarım çürüdü o’nu sormasınlar diye kendimi tıktığım bu evde. Dilimde sigara uyuşukluğu. Ve dişlerim darp ediyor dudaklarımı. Ciğerlerim iflas…ın eşiğinde.. Soluk borum zoraki görevde.
Uzak durun ! Miğdem patlayabilir aklımı yemekten bir gece.

Nursen yıldırım

Adenca 22.Aralık.2018 14:58

İstanbul'a


Haddini aşıyorsun İstanbul ! Bu yağmur da neyin nesi,

Sevdiğimin saçından süzülüp, yüzünü okşayan suyu kim biriktirecek avuçlarında şimdi ?

Çocukluğumu bağışladım sana, düştüm kanımı akıttım taşına toprağına yetmedi mi ?
Bitmedi İstanbul bırak beni ağlatma, böyle yalvartma.
Beni harcama İstanbul, Boğaz’ına takarım iskeletimi gözümü karartma. Deliyim biliyorsun döker bir bidon benzin ateş ederim sana fiyakalı bir çakmakla.

Ulan şimdi kafiyeli küfürler savurmak vardı sana ama;
Doğurduğunu gırtlaklayan ana gibisin ne desem dokunmaz vicdanına kanımca.



Nursen YILDIRIM

Adenca 22.Aralık.2018 14:59

Ulan kendim! Yine mi uyumadın sen ? Nasılda gecenin rengi yerleşmiş göz torbalarına. Şimdi gidip uyuştururacaksın kendini değil mi ? Duman ciğerlerine yapıştıkca unutacaksın akşamdan kalma mutluluk hayallerini. Biliyorum düşünmek can düşmanın, düşünmemek için peş peşe yutacaksın içinde patlayan şeker’leri.
B/ayılana kadar içeceksin bir köşede, utanmadan ağlarsında sen şimdi.
Ulan kendim sen adam olmayacaksın değil mi ? Acın götüyle kıyamet koparacak güçteymiş kime ne, senden başka kim farkedecek öldüğünü sanki !

Nursen YILDIRIM

Adenca 22.Aralık.2018 14:59

Merhaba,
Bugün size dua ederek uyandım. Sarhoştum ne olur kusuruma bakmayın..
Yağmur da yağıyor hüzünlüyüm biraz,
Üstelik sizi çok özledim.
Tanışmıyoruz sanmayın !
...Oğlunuzun birinci dereceden sevmediğiyim.

Şimdi izin verin size borcumu ödeyeyim,
Sizi günahkar ilan edeyim..
Belki küfür de ederim.
Beni anlayın,
Çok incindim yemin ederim..

"Hayır düşman değiliz üzülmeyin. Ben bir serçeyim ve gözyaşımı avuçlarınıza damlatmak istedim."


Eğer beni dinliyorsanız, bana biraz ondan bahsedin,
Benden hiç bahsetmediğinden bahsedin,
Onunla uyumayı anlatın sonra..
Sonra..
Allah aşkına azrailimi o ufacık karnınıza nasıl sığdırdığınızı da söyleyin.

Bende işlediğimiz günahları anlatacağım size,
Biz günah işledik biraz.
Aslında her zaman günah işledik.
Günahı sevdik. Ben onu da sevdim biliyor musunuz "sevilmek için çok geç'tim" yolundan.
Beceremedim..
Sevdiği kadar tenimi, sevdiremedim kendimi..
Bir günah daha işledim
İşlettim !

Özür dilerim..

Biraz sarhoştum,
Biraz aşık.

Nasıl da unutmuşum sizin cennetlik olduğunuzu, öperken oğlunuzu. Affedin.

Nursen yıldırım

Adenca 22.Aralık.2018 15:00

Bilmiyorum diyorum baba, adını sorduklarında.
Adın çünkü günah gibi takılıyor gırtlağıma.

Gittiğin yeri bilseydim eğer,
Kargaların gagalarına asardım piçliğimi takardın hiçliğinin boynuna.
...
Ve nefretlerimi baba,
Ve tutmasını bilmediğim balıkları da..
Çikolatalarımı baba,
Hiç bir akşam senin cebine saklamamış olduklarını.

Baba !
Çocukluğumun ****** olmuşluğunu yazardım.
Bir resim çizerdim belki,
Karanlık olurdu yıllarım, elimdeki bıçak tam alnının ortasında,
Bakışların yalvarmanın doruğunda.
Ve ben acımazlığın en koyusunda..

Baba !
Yollardım seni, beni bıraktığın yere.
Savunmasız kaldığım, arkamda bir dağ aradığım,
En sonunda,
Ar damarımı ellerimle çatlattığım.
O huzursuz sabahlara..

Baba !
Benimle savaşma.
Fena bağımlığım acıya..

Baba !
Şimdi nerde görseler beni, namussuzluğundan tanırlar seni inan bana..
Beni kızdırma.

Haketmemişliğin var beni,
Ve haketmemişliğim bu kör olası geceleri.
Sensizliği,
Her baba dendiğinde gözlerime kaçan tozu,
Dudaklarımda ki tuzlu suyu..
Daha sayarım bitmez,
Üşürken ben her gece, ve gözlerim sımsıkı..
Şimşekler patlarken beynimde,
Ve yağmur odamın camını zorlarmış gibiyken her seferinde,
Üzerimi örtecek bir adam !
Koynuma serilecek bir güven,
Saçlarımı okşayacak bir huzur..
Bir de hak etmemişliğim işte..
Ve bir de hak etmedim bile diyemediğim kimsesizliğim.

Düşmanlığımız var bizim.
Ve benim seni kirletmek için sevişmem gereken bir düzine serseri sevgilim.

Eğer birgün okursan baba,
Bu sana son şiirim.
Sokak ağzımla adam bile olamayışını dövdüğüm,
Ve senin,
Üzerime yürür gibi bile bakamayan acizliğini armağan ettiğim.
Birgün okursan eğer,
Kendini salondaki tavana asmış olmanı tebrik olarak kabul edebilirim.
Şimdiden çok teşekkür ederim.
Nursen YILDIRIM

Adenca 22.Aralık.2018 15:00

Çok severim ben.
Hep severim..
Ömrümden katarım bakışlarında huzur bulduğum adamın ömrüne..
Yanan bir ev kadar sıcak öperim..

...Başka severim ben.
Başkalarışırım severken..
Uyuyuşunu izlerim, uyanışını..
Günlerce sarılabilirim kollarında kalbimin sarsıldığı sevgiliye.
Adım bastığı kaldırımları kıskanırım.
Dokunduğu kap kollarını imha edesim gelir.
Kızarım saçlarını okyaşayarak esen rüzgara..
Delirmem ama, pek aklım başımda olmaz severken ya sesindedir sevilenin ya gülüşünde.

Kirletmem hisselerimi.
Sevimeyi işemek kadar basiteşleştirmem. Herkes gibi sevmem ben, herkes gibi sevişmem..
Aşık tenime dokunan elleri kutlaşsın isterim.
Cami avlusuna bırakılan bir piç gibi terketmem duygularımı.
Sığdıramam aşkı beyaz çarşafların gölgesine.

Hani yağmur olsam kurak kalır tüm Dünya ihanet etmem, düşmem başka bir yüze.

İnanır gibi severim ben..
Dua eder gibi..

Giden sevilenin ardından yeni sevmem, yine severim.
Gidişini severim..
Ayak seslerinin beni paramparça etmesini severim..
Kırmasını severim gidişlerinin yüreğimi.
Ağlasın isterim gözlerim, yaşlarım o'nu kollayan, koruyan, farklı kılan bir dua gibi yazılır omuzlarına.
Umutlanmayı severim peşi sıra, geleceği anın hayaliyle.
Hiç gelmez belki,
Olsun gelmeyişini de severim ben.

İçim ağrır bazen.
Dedim ya çok severim ben, çok intihar etmek gibi birşey bu.
Ölmeyeceğimi bile bile hemde

Bileklerim sızlar,
Uyuşur hücrelerim..
Sonra organlarım infilak eder kendini, ruh olurum..
Olsun ruhum yeter sevmeye benim.
Yine severim.
Çok severim.
Hep severim.
Başka severim..
Nursen Yıldırım

Adenca 22.Aralık.2018 15:00

Gidiyorsun öyle mi ? Uğurlar olsun öyleyse. Ceplerin uğurla dolsun.
Yalvarırım kavgasız, kansız olsun bu gidiş. Açık olsun sana tüm yollar, en çıkmaz sokaklar.

Bakma öyle, suskunluklarımla oynaşır benim isyanlarım. Ağlamam ben duyulur diye, duyulursa yerim bulunur diye.
Çocukken öğrendim çare bulunmaz ölenle gidene. Ama unutulmaz ölenle ...giden yine de.
Git hadi unutmam seni de.

Bakma öyle iyi hal değil bendeki..

Dur dinle;

Küçüktüm ben adı baba olan bir adam bir tekmeyle sıçrattı en tatlı uykumdan beni bir gece.
Annemi halıya yatırdı. Canı acıyormuydu bilmem çok vuruyordu.
Doğruldu, saçlarıma baktığım aynayı yumrukladı. Esmer eli Kırmızıya boyandı aynı elle bir ayna parçasını kavradı. Annem bir çığlık patlattı o güzel sesiyle. "GİT" dedi. Birdaha hiç konuşmadı.
Halıyı sorma kıpkırmızı ağladı.
Ben komidinin köşesine kıvrılmış izliyordum çıt çıkartmadan. Ayağa kalktı adam çarptı kapıyı hızlıca rüzgarı yüzümü okşadı gitti.

O günden beri ağlamam ben duyulur, duyulursa yerim bulunur DİYE..
O günden beri susuşuma gizlenir isyanım, öfkem.
O gün öğrendm ki ne öleni diriltebilirim, ne dur diyebilirim gidene.
Korksamda hiç belli etmem.
Ve kırmızıyı sevmem, aynalar kadar hemde.
Şimdi ne olur tek bir kelimeden fazlasını bekleme benden. GİT...
Unutmam inan, git sen !
O çığlık gibi, o tekme, o adam gibi, annem gibi. Unutmadığım gibi öleni ve gideni...
O sıçrayış, o ayna, o esmer el gibi.

Git sen. Ne olur kırmızısız olsun.
Ve Ne olur lanetle hatırlanan adam gibi çarma kapıyı.. Git hadi çıkayım şu kıvrıldığım kuytu yerden. Uğurlar olsun kansız, kavgasız gidişine..
Helal olsun ömrüm, çığlıksız, tekmesiz, rüzgarrsız gidişine..
Nursen Yıldırım

Adenca 22.Aralık.2018 15:00

"Şimdi bende nerede kimi görsem seni anlatıyorum"

Sana benzesinler istiyorum.
Birinin kirpikleri olsun öyle kömür karası, öyle uzun..
Birinin dudakları öyle dolgun.
...Birinin de elleri ne olur öyle dokunsun.

"Hadi ödeşelim.
Bir kızın olursa gözleri benimkiler gibi dolsun."

Şimdi ben kimseyi öpmüyorum,
Sadakatim sadakam olsun.
Ya da borcun olsun..

"Ödeşmek istersen eğer,
Karının kızı başkasının kanı olsun."


Şimdi seni anlattığım herkes beni atlatıyor uzaklaşarak bir adım daha,
Ve hepsi sağır...
Ve beddualarım, kahır..
Mahvol, bağır.

Üç harfi yan yana koydum hep, bugüne dek,
Aşk
Gel
Dön
Sev

Şimdi üç kelime,
Aklıma birdaha gelme.

Ödeşmek istersen eğer,
Bana birdaha dönme..

Nursen Yıldırım

Adenca 22.Aralık.2018 15:01

Biraz kırgınım bu aralar,
Baya hırpalanmış..
Çokça sarhoş.
İçim oyuluyor gibi biraz,
Biraz dişlerim sökülüyor,
... Biraz tırnaklarım çekiliyor..
Böyle zamanlar bana işkence odalarını hatırlatıyor.

Hiçbirşeyi umursamıyormuş gibi gülebiliyor olmam beni kendimden iğrendiriyor.

Sebebini bilmediğim bir hüzün çöküyor üzerime, aniden !
Gözlerim kan çanağı olana kadar ağlıyorum,
Hıçkırıyorum,
Bağırıyorum,
Şarkılar söylüyorum,
Geçecek diyorum sonra, geçmiyor..
Uyuyorum çok uyuyorum,
Uyanınca geçecek diye uyuyorum, uyanıyorum geçmiyor...


Şimdi içimden "anlamıyorsunuz dimi ****** çocukları, sanşlı piçler" diyorum.

Beni anlamıyorsunuz !

Cayır cayır yanıyor canım ve anlamıyorsunuz.
Karanlığın ortasında ana avrat sövüyorum ve sağırsınız.

Hiç biriniz benim gibi sevemeyeceksiniz birini,
Hiç biriniz beni gibi ötelenmeyecek, beni gibi kandırılmayacak, beni gibi kullanılmayacaksınız,

Hayat üzerinİze çırıl çıplak koştuğunda hiç biriniz benim kadar savunmasız kalmayacaksınız.
Dua etmek için açtığınızda ellerinizi, hiç biriniz köpekler gibi yalvarmayacaksınız..

Sıçrayıp kabuslardan kan ter içinde yalın ayak sokaklara fırlamak ne demek biliyor musunuz ?
Ve özlemek...
Dayayıp henüz bileylenmiş bıçakları gırtlağınıza,
Son bir kez daha sarılabilme umuduyla ölememek,
Ve özlemek...

Biliyor musunuz ?

Bilmiyorsunuz !
****** olmuş yüreklerinizle, beni anlamaya çalışıyor, beceremiyorsunuz.

+Nasılsın ?
-Kimsesizim, çaresiz !
Ve özlüyorum ***** koyayım,
Ve ne zaman vurulsam birinin gözlerine oracıkta öldürülüyorum.
Ve ne zaman sevsem birini,
Can desem, canım bilsem,
Ne zaman hiçliğimi sahiplensin diye tutsam birinin ellerini, piç gibi bırakıp kaçtı ellerimi.
Ve ne zaman hıçkırsam, zev çığlığı gibi hoşlarına gitti.

Anlayamazsınız "****** çocukları" diyorum şimdi,
Nasıl sevdim..
Nasıl yanıyor içim..

Anlayamazsınız, aşk diye oturduğunuz kucaklardan aşkım diye zıplarken diğerine,
Anlamayazsınız beni !

Nursen Yıldırım

Adenca 22.Aralık.2018 15:01

Baba bugün senin gibi gitmek istiyorum, benden..
Burada unutarak beni,
Terketmek istiyorum kendimi.

Aldırmadan akan gözyaşlarına, ardıma bakmadan.
...
Tahmin edemeceğim kadar sevmeden annemi.

Çünkü baba,
Yoruldum.
Anlıyorsun değil mi ?

Çünkü çamurluydu yollar, koşuyordum, vuruldum, düştüm.
Çok ağladım baba,
Çok sustum çığlık çığlığa, kimse yoktu elimi uzattığımda yanımda.
Doğruldukça bir kurşun daha sıktılar, vuruldukça düştüm bir kez daha çamura.

Çünkü kirlendim baba.
Sen bana inanıyorsun değil mi ?

Çünkü dans ettirildim uçurum kenarlarındaki eğreti dallarla..

Üzerime yürürken kapkaranlık gece,
Gözyaşlarımı damlatarak kaçtım üzerine...

Çünkü çok korktum baba.
Gün doğacak diye,
İnsanlar gülecek diye,
Hüzün bir kez daha üzerime serilecek diye..
Kocaman bir yalnızlık tırnaklarıyla derimi deşecek diye.

Baba !
Bugün senin gitmek istiyorum.
Çok parçalandım çünkü,


Mesela sen olsaydın kanmazdım yalanla süslenmiş cümlelere diyerek yumruklarımı duvarlara sallamaktan,
Mesela sen olsaydın aramazdım kokunu her omuzda diyerek meylere sarılmaktan.
"Mesela sen olsaydın" deyip ardından milyonlarca cümle sıralamaktan..

Baba !
Bugün senin gibi gitmek istiyorum benden,
Piçliğiyle övünen bir şiir yazsın kız çocukları arkamdan..

Baba !
Bugün senin gibi gitmek istiyorum hayattan,
İlk ezanda,
Kalksın cenazem.

Senin gibi uzak,
Senin gibi soğuk,
Senin gibi kıpırdamadan,
Kopayım bu tüm ihanetlerin üzerime giydirildiği,
Tüm sarhoşlukların aklıma devrildiği,
Tüm siyahların gözlerime dikildiği şehirden,

Senin gibi baba !
Kaçıp kurtulayım benden ve herkesten.

Nursen Yıldırım

Adenca 22.Aralık.2018 15:01

Seni terkediyorum.

Son darbeyi vuruyorum bu gece kendime,
Kızgın ateşlerde yüzeceğimi bile bile...
Son çelmeyi takıyorum bileklerime,
... Son sarhoşluğumun adı, sen !

Oysa ölürdüm ulan uğruna,
Mayına basardım,
Banka soyar, cinayetten tutuklanırdım.
Bir bilsen nasıl sevdim.
Aklıma düşerdi güzelliği gözlerinin, sigara üstüne sigara yakardım..
Yanımdaydın,
Özler gibi bakardım.
Duyunca sesini mutluluktan ağlardım,
Hele tutunca ellerimi, boncuk boncuk ter atardım..
Uyurdun yanımda, doğan güne kızardım...

Gök olsan kuş olurdum,
Toprak olsan ceset,
Halı olurdum ayaklarına,
Üşürsem serilirdim koynuna boylu boyunca..
Cehennem olsan sevgilim,
Kumar oynardım şeytanla..

Üstelik ben senin, sevemediğinken..
Üstelik ben senin, beyaz çarşaflı yataklarda unuttuklarından biriyken...

Hiç bir şeyinken yani,
Hiç kimsenken..

Tüm darbelerini, yoksulluk gibi üzerime damgalarken sen..
Eğreti sevgili gibi beni hayatının bir köşesinde bekletirken,
Her gelişinde beni benden biraz daha gönderirken,
Her gidişinde aklımı yanında götürürken,
Yüreğimi bin parça ederken, kalp atışlarının sesi.
Bir başkasının koynuna uğurlarken seni,
Bile bile...

Bile bile,

Nasıl sevdim bir bilsen.

Ah ! Yarı yolda elimi bırakışına öldüğüm,
Gidişime göz yumarken bin parçaya bölündüğüm.

Ah kaybetmişliğim,
Hırpalanmışlığım,
Kullanılmışlığım,

Ah sevgilim,
Sevdiğim,
Benim olmayanım,
Elin diyemediğim,



Ne güzel de sevmiyordun beni sen.
Bir bilsen,
Sevemeyişine bile kul köle olurdum ben, biraz daha "kal" desen, "gitme" desen..

Nursen Yıldırım

Adenca 22.Aralık.2018 15:02

Şişelerce şarap borçlusun bana..
Ve adını duyduğum anlarda kesilen nefesime karşılık temiz hava.
Güven borçlusun özünden.
Sadakata inanç.
Gözyaşı.
... Birazda acı, tükendi elimde çok çektirdin diye..
Bir kaç senelik hayal..
Gerçek...
Bir de yürek !

Kırmızı kuşak,
Soyadını taşıyan bir bebek..

Aklımı,
Ve kanımı, uğruna bileklerimden çok aktı.

Biraz hüzün,
Biraz da yüzüm, düşmüş gittin diye..

Sevgilim;
Hayat borçlusun bana, ölüp ölüp dirilmiştim hatırlarsan uğrunda..

Sevgilim;
Şöyle fiyakalı bir küfür savursam yeridir şimdi sana amma,

Borcum olsun,
Öderim anana... ....

Nursen Yıldırım

Adenca 22.Aralık.2018 15:02

Kimsenin yaralarımı üflemesine gerek yok.
Kimsenin beni sevmesine,
Sahiplenmesine,
İnsanların beni önemsemesine ihtiyacım yok.
Ve şu an herkes terkedebilir beni, umrum evde yok...
...
"Birşeyler oluyordu, uzun zamandır olmayan birşeyler..
Ağlamıyordum mesela, az önceden önce.
Sarhoş olmuyordum.
İstemekten öte, şükrediyordum..
Yıldızlar yine yoktu, gökyüzü yine karanlık, yine ay'ı göremeyeceğim kadar dardı odamın penceresi,
Yine mahallenin lambası, belediyeden istifa etmişti.
Ama biri gelip, geceleri sevmeyi öğretmişti.
Uyumayı da öyle..
Ve uyanmayı, gülümseyerek hemde."

Kimsenin ellerinin yakamda yeri yok.
Ve yok ahım kimseye, bu böyle biline...

"Birşeyler kopuyordu,
Hayatıma diktiğim adamların suretleri gibi.
Beni kalabalıklaştıran ne varsa, tek tek.
Sanmıştım ki huzur, sen ve benden ibaret.."

Kimsenin kınayan bakışlarında kaçmam,
Kimsenin üzerime yürümesinden de korkmam.
Haydi biri çeksin tetiği,
Başımı eğmem, ardıma bakmam
Ve bin kez daha vurun titrersem, hiç alınmam.

"Birşeyler bitiyordu.
YİNE !
Kaderim, tekrardan ibaretti.
Seneryo aynı seneryo, rol aynı rol, partneri Allah değiştirmiş olmadı dedim. Sustum.
Ben zaten böyle zamanlarda hep susuyordum..
Kendimi, çatırdayan yüreğimin sesinden başka herşeye yumuyordum.
Usul usul ağlıyor, söylemiyordum.
Sigara üstüne sigara yakıyor,
Yüzüme çarpılan kapının rüzgarını üzerime giyerek olay yerinden uzaklaşıyordum.

İyi değildim kabul ediyorum,
Hatta belki ölecek gibiydim..
Alışacağımı düşündükçe, hıçkırıklarım çoğalıyordu.
Aşmam gerekecekti yine,
Koca bir dağı,
Bir okyanusu,
Bilmem kaç kadeh rakının sarhoşluğunu..
Aşmam gerekecekti, yenilgilerimin tuhaf korkusunu..
Üstelik gözlerini de özleyecektim olduk olmadık zamanlarda,
Hüzünlenecektim boktan aşk filmlerinde..
Herkes "giden" kokacaktı biraz.
Öyle işte..."

Kimsenin beni yargılamaya hakkı yok,
Geçmişimle.
Ve artık,
Kimse yok gelecek hayallerimin merkezinde.


"Kendimi senelerdir suçluyordum zaten,
Kendime senelerdir düşman gibi bakıyordum bazen..
Bilmiyordu,
Ve dil darbeleri,
Tam da hatalarıma isabet ediyordu.
En suçlu olduğum yerden vuruyordu beni.
En kırıldığım yerden,
Güvensizliğimin tavan yaptığı, o histen vuruyordu.

Hiç bir yere uğramadan, zoruma gidiyordu.

İçimde ölmek telaşı vardı, hiç olmadığı kadar.
İçimde fırtınalar,
Volkanlar..
İçimde bir orman vardı, yaktılar.

Biteli henüz bir kaç dakika olmuş bir şeyleri üzerime yıkıp kaçtılar..

Böyle zamanlarda ben sustuğum kadar suça meyilli oluyordum.

Ve o kadar sertken yumruğum,
Şu duvarlar benimle konuşacak cesareti nereden buluyordu,
Hiç bilmiyordum.."

Üstelik her kimsenin kimi varsa, sikmek gibi birşeyler isterken ben
Anlaşılmıyordum.


Nursen Yıldırım

Adenca 22.Aralık.2018 15:03

Hazırlıksız yakalanıyorum aklıma gelişlerine...
Yıldızlar kaymış oluyor mesela ben gözlerimi kaldırmadan önce gökyüzüne,
Yağmur yağmıyor,
Üstelik tüm şarkılar susmuş.
Rakı sofraları kurulmamış oluyor henüz,
... Annem ölmemiş yahut.
Hiç bir Mehmet şehit düşmemiş,
Hiç bir bebek öksüz doğmamış oluyor..

Sen aklıma geliyorsun,
Peşin sıra hüzün,
Bahanem yok.

Yani firar etmişse dudaklarımdan gülüşüm,
Sigaramının dumanı aralıksız taciz ediyorsa ciğerlerimi,
Sesim ağlamaklıysa,
Boşalmışsa ellerim,
Yani hiç sebep yokken dolmuşsa gözlerim,
Duruluğuna suyun,
Güzelliğine çiçeklerin,
Bulutların rengine,
Dalgasına denizin,

Yani hiç bir bahane bulamıyorsam hüzünlenmek için,

Aklıma sen gelmişsindir hiç gitmeyecek gibi.
Hazırlıksızımdır.

Yani sıyrılıyorsam kollarından diğerinin,
Bahanem yoksa..
Aklıma gelmiştir gittiğin halin..
Uygunsuzumdur,
Utanmışımdır...

Yani hiç bir bahanem yoksa sevgilim, seni terk etmek için..
Aklıma "o" gelmiştir,
Pişmanımdır,
Giderim...

Hazırla kendini rica ederim.

Nursen Yıldırım

Adenca 22.Aralık.2018 15:03

Çok aşık olmuşluğum hiç yoktu aslında.
Hiç yoktan güvenmişliğim çoktu sevdalara..

Garip,
Senelerce ördüğüm duvarlarım yıkılıyordu en ufak sarsıntıda,
... Güven,
Umut,
Hayal,
Aşk,
Hepsi tek tek yığılıyordu üzerime bir anda.

İki nefesi birbirine karıştırma telaşı taşırken en ücra kuytularımda,
İliklerime kadar işlemişti duyduğum yalanların hırçınlığı kaşla göz arasında.

Temizdim,
Sarıldığım adamların çıkarları dökülmeden önce üzerime..

Uykularımı çaldılar,
Huzursuzluğu yaydılar gecelerime,
Firar etti başımdan aklım,
Gözlerim rezil oldu adımlarının peşinde sürüne sürüne.

Yine de inandım,
Rafa kaldırıp kandırılmışlığımı,
İnandım,
Yeni bir ihaneti koynuma aldım.
Ağlayacaktım tam aynaya baktım,
Alışıktım,
Annemin kokusu kadar ihanete...
Alışıktım işte böyle biçimsiz zamanların üzerime yamalanmasına,
Sarhoş olmaya da öyle.
Alışıktım yani, alışılmamış ne varsa...

Daha önce aynı ağızdan, binlerce farklı kadının kulağına fısıldanmış aşk sözcüklerine inanmaya meyilli...

Üstelik İslamiyet kadar hızlı yayılıyordu, alışkanlıklarımın ruhumu intihara sürükleyen çılgın ateşi..

Alışmıştım biraz da ölememeye aslında.

"Tam da bu yüzden belki diyorum ki, her ihanetin arkasından,
Hadi kızım topla kendi, bir taksi çevir, inan, kan..
Kopsa kıyamet, olsa da her yer kan revan.
Ayağa kalk, koşmaya başla..
Hadi kızım daha çok çelme takacaklar sana.
Topla kendini ve dağıtmalarını izle,
"Acımadı ki" diye bağır arkalarından, alışmışlığını kazısın bakışların her birinin gözlerine.
Şimdi,
Çırılçıplaklığını dola boynuna.
Sevişmeler bir eylem gibi yasak ve zevkli,
Üstelik sevilmeyişin babanın doğumgünü hediyesi."

Nursen Yıldırım

Adenca 22.Aralık.2018 15:03

"Yüzüme özenle dikilmiş piçliğimden arınıp, babamın kanına karışıyordu sanki kirpiklerim kollarındayken."

Şimdi sen gidersen,
Yüzünü ilk defa gördüğüm bir adamın kucağına kusarım sarhoşluktan ben.

İhanetin dozunu artırırım,
Binlerce adam öperim, dudaklarını sakat bırakır gibi kaçarım.
Gidersen,
Günahlarıma seni de ortak ederim.
Sebebim bellerim..

Gidersen şimdi,
Hiçbirşeyim olduğunu hatırlar
İntihar bile ederim...
Üstelik gördüğüm her kız çocuğuna kefen biçerim..

Gözlerini de çok özlerim.

Sen gidersen bozarım bekaretini yüreğimin.

Saat sesine düşman kesilirim,
Dava açarım mevsimlere, Güneş'e, Ay'a hatta gökyüzünde ne varsa.
Gidersen, ağlar annem.
Giderim.

Şimdi "buraya dön"
Bu bir emir değil lakin hüzünlü bir filmin en komik repliği,
Oscar'a aday bir cümle,
Emir değil asla,
Ve
"Buraya dön"
Yarım kalacak hayaller kur,
Otur benimle,
Beni öldürmeyeceğimden kokun kadar emin olduğum yine de gebermek istercesine içtiğim meyler sofrasına.

"Buraya dön"
Ve delirmenin bedava olduğu bir memlette dolandır beni.
Ben yüreğimi avuçlarına bırakıyam,
Sen aklımı alıp uzaklaştır avuçlarını usulca.

"Buraya dön"
Bu şiir senin olsun.
Olsun ki adın konsun..
Konsun "ki adın Aşk"
Ayrılık koca ağzını aça aça üzerime yürümekten korksun.

Buraya dön,

Çünkü, sen gidersen
Beni en imansız idamların koynunda bulursun.

Nursen Yıldırım

Adenca 22.Aralık.2018 15:04

En çok yalnız kaldığında ağlıyor insan,
Ve en çok ağladığında utanıyor aynalardan...
En çok sarhoşken sövebiliyor ve söyleyebiliyor sevdiğini.
En çok çaresizken susuyor..
Biri ihanet etti diye diğerine tenini seriyor.
Ve insan yitirmişse güvenini kalbini sokacak delik arıyor.

Şarkılar en çok aklındaki yaninda değilken acıtıyor yüreği.

Ve insanlar uğursuz,
Ve insanlar lanet,
Ve insanlar ******, piç, pez.venk...

En çok kafasını yastığa koyduğunda düşünür insan,
Düşündükçe düşüyor elden ayaktan.
En çok kaybedince öfkeleniyor...
İnsanlar yanan canını başkasının canıyla suluyor.

İnsanlar, devasa bir sik olup bu dünyanın ***** koyuyor.

Öğreniyorum.

Gerçek şu ki, herşey yalan..
Ve herkes.
En çok insanlar, sonra dilleri, sözler ve yeminler..
Samimiyet.
Hepsi.

Öğreniyorum.

Bir kaç şey daha öğrensem bu hayatla ilgili
Tanrı'ya istifa mektubu bırakıp kaçarım biliyorum.

Tüm bunları öğretmek için ne aldıysa insanlar benden,
Unutturana üç mislini teklif ediyorum.

"Bak bu da yalan,
Hiç bir şey benim olan bende kalan."

Blöf yapıyorum.

Oysa inandırmaktan çok, inanmak istiyorum.
Biliyorum,
Öğretemiyorum.

Nursen Yıldırım

Adenca 22.Aralık.2018 15:04

"Sen benim yerimde olsaydın,
Ben senin kollarında uyurdum."

Gün aydığında bu cümlenin içinde boğuldum,
Yastıklarım sırılsıklamdı,
Anneme göstermemek için kan çanağı gözlerimi, kayboldum sabahın kör saati.

Yani sen benim yerimde olsaydın...
Böyle yansaydı için,
Adımı duyduğun zamanlarda saatleri durdurabilmek için yalvarsaydın Allah'a,
Bileklerin kağıt kesiği, parmakların mürekkep
Şiirlerin yüreğime tam on ikiden isabet..

Sen benim yerim olsaydın,
Her gece aynı yalana inandırarak aklını,
Her gece ikamet ettiğin sokağa çevirip adımlarını,
Her gece aynı istikamette yüreğin bir ileri iki geri,
Her gece kırık şarap şişeleri gırtlağına dayalı,
Her gece huzursuz böyle,
Böyle vursaydı varlığına ömür dediğin yarin yokluğu seni de her gece,
Döner gelirdim an geçmeden..

İki elim kanlı olurdu muhakkak,
Meclisi basardım mesela,
Ve hatta balıklama dalardım mafya babalarının ortasına...
Taksi şöförü uyuyor diye trafik kurallarına,
Yayalar yürüyorlar diye yaylana yaylana,
Ve ne varsa engel geç kalmama yanına,
Boğa boğa koşardım vallaha...

Sen benim yerimde olsaydın,
Ayrılıklar ulu orta çalamazdı kapımızı..
Umutlar çırılçıplak kalmazdı,
Hayallerimiz kararmaz...
Üstelik yalanlar,
İhanetler,
İftiralar,
Üzerimize cullanmaz.

Ya da,
Ben senin yerinde olmayı becerebilseydim,
Öyle vurdum duymaz...

Biliyorum olabilseydim senin yerinde,
Uğrumda ölsen, umruma dokunmaz.

Nursen Yıldırım

Adenca 22.Aralık.2018 15:04

Birine güvenmmek istemek ve aldatmak diğerini onunla.
Ahmakça,
Hatta bayaa.
Aşşağılık oldukça, yükselmek gözlerinde,
Sonra yükseltmek istemek aşşağılık bir adamı gözlerinde..

Uyudum - uyandım geçecek sandım,
Geçmedi.
Hiç ağlamadım.

Aldattım,
Aldandım..
Korktum,
Hiç kaçmadım.

Geceydi,
Karanlıktı,
Sarhoştum..
Saydım - sövdüm
Hiç susmadım.

Ellerimde papatyalar vardı,
Papatya yapraklarına benzeyen adamar..
Papatya fallarından firar etmiş seviyor'lar.
İçimde kopan fırtınalar..
Başımı koyduğum omuzların çöküş anı, korku filmi fargramı.
Ve seviştiğim herkes biraz suç aleti, biraz zanlı...

Üstelik çoğu bana bağlandı,
Elimde makasla gezdiğimi farkettiklerinde hepsi iplerini ellerime bıraktı.

Üstelik çoğu beni parmakla gösterilen o parlak yıldız sandı..
Yıldızlar parlamazdı oysa,
Sadece gökyüzü fazla karanlıktı.

Nursen Yıldırım

Adenca 22.Aralık.2018 15:05

Bugün yine tavana diktim gözlerimi anne,
Dünden biraz daha uzun baktım..
Hadi dedim çök üzerime, hadi yerle bir et beni, canımı yak.
Karanlıktı, duymadı..
Sigaramda dudaklarımdan hiç eksik olmadı, gırtlağım duman lekesi, sesimi sorma hüzünlerin hilesi.
...
"Öyle bir acı sol yanımda, yara gibi biraz, biraz yar'a, yar'dan biraz da aldırma."


Bugün yine aynı şeyi düşündüm anne, ölmek istedikten hemen sonra,
Ben ölürsem dedim "sen" üzülürsün.
Sen ölürsen, ben o'nu daha çok özlerim, o'na daha muthaç bakar gözlerim,
Sen ölürsen, ben o dönsün diye daha çok dua ederim.
Herkes ölürse anne, tüm insanlar ölürse sende ölürsün, ben iki kez ölürüm, o öldü diye de ölürüm.

Anne !
Beni taşla.
Beni inkar et.
Beni burada unut ve yoluna devam et...

Çünkü daha aşık olacağım,
Daha çok canımı yakacaklar,
Ağlatacaklar beni ulu orta,
Biri çırılçıplak ortada bırakacak belki, diğeri yüzüme tükürecek, başkası bir küfür damgalayacak yüzüme.
Daha canımı okuyacaklar benim,
İlaçlarımın dozunu yükseltecek doktorlar,
Hem daha umutlarımı çalacaklar,
Hevesler bırakacaklar kursağımda,
Hayallerimi yıkacaklar.
Sonra biri gelecek !
Daha kahredecek beni,
Uykuları haram edecek gözlerime,
Beni mecbur bırakacak meylere.
Daha sarhoş olacağım, daha unutmak isterken birini diğerinin kollarında uyanacak, korkacağım.

Anne !
Beni kahredecekler daha,
Sırtımdaki paslı bıçakları saplayacaklar yüreğime,

Ama ben yine seveceğim,
Yine seveceğim anne !

Gururumu sakız gibi çiğneyip tükürecekler.

Anne beni inkar et !

Şimdilik öldüğünde, o'nu özleyecek kadar seviyorum seni.
Ama sen şimd git anne,
Daha doğduğuma pişman, sana düşman edecekler beni.

Nursen Yıldırım

Adenca 22.Aralık.2018 15:05

Merhaba,

Sana yazıyorum !
Esmer bir oğlanın eli elimde,
Belliki birazdan sarılır belime..
... Yani bir intiharı dikerek beynime sana yazıyorum,
Merhaba..

Bil istedim, ben seni sevdim
Ormanın orta yerinde kırılmış bir daldın sen,
Ben seni seçtim.
Yıldızlardan entari yaptım tenime sana öyle geldim.
Biraz umut vardı cebimde,
Geçmişimi kurşuna dizdim.
Bir sen vardı dilimde, duadan duaya adını ilikledim.

Merhaba,
Eski sevgilim !

Sana esmer bir oğlanın titrek sesinden yazıyorum bu satırları,
Elveda deyişini hatırlattı adımları..
Ve öyle siyah sakalları.
Elleri narin.
Sana benzemeyişini sevemedim !

Bil istedim.

Bil istedim...

Nursen Yıldırım

Adenca 22.Aralık.2018 15:05

"Eğer birgün seninle karşılasacağımız söyleseydi birileri, hatasız beklerdim seni.
Diğerlerinden soyutlamadan kendimi,
Ötekileşmeden,
Küfür etmeden,
Hiç aşık olmadan ve sarhoş.
... Üstelik sevişmeden.

Beklerdim.
Yemin ederim.

Eğer bir gün beni affedersen, senin değil sen olmaya gelirim. Sıyrılırım kimliğimden ve her kimsen özüm bellerim.

Hadi bir kez daha vur yüzüme sevgilim;
Hiç bir şeyin olamayacağımı senin."


Beni kıracağını biliyordum,
Bu yüzden bayramlıklarını giymiş çocuk gibi koşarak geliyordum sana,
Beni incitecektin,
Beni aldatacak,
Beni ağlatacak,
Beni terkedecek,
Beni unutacak...
Biliyordum.

Tüm bunlar beni mahvedecekti,
Kahrolacak,
Yarı çıplak yollara düşecektim,
Kendimden nefret edecek, insanlardan nefret edecek, kuşlardan, bahardan, annemden nefret edecektim.
Şiirler yazacaktım...

Belki intiharda ederdim sonra.
Sonra gökyüzü olur serilirdim üzerine.
Bir umuttu !

Bu yüzden kahkalarla geldim sana, elimde yüreğimle.
Ve uzattım,
Biliyordum düşlerin kadar pisti ellerin.
Aldırmadım.


Zaten neden sevilirdim ki ben ?
Kirpiklerini okşuyorsam,
Dudak kıvrımlarını ezberleme telaşıyla firar ediyorsam uykulardan,
Kokunu vatan belliyorsam,
Adını din ilan ediyor,
Gülüşünü cennet sayıyorsam,
Sesini duyduğum anlarda aklımı kaybediyor,
Ellerin kolonya dökülmüş perde gibi tutuşturuyorsa tenimi,
Bir saniye daha uzasın diye kollarındayken gece yalvar yakar ağlıyorsam...

Zaten neden sevilirdim ki ben ?
Tapar gibi seviyorsam...


Nursen Yıldırım

Adenca 22.Aralık.2018 15:06

Yüzünü hatırlamadığım zamanlar var.
O zamanlar herkesin bir yüzü yabancı, bir yüzü yalancı..
Benim yüzümde ürkek bir acı,
Yara gibi biraz yüzüm tenime kiracı, biraz da kurşun gibi alaycı..

... Mesela bebeğim sen ölürsen benim için herkes mezar taşı.
Tam da bu yüzden değeri yok ne ana, ne bacı.

İçim şimdi yazarken bu satırları ağlamaklı.
Ağlamak bebeğim utanmak gibi durduk yere son model bir ağrı, inan bana çok pahalı.

Beni çok üzdün bebğim,
Daha çok üz, kalbimin ricası.
Üzülmek çünkü senin için ; senin çocuğunu taşımak gibi heyecanlı.

Beni darmadağın et, saçlarım hüzün koksun.
Hüzünlenmek çünkü; yarım bırakmak gibi senden başkasına yazılmış şiirleri
Ve biraz da unutmak gibi beni sevindirenleri..

"Sen beni hiç sevindirmedin ki."

-Gözlerindeki kadınlara aşığım bebeğim.
Bu cümleyi kurabilmek için çok içtim..

Ben şimdi ne şiirker yazar ne şarkılar dinlerim.
Ne senin yüzüne bakabilirim ne senin yüzünü hatırlamadan yaşabilirim..
Ben şimdi bir kaç cümle daha kurmak isterim fakat hıçkırıklarımda boğulabilirim..
Özür dilerim, hala sana aşık olduğumdan olsa gerek,
Kurduğum cümlelerde kadınlığıma kandırılmışlığımı hatırlatabilirim.
Seni kırabilirim.
Kırılırsan ve ölürsen bebeğim, herkes toprak benim için

Hadi ******** !
Barışırsak eğer bağışlarım kendimi hayata yemin ederim.

Nursen Yıldırım

Adenca 22.Aralık.2018 15:06

Kaç bahar geçti bilmem, ellerin ellerimde..
Sesinle ısınırdım soğuk kış gecelerinde,
Sen gülerdin evinde, düğün evi neşesi çökerdi evime,
Bazen uyurdun benimle..
Sabah olmasın diye yalvarırdım saattlere sessizce..
...
Yağmura yakalanırdık şehrin göbeğinde,
Ne çatı altlarına koşardık, ne açardık şemsiye.
Sığınırdık birbirimizin gözlerine,
Taş yağsa hissetmezdik belki de..

Sonra unuttun beni yüreğinden çok uzak bir yerde,
Yabancısı olduğum bir memlekette,
Koşup uzaklaştın bir yarin koynundan diğerine..
Yol iz bilmezdim bilirdin, dönemedim geriye.

O gün söyledim son cümlemi, bırakıp şairliğimi vestiyere gizlice,

Ha sen gitmişsin, ha gelmiş ecel
"La ilahe illallah"
Döndüm geldiğim yere..

Nursen Yıldırım


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 18:24.

Powered by vBulletin® Version 3.8.9
Copyright © 2025 vBulletin Solutions, Inc. All rights reserved.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.1

User Alert System provided by Advanced User Tagging (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.Navbar with Avatar by Motorradforum