Öfke yaşantılarının sonucunda saldırganlığın ortaya çıkması beklenebilir, ancak öfkenin sonundaki tek seçenek saldırganlık değildir. Bireyin, öfkelendiği anda nasıl hareket edeceği; bireyin o anda içinde bulunduğu konumu, konumla ilgili genel durum, kültürel normlar, öfkenin şiddeti, benzer durumla ilgili olarak geçirilen önceki yaşantılar, öfke öncesi bireyin içinde bulunduğu durum gibi pek çok etmene bağlı olarak farklılık gösterir (Deffenbacher, 1999). Novaco’ ya (1975) göre, öfke bireylerde saldırganlığın dışında, psikosomatik ya da davranışsal olarak, çok geniş bir bicimde de ortaya çıkabilmektedir, örneğin; kas gerginliği, bas ağrısı, diş sıkma
vb. gibi. Ayrıca öfkenin saldırganlığa yol açıp açmayacağı, öfkeyi ortaya çıkaran uyarıcı etkenlerin özelliklerine, birey üzerindeki çevresel baskılara ve bireysel tercihlere göre değişebilmektedir (Aktaran: Bilge, 1996). Dykeman (1995), öfke ve saldırganlık arasındaki ilişkiyi incelemiş ve öfkenin, saldırganlığın bicim değiştirmiş bir hali olduğunu ifade etmiştir. Öfkenin, otomatik olarak saldırganlığa eslik etmemesine rağmen çoğu zaman saldırganlığın gösterilmesinde önemli bir rol oynadığını vurgulamıştır.
Problem çözme eğitimi, iletişim becerileri eğitimi, öfke denetimi eğitimi, bilişsel davranışçı tekniklerin kullanımı, psikodrama ve drama terapinin kullanımı ile hazırlanan programların saldırganlığı azaltmada etkili olduğu sonuçlarına ulaşılmıştır. Televizyon ve programları ve internet gibi medya değişkenlerinin sebep olduğu saldırganlık davranışlarının sosyalleşme sürecindeki önemi açısından değerlendirilip bu davranışlar engellenebilir. Öğrencilerin okul ortamında yaşayabilecekleri olası çatışmaları saldırganlığa başvurmadan yapıcı bir biçimde çözme becerileri kazandırılabilir. Şiddet ve saldırganlık olaylarını tüm yönleri ile tanınmalı ve öğrenciler üzerindeki olumsuz etkileri konusunda bilinçlendirilmeye önem verilmelidir. Bu konuda ilgililere hizmet-içi eğitim ve seminerler verilebilir. Empatiye yönelik, şiddet ve saldırganlık içermeyen problem çözme yöntemlerinin eğitim programlarında yer verilmesi, eğitimcilerin de bilgi, beceri ve tutumlarını değiştirip yeni bilgi, beceri ve tutumlar geliştirmeleriyle bu sorunun aşılabileceği belirtilmelidir. Öfke kontrolü, zorbalık, çatışma ve problem çözme gibi konularda öğrencilere yönelik grupla psikolojik danışma programları hazırlanmalı ve bu programların öncelikle eğitimcilere eğitimleri verilerek uygulanmalıdır. Saldırganlık davranışı sergileyen öğrenciler mümkün olduğu kadar grup etkinliklerine teşvik edilmelidirler. Buradaki görev ve sorumluluk sonucu elde edeceği basari onun üstünlük elde etme,hakim olma, herkese varlığını hissettirme duygularını doyurur.