|  24.Aralık.2018 | #1 | 
        | 
 
                        Banned   
                               
                                Üye No: 20
                                
                 Üyelik tarihi: 06.Aralık.2018 
                 Şehir: Avrupa
                 
           Beğendikleri: 540
 
           Alınan Beğeni: 282
 
HF Ticaret Sayısı: (0 )
HF  Ticaret Yüzdesi: ( %)
 
            Ruh Hali
 
          Kan Grubum: AB RH + 
 | 
                                 Türk Klasik (Divan) Edebiyatı Haberler Edebiyat Dil Bilimi Kompozisyon Yazarlar, Şai 
 
 
 
 
 Türk Klasik (Divan) Edebiyatı Nazım Şekilleri Ve Nazım Türleri
 
 Divan edebiyatında kullanılan nazım biçimleri daha çok Arap edebiyatından alınmıştır. Gazel, kaside, kıt'a, musammat, terkib-i bend ve terci-i bend Arap edebiyatı kaynaklıdır.
 
 İran (Fars) edebiyatından alınan nazım biçimleri mesnevi ve rubaidir. Tuyuğ ve şarkı ise Divan edebiyatına Türklerin kazandırdığı nazım biçimleridir.
 
 Divan edebiyatındaki nazım biçimlerini; nazım birimi beyit olanlar, nazım birimi dörtlük olanlar ve bentler halinde yazılanlar olarak gruplandırmak mümkündür.
 
 A- Beyitlerle Kurulan Nazım Biçimleri
 
 
 
 1- Gazel
 
 
 
 - Divan şiirinin en önemli nazım şeklidir.
 
 - Gazel sözcüğü Arapçadır; anlamı "güzel ve âşıkane söz"dür.
 
 - Gazelde İlahi aşk, beşeri aşk, özlem, mutluluk, tabiat ve şairin uygun göreceği diğer konular işlenebilir.
 
 - Şairler, şiir konusundaki hünerlerini gazel türündeki şiirlerinde diğer nazım biçimlerine göre daha iyi sergileyebilirler.
 
 - Gazel en az 5, en çok 18 beyit olabilir. Gazelin kafiye düzeni aa, ba, ca, da ... biçimindedir.
 
 - Gazelin ilk beytine "matla", son beytine "makta", en güzel beytine de "beytü'l-gazel" denir. Son beyitte şairin mahlası (şiirde kullanılan takma ad) yer alır.
 
 - Gazelde konu bütünlüğü yoktur; bütününde aynı konu işlenen gazellere "yek-ahenk" gazel, tümü aynı söyleyiş güzelliğine sahip olan gazellere de "yek-âvâz" gazel denir.
 
 Musammat Gazel: Mısraların ortalarının da birinci mısraın sonu ile kafiyeli olduğu gazellere denir, Musammat gazelde her beytin mısraları ikişer mısra haline getirilerek bir dörtlük oluşturulabilir.
 
 Musammat gazel örneği:
 
 Kamu bimarına canan, (a) devâ-yı dert eder ihsan (a)
 
 Niçin kılmaz bana derman, (a) beni bimar sanmaz mı? (b)
 
 
 
 Gazel örneği:
 
 Ahmed Paşa'dan bir gazel:
 
 Sernâme-i muhabbeti cânâna yazmışam
 Hasret risalesin varak-ı c&na yazmışam
 
 Nâlişlerini derd ile bîçâre bülbülün
 Bâd-ı sabâ eliyle gülistana yazmışam
 
 Zülfün hikâyetini gönülde misâl edüp
 Gam kıssasını levh-i perişâne yazmışam
 
 Resm etmişem gözümde hayâlini güya
 Nakş-ı nigân sâgar-ı mercana yazmışam
 
 Tâb-ı ruhunla sûzunu yazarken Ahmed'in
 Şevkinden odlara tutuşub yana yazmışam
 
 Şiirde geçen kelimeler:
 
 sernâme: mektubun başlığı
 muhabbet: sevgi
 risale: kitap, kitapçık
 varak-ı cân: can yaprağı
 nâliş: inleyiş, inleme
 bâd-ı sabâ: seher yeli
 gülistan: gül bahçesi
 misâl: örnek
 gam kıssası: gam hikâyesi
 levh-i perîşân: alınyazısı
 gûyâ: güya, sanki
 nakş-ı nigâr: güzel sevgilinin resmi
 sâgar-ı mercan: mercan kadeh
 tab-ı ruh: yanağın parlaklığı
 süz: yanış
 odlara tutuşup: ateşlere yanmak
 
 
 
 2- Kaside
 
 
 
 - Kaside övgü şiiridir.
 
 - Uyak düzeni gazel gibidir.
 
 - Kaside en az 15-20, en çok 99 beyit olur.
 
 - Kasidede de ilk beyte "matla", son beyte "makta", şairin mahlasının geçtiği beyte "taç beyit" denir. Kasidede mahlas son beyitte olabileceği gibi sona yakın beyitlerden birinde de olabilir. Kasidenin en güzel beytine "beytü'l-kasid" denir.
 
 Kasidenin birtakım bölümleri vardır. Tam bir kasidede şu bölümler yer alır:
 
 a) Nesib ya da teşbib: Bu bölümde betimlemeler yer alır. Bu betimlemelerin asıl konu ile ilgisi yoktur. Bahar, yaz, kış ya da bir şehir betimlenebilir. Kasideler nesib bölümündeki betimlemeye göre adlar alabilir. Bahar tasviri olan kasidelere "kaside-i bahariyye", bayramdan söz edenlere "kaside-i bayramiyye" denir.
 
 b) Girizgâh: Giriş beyti de denir. Uygun bir fırsat düşürülerek asıl konuya geçişin yapıldığı beyittir. Girizgâh tek beyitten oluşur.
 
 c) Methiyye: Allah, Hz. Muhammet ya da devrin ileri gelenlerinin övüldüğü uzun bir bölümdür.
 
 d) Fahriyye: Şairin kendi şiirini ve kendini övdüğü bölümdür, birçok kasidenin son bölümüdür.
 
 e) Tegazzül: Kasidenin içine yerleştirilen gazeldir. Bu bölüm, her kasidede yer almaz.
 
 f) Dua: Kasidenin sunulacağı kişi için Allah'tan iyilik ve güzelliklerin dilendiği bölümdür.
 
 
 
 Kasideler konularına göre adlar alır:
 
 
 
 Tevhit: Allah'ın birliğini anlatan kasidelerdir.
 
 Münacat: Allah'a yalvarmak için yazılan kasidelerdir.
 
 Naat: Hz. Muhammet'i övmek amacıyla yazılanlara denir.
 
 Methiyye: Devrin ileri gelenlerinin övülmesi için yazılan kasidelerdir.
 
 Mersiye: Bir kimsenin ölümünden duyulan acıyı yansıtan kasidelerdir.
 
 Gazellerin olduğu gibi kasidelerin de bir başlığı yoktur. Kasideler nesib bölümünde işlenen temaya göre de adlar alır:
 
 Bahariyye, şitaiyye (kışla ilgili), ramazaniyye ...
 
 Kasideler rediflerine ve uyağın son harfine göre de adlandırılır. Su kasidesi, Adem kasidesi, Kerem kasidesi ya da kaside-i râiyye, kaside-i lâmiyye... gibi.
 
 Divan edebiyatında kaside türünün en önemli ismi Nef'i'dir.
 
 Nedim'den bir kaside:
 
 (Bu kaside Sadrazam İbrahim Paşa için yazılmıştır. Şiirde İstanbul'un nitelikleri anlatılmaktadır.)
 
 Bu şehr-i Sıtanbûl ki bî-misl ü bahadır
 Bir sengine yek-pâre Acem mülkü fedadır
 
 Bir gevher-i yek-pâre iki bahr arasında
 Hürşîd-i cihan-tâb ile tartılsa sezadır
 
 Bir kân-ı niamdır ki anın gevheri ikbal
 Bir bâğ-ı iremdir ki gülü izz ü âlâdır
 
 Altında mı üstünde midir cennet-i a'lâ
 El-hak bu ne halet bu ne hoş âb u havadır
 
 Her bâğçesi bir çemenistân-i letafet
 Her gûşesi bir meclis-i pür-feyz ü safadır
 
 Ey sadr-ı kerem-kâr ki dergâh-ı refîin
 Erbâb-ı dile kıble-i ümmîd-i recâdır
 
 İdin ola ikbâl ü saadetle mübarek
 Günden güne ikbâlin ola gün gibi zahir
 
 Sadrında seni eyleye Hak dâim ü sabit
 Hep âlemin ettikleri şimdi bu duadır
 
 Ey sadr-ı cihan-bân ede Hak devletin ef zûn
 Kim devletin erbâb-ı dile lûtf-i Hudâdır
 
 Ez-cümle Nedîmâ kulun ey âsaf-ı devran
 Müstağrak-ı lûtf u kerem ü cûd ü atadır
 
 | 
        |  | Alıntı 
 |